- Menfi Tespit Talebi, Borçlu Olunmadığının Tespiti ve Alacağa Hükmedilmesi Talebi
- İhtiyati tedbir
- İhtiyati Haciz
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
KAMBİYO SENETLERİNE DAYALI MENFİ TESPİT DAVALARI VE BU DAVALARLA BİRLİKTE İLERİ SÜRÜLEN ALACAK TALEPLERİNİN HUKUKİ ANALİZİ
Giriş: Ticari hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan kambiyo senetleri (poliçe, bono, çek), alacak hakkını içeren ve tedavül kabiliyeti yüksek kıymetli evrak niteliğindedir. Ancak, bu senetlere dayanılarak başlatılan icra takiplerine karşı borçlu olduğu iddia edilen tarafın, aslında borçlu bulunmadığını tespit ettirme ihtiyacı doğabilmektedir. Bu ihtiyaca cevap veren hukuki müessese menfi tespit davasıdır. Borçlunun, aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan veya farklı bir hukuki sebebe dayanan bir alacağı da mevcut ise, menfi tespit talebiyle birlikte alacak talebini de aynı davada ileri sürmesi usul ekonomisi açısından önem arz etmektedir. İşbu makalede, kambiyo senedine dayalı olarak açılan menfi tespit davaları ile bu davalarla birlikte terditli veya müstakil olarak talep edilebilen alacak iddiaları, Türk İcra ve İflas Hukuku, Türk Ticaret Hukuku ve Türk Borçlar Hukuku perspektifinden, doktrin görüşleri ve Yargıtay içtihatları ışığında incelenecektir.
1. MENFİ TESPİT DAVASI
a. Tanımı ve Hukuki Niteliği:
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenen, borçlu olduğu iddia edilen kişinin, aslında borçlu olmadığının mahkeme kararıyla tespitini talep ettiği bir dava türüdür. Bu dava, bir eda davası olmayıp, hukuki bir durumun (borç ilişkisinin yokluğunun) tespitine yöneliktir. Davanın amacı, borçlunun hukuki durumunu netleştirmek ve hakkında başlatılmış veya başlatılması muhtemel bir icra takibinin haksızlığını ortaya koymaktır.
b. Hukuki Dayanağı:
Menfi tespit davasının temel hukuki dayanağı İİK md. 72'dir. Bu madde, borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceğini düzenlemektedir. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) genel hükümleri ve özellikle hukuki yarar (HMK md. 114/1-h) ve tespit davalarına ilişkin hükümleri (HMK md. 106) de uygulama alanı bulur.
c. Koşulları:
i. Hukuki Yarar: Menfi tespit davası açılabilmesi için davacının (borçlunun) bu davayı açmakta güncel bir hukuki yararının bulunması şarttır. Hakkında bir icra takibi başlatılmış olması veya başlatılma tehlikesinin bulunması, hukuki yararın varlığına karine teşkil eder. Henüz vadesi gelmemiş bir borç için kural olarak menfi tespit davası açılamaz ise de, borcun mevcut olmadığına dair ciddi iddialar ve alacaklının senedi vadesinden önce takibe koyma veya başkasına devretme riski gibi durumlarda hukuki yararın varlığı kabul edilebilir.
ii. Derdestlik Yasağı: Aynı konuda daha önce açılmış ve halen görülmekte olan bir dava (derdestlik) veya kesin hüküm bulunmamalıdır.
iii. Borçlu Olmadığı İddiası: Davacı, dava konusu kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığını iddia etmelidir. Bu iddia, senedin sahteliği, senedin bedelsizliği, borcun ödenmiş olması, takas, ibra, zamanaşımı gibi çeşitli sebeplere dayanabilir (İşbu Dilekçe, Madde III, IV).
d. Menfi Tespit Davasının Aşamaları:
İİK md. 72, menfi tespit davasının icra takibinden önce veya sonra açılmasına göre farklı sonuçlar öngörmektedir:
i. Takip Öncesi Açılan Menfi Tespit Davası: Borçlu, takipten önce dava açarak ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasını talep edebilir (İİK md. 72/2). Mahkeme, tedbir kararı verirse, genellikle borçludan alacak miktarının %15'inden az olmamak üzere teminat yatırmasını ister.
ii. Takip Sırasında Açılan Menfi Tespit Davası: İcra takibi başladıktan sonra açılan menfi tespit davası, kural olarak icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Ancak borçlu, yine alacağın %15'inden az olmamak üzere teminat yatırarak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesini engelleyici bir ihtiyati tedbir kararı alabilir (İİK md. 72/3) (İşbu Dilekçe, Madde VI, Talep Sonucu 2).
e. İspat Yükü:
Menfi tespit davalarında ispat yükü, genel kuralın aksine, davalı alacaklıdadır. Yani, alacaklı, alacağının varlığını hukuka uygun delillerle ispat etmek zorundadır. Ancak, davacı borçlu, borcun ödeme, ibra, takas gibi bir nedenle sona erdiğini veya senedin sahte olduğunu iddia ediyorsa, bu iddialarını ispatla yükümlü olur (HMK md. 190). Kambiyo senedinin varlığı, alacağın varlığına karine teşkil ettiğinden, davacı borçlu bu karinenin aksini (örneğin senedin hatır senedi olduğunu, bedelsiz kaldığını, anlaşmaya aykırı doldurulduğunu vs.) ispatlamak durumunda kalabilir. İşbu Dilekçe'de ileri sürülen ödeme (Madde IV.B.1), mahsup (Madde IV.B.2) ve takas (Madde IV.B.3) iddialarının ispatı davacıya ait olacaktır.
f. Kambiyo Senetleri Özelinde Menfi Tespit:
Kambiyo senetleri (bono, poliçe, çek) kural olarak "illetten mücerret" yani dayandığı temel borç ilişkisinden bağımsızdır (TTK md. 671, 778, 818). Bu ilke, senedi ciro yoluyla devralan iyi niyetli üçüncü kişileri korumayı amaçlar. Ancak, senedi düzenleyen (keşideci/muhatap) ile lehtar (ilk alacaklı) arasındaki ilişkide veya senedi bilerek borçlu zararına devralan kötü niyetli hamil ile borçlu arasındaki ilişkide, borçlu temel ilişkiden (örneğin, bir sözleşmeden) kaynaklanan def'ileri (savunmaları) ileri sürebilir (İşbu Dilekçe, Madde III.2, IV.A). Bu def'iler şunlar olabilir:
i. Bedelsizlik: Senedin karşılığını teşkil eden edimin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığı iddiası (İşbu Dilekçe, Madde IV.A.3).
ii. Sözleşmenin İfa Edilmemesi: Senedin dayandığı sözleşmedeki karşı edimin yerine getirilmemesi (İşbu Dilekçe, Madde IV.A.2).
iii. Sahtelik: Senet üzerindeki imzanın veya yazıların sahte olduğu iddiası (İşbu Dilekçe, Madde IV.C). Bu durumda mahkeme, HMK md. 211 ve devamı uyarınca imza ve yazı incelemesi yaptırır.
iv. Zamanaşımı: Kambiyo senetlerine özgü zamanaşımı sürelerinin (bono ve poliçede hamilin cirantalara ve keşideciye karşı 1 yıl, keşideciye karşı 3 yıl; çekte 3 yıl vb. TTK md. 749, 814) dolduğu iddiası (İşbu Dilekçe, Madde III.1).
v. Kambiyo Vasfının Yokluğu: Senedin TTK'da aranan zorunlu unsurları (örneğin "bono" kelimesi, kayıtsız şartsız ödeme vaadi, lehtarın adı, düzenleme tarihi, keşidecinin imzası vb. TTK md. 776) taşımadığı ve bu nedenle kambiyo senedi niteliğinde olmadığı iddiası (İşbu Dilekçe, Madde IV.D). Bu durumda senet, adi senet hükmünde olabilir.
vi. İrade Sakatlığı: Senedin hile, tehdit veya gabin gibi iradeyi sakatlayan nedenlerle imzalatıldığı iddiası (İşbu Dilekçe, Madde IV.E). Bu iddia kural olarak senedin doğrudan tarafı olan alacaklıya karşı ileri sürülebilir.
g. İhtiyati Tedbir Talebi:
Menfi tespit davasında davacı, davanın sonucu kesinleşene kadar icra takibinin ilerlemesini veya tahsil edilen paranın alacaklıya ödenmesini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir talep edebilir. Mahkeme, İİK md. 72/2 ve 72/3 uyarınca ve HMK'nın genel tedbir hükümlerine (HMK md. 389 vd.) göre bu talebi değerlendirir. Tedbir genellikle teminat karşılığında verilir (İşbu Dilekçe, Madde VI, Talep Sonucu 2).
h. Kötü Niyet Tazminatı:
Dava borçlu lehine sonuçlanırsa ve alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, mahkeme, borçlunun talebi üzerine, takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedebilir (İİK md. 72/5) (İşbu Dilekçe, Talep Sonucu 7). Aynı şekilde, dava alacaklı lehine sonuçlanır ve borçlunun ihtiyati tedbir talebinde haksız olduğu anlaşılırsa, alacaklının talebi üzerine borçlu aleyhine %20'den az olmamak üzere tazminata hükmedilebilir (İİK md. 72/4).
2. ALACAK DAVASI
a. Tanımı ve Hukuki Niteliği:
Alacak davası, bir kişinin başka bir kişiden hukuki bir sebebe (sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme vb.) dayanarak belirli bir miktar paranın veya başka bir edimin ifasını talep ettiği bir eda davasıdır. İşbu Dilekçe'de menfi tespit talebinin yanında, taraflar arasındaki aynı veya farklı bir sözleşmeden kaynaklanan bir alacağın tahsili de talep edilmektedir (Madde V, Talep Sonucu 8).
b. Hukuki Dayanağı:
Alacak davalarının hukuki dayanağı, alacağın kaynağına göre değişir. Genellikle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) genel hükümleri, sözleşme ilişkilerine dair hükümler (TBK md. 1 vd.), haksız fiil (TBK md. 49 vd.) veya sebepsiz zenginleşme (TBK md. 77 vd.) hükümleri uygulama alanı bulur. Ticari işlerden kaynaklanan alacaklarda ise TTK hükümleri de dikkate alınır. İşbu Dilekçe'deki alacak talebi, taraflar arasındaki bir sözleşmeye dayanmaktadır (Madde V.1, V.2).
c. Koşulları:
i. Alacağın Varlığı: Davacının, davalıdan talep ettiği alacağın hukuken mevcut olması gerekir.
ii. Muacceliyet: Kural olarak alacağın vadesinin gelmiş (muaccel) olması gerekir.
iii. İspat: Davacı, alacağının varlığını ve miktarını HMK çerçevesinde ispat etmekle yükümlüdür (HMK md. 190).
d. Menfi Tespit Davası ile Birlikte Açılması:
Borçlu olduğu iddia edilen kişinin, aynı davalıdan bir alacağı da varsa, menfi tespit davası ile alacak davasını birlikte (terditli veya bir arada) açması mümkündür. Bu durum, HMK md. 110 (davaların yığılması) veya HMK md. 166 (davaların birleştirilmesi) kapsamında değerlendirilebilir ve usul ekonomisine hizmet eder. Davacı, hem borçlu olmadığının tespitini hem de kendi alacağının tahsilini aynı yargılama içinde talep edebilir (İşbu Dilekçe, Konu, Talep Sonucu).
e. İspat Yükü:
Alacak davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerindedir. Davacı, alacağın dayandığı hukuki ilişkiyi (örn. sözleşme), bu ilişkiden doğan alacağını ve miktarını ispatlamalıdır. İşbu Dilekçe'de davacı, sözleşme uyarınca edimini ifa ettiğini ve bu nedenle alacağının doğduğunu ispatlamak durumundadır (Madde V.1, V.2).
f. Faiz Talebi:
Alacak davalarında, alacağın muaccel olduğu tarihten veya temerrüdün gerçekleştiği tarihten itibaren faiz talep edilebilir. Faizin türü (yasal faiz, ticari temerrüt faizi) ve başlangıç tarihi talepte açıkça belirtilmelidir (3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun). İşbu Dilekçe'de faiz talebi bulunmaktadır (Talep Sonucu 8).
g. İhtiyati Haciz Talebi:
Alacak davası açan davacı, alacağının tahsilini güvence altına almak amacıyla, İİK md. 257 vd. koşulları varsa, davalının malları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep edebilir. Bu talep, genellikle vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş para alacakları için söz konusu olur ve alacağın tehlikede olduğuna dair yaklaşık ispat yeterlidir (İşbu Dilekçe, Madde VII, Talep Sonucu 3).
3. İŞBU DİLEKÇE KAPSAMINDAKİ İDDİALARIN HUKUKİ DEĞERLENDİRİLMESİ
İşbu Dilekçe'de, kambiyo senedine dayalı takibe karşı hem menfi tespit hem de alacak talebi bir arada ileri sürülmektedir. İleri sürülen temel hukuki iddialar ve savunmalar şunlardır:
a. Temel İlişkiye Dayalı Def'iler: Davacı, senedin bir sözleşme (Madde II.1, III.1, IV.A.1) kapsamında verildiğini, ancak davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini (Madde IV.A.2) ve bu nedenle senedin bedelsiz kaldığını (Madde IV.A.3) iddia etmektedir. Bu iddia, senedin lehtarı olan davalıya karşı ileri sürülebilecek geçerli bir def'idir. Ayrıca, borcun kısmen veya tamamen ödendiği (Madde IV.B.1), mahsup edildiği (Madde IV.B.2) veya başka bir borçla takas edildiği (Madde IV.B.3) iddiaları da temel ilişkiye dayalı ve ispatı davacıya ait olan önemli savunmalardır.
b. Zamanaşımı İddiası: Senedin dayandığı iddia edilen sözleşmeye ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğu ileri sürülmüştür (Madde III.1). Ancak, kambiyo senedine dayalı takiplerde öncelikle TTK'da düzenlenen kambiyo senedine özgü zamanaşımı süreleri (TTK md. 749) dikkate alınır. Temel ilişkinin zamanaşımına uğramış olması, kural olarak soyutluk ilkesi gereği kambiyo senedinden doğan talebi doğrudan etkilemez, ancak temel ilişkinin zamanaşımına uğradığı ispatlanırsa, bu durum sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bir def'i olarak ileri sürülebilir.
c. Sahtelik İddiası: Senet üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığı iddiası (Madde IV.C.1), davanın kabulü halinde borçluluğu ortadan kaldıracak nitelikte mutlak bir def'idir. Bu iddianın HMK çerçevesinde bilirkişi incelemesiyle ispatı gerekecektir (Talep Sonucu 5, 6).
d. Senedin Kambiyo Vasfı Yokluğu İddiası: Senedin TTK md. 776'da sayılan zorunlu unsurlardan bazılarını taşımadığı ve bu nedenle kambiyo senedi vasfında olmadığı iddia edilmektedir (Madde IV.D.2). Şayet bu iddia ispatlanırsa, senet adi yazılı delil başlangıcı niteliğinde olabilir ve kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla takip edilemez.
e. İrade Sakatlığı İddiası: Senedin hile ile imzalatıldığı iddiası (Madde IV.E.1), TBK hükümlerine göre değerlendirilecek ve ispatı halinde borç ilişkisinin iptalini sağlayabilecek bir iddiadır.
f. Alacak Talebinin Dayanakları: Davacı, menfi tespit talebinin yanı sıra, taraflar arasındaki sözleşme gereği kendi edimini ifa ettiğini (Madde V.1) ve bu nedenle davalıdan belirli bir miktar alacağı olduğunu (Madde V.2) iddia ederek bu alacağın tahsilini talep etmektedir (Talep Sonucu 8). Bu talebin kabulü, davacının sözleşmeyi, ifasını ve alacağın miktarını ispatlamasına bağlıdır.
g. Talep Edilen Geçici Hukuki Korumalar: Dilekçede, hem menfi tespit davası kapsamında icra veznesindeki paranın ödenmemesi için ihtiyati tedbir (Madde VI, Talep Sonucu 2, 33) hem de alacak davası kapsamında davalının mallarına ihtiyati haciz (Madde VII, Talep Sonucu 3) talep edilmektedir. Bu taleplerin kabulü, ilgili kanuni şartların (İİK md. 72, İİK md. 257 vd., HMK md. 389 vd.) gerçekleşmesine ve mahkemenin takdirine bağlıdır.
4. DAVA UNSURLARI AÇISINDAN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Bu tür birleşik davaların başarısı için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi genel olarak önem taşımaktadır:
a. Hukuki Yararın Açıklanması: Menfi tespit davasında, davacının bu davayı açmakta güncel hukuki yararının (takip tehdidi, takibin başlamış olması vb.) dilekçenin ilgili kısımlarında (örneğin, "Açıklamalar" veya "Hukuki Sebepler" bölümünde) somut gerekçelerle açıklanması önemlidir.
b. Delillerin Somutlaştırılması: İleri sürülen her bir iddia (bedelsizlik, ödeme, sahtelik, alacak hakkı vb.) ile bu iddiayı ispatlamaya yarayacak delillerin (sözleşme metni, ödeme dekontları, ticari defterler, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi talebi vb.) açıkça ilişkilendirilmesi gerekir. Delil listesinde (Madde 36, 38) yer alan delillerin, dilekçedeki hangi vakıayı ispata yaradığının belirtilmesi (Madde 36), HMK'nın somutlaştırma yüküne (HMK md. 194) uygunluk açısından önemlidir.
c. Faiz Türü ve Başlangıç Tarihinin Belirlenmesi: Alacak talebinde (Madde V, Talep Sonucu 8), talep edilen faizin türünün (yasal faiz mi, ticari temerrüt faizi mi?) ve hangi tarihten itibaren başlatılacağının (temerrüt tarihi, dava tarihi vb.) net olarak belirtilmesi, mahkemenin talepten fazlasına hükmedemeyeceği (HMK md. 26) ilkesi gereği zorunludur.
d. Yetkili ve Görevli Mahkeme: Kambiyo senetlerinden doğan uyuşmazlıklar ve ticari nitelikteki alacak davaları için görevli mahkeme genellikle Asliye Ticaret Mahkemesi'dir (TTK md. 4, 5). Yetkili mahkeme ise HMK'daki genel (davalının yerleşim yeri - HMK md. 6) veya özel yetki kurallarına (örn. sözleşmenin ifa edileceği yer - HMK md. 10) göre belirlenir. İşbu Dilekçe'de görevli mahkeme doğru bir şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirtilmiştir (Madde 1).
SONUÇ
Kambiyo senedine dayalı menfi tespit davaları, borçlu olduğu iddia edilen kişiye, hakkındaki haksız iddialara karşı koyma imkanı tanıyan önemli bir hukuki yoldur. Bu davanın, mevcut bir alacak talebiyle birlikte ileri sürülmesi, uyuşmazlığın tek bir yargılama ile çözülmesini sağlayarak usul ekonomisine hizmet eder. Ancak bu tür davalar, kambiyo hukukunun soyutluk ilkesi ile temel borç ilişkisinden kaynaklanan def'ilerin yarıştığı, ispat yükünün dağılımının özellik arz ettiği ve geçici hukuki koruma tedbirlerinin önemli rol oynadığı karmaşık bir yapıya sahiptir. Davanın başarısı, iddiaların somut vakıalara ve hukuki delillere dayandırılmasına, ilgili mevzuat hükümlerinin ve güncel yargı kararlarının doğru bir şekilde analiz edilmesine bağlıdır. İşbu Dilekçe, bu tür bir davanın temel unsurlarını ve taleplerini içermekte olup, yargılama sürecinde ileri sürülen iddiaların HMK ve ilgili maddi hukuk kuralları çerçevesinde ispatlanması gerekecektir.
T.C.
...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Menfi Tespit ve Alacak talebidir.
DAVA DEĞERİ : ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkil ile Davalı arasında _._.20_ tarihli ... Sözleşmesi imzalanmıştır.
2. Sözleşme kapsamında Davalıya verilen _._.20_ düzenleme tarihli ... TL tutarlı senet dayanak gösterilerek aleyhimize takip başlatılmıştır.
3. Bununla beraber aynı sözleşme doğrultusunda ... karşılığı olarak Davalıdan ... TL tutarında karşı alacağımız bulunmaktadır.
4. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Takibe dayanak senet, esasen ... Sözleşmesine dayanmakta olup, ... yıllık zaman aşımı süresi tamamlanmıştır. Bu nedenle davalıya karşı borcumuz bulunmamaktadır.
2. Söz konusu senet Sözleşme yükümlülüklerince düzenlendiğinden illetten mücerret değildir ve sözleşme ifaları ile talep edilebilir hale gelebilir, kambiyo senedi hükmünde değildir. Bu hususta ifa yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği hususunda yargılamaya muhtaçtır.
3. ...
IV. ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır:
A. Alacaklı Edimini İfa Etmemiştir.
1. _._.202_ düzenleme tarihli ... TL tutarlı senet, Müvekkil ile Davalı arasında imzalanan ... Sözleşmesi kapsamında davalıya teslim edilmiştir.
2. Davalı ... Sözleşmesinden kaynaklı edim yükümlülüklerini yerine getirmemiştir.
3. Senedin ... kaynaklı bedelsiz kalması sebebi ile Davalıya karşı borcumuzun olmadığı anlaşılmaktadır.
4. Senede dayanarak alacak iddiasında bulunan taraf, senedin arkasındaki temel ilişkiyi, ticari defter kayıtları vb. delillerle ispat yükümlülüğü altındadır.
5. ...
B. Borç İfa Edilmiştir.
1. Senet alacağının arkasındaki esas sözleşme, taraflar arası imzalanan ... Sözleşmesi olup, Sözleşmeden kaynaklı borç, ekte sunulu dekonttan anlaşılacağı üzere _._.202_ tarihinde ödenmiştir.
2. Müvekkilin de aynı sözleşmeden ... Sebebiyle alacağı bulunmakta olup, borcun ... TL tutarlık kısmı mahsup edilmiştir.
3. Taraflar arası imzalanan ... konulu bir başka sözleşmede Davalının Müvekkile ... TL borcu bulunmaktadır. Borcun bir kısmı bu alacak kapsamında takas işlemi sonucunda sona erdirilmiştir.
4. Davalının başkaca bir alacağı bulunmaması nedeniyle menfi tespit istemimizin kabulü gerekmektedir.
5. ...
C. Senette Bulunan İmza Müvekkile Ait Değildir.
1. _._.202_ düzenleme tarihli ... TL tutarlı senet üzerindeki imza Müvekkile ait değildir.