- Mirasın Gerçek Reddi Talebi
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
MİRASIN GERÇEK REDDİ (HAKİKİ RET): HUKUKİ NİTELİĞİ, ŞARTLARI VE SONUÇLARI
1. GİRİŞ
Miras hukuku, bir kişinin ölümü üzerine malvarlığının (tereke) akıbetini düzenleyen hukuk dalıdır. Türk Medeni Kanunu (TMK), mirasın mirasçılara bir bütün olarak, kanun gereği geçtiği külli halefiyet ilkesini benimsemiştir (TMK m. 599/1). Bu ilke uyarınca mirasçılar, mirasbırakanın ölümüyle birlikte tereke üzerinde hak sahibi oldukları gibi, terekenin borçlarından da kişisel olarak sorumlu hale gelirler (TMK m. 599/2). Ancak mirasçılık sıfatı, mirasçılara bazı külfetler de yükleyebileceğinden, kanun koyucu mirasçılara bu sıfatı ve getirdiği sonuçları kabul etmeme imkânı tanımıştır. Bu imkânlardan biri, mirasın reddi kurumudur. İşbu makalede, mirasın gerçek reddi (hakiki ret) kurumu, hukuki niteliği, şartları, usulü ve sonuçları bakımından, ilgili mevzuat hükümleri ve doktrin görüşleri ışığında incelenecektir.
2. MİRASIN REDDİ KAVRAMI VE TÜRLERİ
Mirasın reddi, yasal veya atanmış mirasçının, kanunda öngörülen süre içerisinde ve usule uygun olarak, mirasçılık sıfatını istemediğini beyan etmesi suretiyle terekeyi kabul etmemesidir. Mirasçılık sıfatı, mirasbırakanın ölümü anında kendiliğinden kazanılmakla birlikte, bu sıfatın getirdiği hak ve yükümlülüklerin mirasçı tarafından istenmemesi halinde ret hakkı gündeme gelir.
Türk Medeni Kanunu, mirasın reddini iki ana başlık altında düzenlemiştir:
a. Mirasın Gerçek Reddi (Hakiki Ret): Bu ret türünde, mirasçı açık irade beyanıyla mirasçılık sıfatını reddeder. TMK m. 605/1'de "Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler" hükmü ile düzenlenmiştir. İşbu Dilekçe'nin konusunu oluşturan talep de bu ret türüne ilişkindir (Madde Konu). Mirasçı, herhangi bir gerekçe göstermek zorunda olmaksızın, süresi içinde yetkili mahkemeye yapacağı beyanla mirası reddedebilir.
b. Mirasın Hükmen Reddi (Varsayılan Ret): Bu durum, mirasbırakanın ölüm tarihinde ödemeden aczi (borca batıklığı) açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise gündeme gelir (TMK m. 605/2). Bu halde, mirasçıların mirası reddettiği karine olarak kabul edilir ve ayrıca bir ret beyanına gerek duyulmaz. Ancak mirasçılar, bu karinenin aksini ispat ederek veya açıkça mirası kabul ettiklerini beyan ederek mirası edinebilirler.
3. MİRASIN GERÇEK REDDİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ
Mirasın gerçek reddi, hukuki niteliği itibarıyla tek taraflı, varması gerekli, bozucu yenilik doğuran bir hukuki işlemdir.
a. Tek Taraflı Hukuki İşlem Olması: Ret beyanı, mirasçının tek başına iradesiyle hukuki sonuç doğurur. Başka bir kişinin veya makamın kabulüne bağlı değildir.
b. Varması Gerekli Hukuki İşlem Olması: Ret beyanının hukuki sonuç doğurabilmesi için, kanunda belirtilen makama (Sulh Hukuk Mahkemesi) ulaşması gerekir.
c. Bozucu Yenilik Doğuran Hukuki İşlem Olması: Ret beyanı, mirasbırakanın ölümüyle kendiliğinden kazanılan mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak (ex tunc) ortadan kaldırır. Ret beyanında bulunan kişi, mirasbırakanın ölümü anından itibaren mirasçı olmamış sayılır. Bu nedenle, ret beyanından dönülmesi kural olarak mümkün değildir.
4. MİRASIN GERÇEK REDDİNİN ŞARTLARI
Mirasın gerçek reddinin geçerli olabilmesi için aşağıdaki şartların bir arada bulunması gerekmektedir:
a. Mirasçılık Sıfatının Varlığı: Mirası reddedecek kişinin, mirasbırakanın yasal veya atanmış mirasçısı olması gerekir. Mirasçılık sıfatı olmayan bir kişinin yaptığı ret beyanı hukuki sonuç doğurmaz. İşbu Dilekçe'de davacının mirasçı olduğu varsayılmaktadır (Madde 2, Madde 3).
b. Ret Hakkının Kullanılmasına Engel Bir Durumun Bulunmaması: Kanun, bazı durumlarda mirasçının ret hakkını kullanamayacağını belirtmiştir. TMK m. 610/2'ye göre, yasal süre içinde mirası reddetmeyen veya tereke işlerine karışan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendine mal eden mirasçı, mirası reddedemez. Tereke işlerine karışmaktan kasıt, mirasçının terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için zorunlu bulunmayan tasarruflarda bulunmasıdır.
c. Ret Beyanının Şekli: Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır (TMK m. 609/1). Ret beyanı herhangi bir şekle tabi olmamakla birlikte, ispat kolaylığı açısından yazılı yapılması ve mahkemece tutanağa geçirilmesi yaygın uygulamadır. İşbu Dilekçe, yazılı ret beyanı niteliğindedir. Ret beyanını alan mahkemenin rolü, bir kabul veya onay makamı olmaktan ziyade, beyanı tespit etmektir. Mahkeme, ret beyanının süresinde yapılıp yapılmadığını ve beyanda bulunanın mirasçı olup olmadığını araştırır.
d. Ret Süresi: Mirasın reddi, belirli bir süre içinde yapılmalıdır. TMK m. 606'ya göre, miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için ise mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. İşbu Dilekçe'de bu sürenin dikkate alındığı belirtilmiştir (Madde 4.1). Önemli sebeplerin varlığı hâlinde sulh hâkimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir (TMK m. 615). Koruma önlemi olarak terekenin yazımı hâlinde ret süresi, yasal ve atanmış mirasçılar için yazım işleminin sona erdiğinin sulh hâkimi tarafından kendilerine bildirilmesiyle başlar (TMK m. 607).
e. Ret Beyanının Kayıtsız ve Şartsız Olması: Mirasın reddi beyanı, kayıtsız ve şartsız olmalıdır (TMK m. 609/3). Mirasın bir kısmının reddedilmesi veya ret beyanının bir şarta bağlanması mümkün değildir. Bu tür beyanlar geçersiz sayılır. İşbu Dilekçe'de mirasın kayıtsız ve şartsız reddedildiği ifade edilmiştir (Madde 3, Madde 12.2).
5. GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Mirasın reddi beyanının yapılacağı görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesi'dir (TMK m. 609). Yetkili mahkeme ise, mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesidir (TMK m. 576, 609/2; Hukuk Muhakemeleri Kanunu - HMK m. 11/1). İşbu Dilekçe, görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesi'ne hitaben yazılmıştır (Madde 1).
6. MİRASIN GERÇEK REDDİNİN HUKUKİ SONUÇLARI
Süresi içinde ve usulüne uygun olarak yapılan geçerli bir ret beyanının başlıca hukuki sonuçları şunlardır:
a. Mirasçılık Sıfatının Kaybı: Ret beyanında bulunan mirasçı, mirasbırakanın ölümü anından itibaren geçerli olmak üzere mirasçılık sıfatını kaybeder. Kanun, ret hâlinde mirasçının, mirasbırakandan önce ölmüş gibi kabul edileceğini belirtir (TMK m. 611/1). Bu durum, mirasçının tereke haklarından yararlanamayacağı gibi, tereke borçlarından da sorumlu olmayacağı anlamına gelir.
b. Miras Payının Akıbeti: Mirası reddeden yasal mirasçının payı, kendisi mirasbırakandan önce ölmüş gibi, varsa kendi altsoyuna geçer (TMK m. 611/1). Eğer reddeden mirasçının altsoyu yoksa, onun payı aynı zümredeki diğer mirasçılara intikal eder. Atanmış mirasçının mirası reddetmesi halinde, onun payı, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır (TMK m. 611/2).
c. En Yakın Tüm Mirasçıların Reddi Halinde: Mirasbırakana en yakın derecedeki tüm yasal mirasçıların mirası reddetmesi durumunda, tereke sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK m. 612). Tasfiye sonunda arta kalan bir değer olursa, bu değer mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.
d. Alacaklıların Korunması: Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddetmesi halinde, alacaklılar veya iflâs idaresi, durumun kendilerine bildirilmesinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Ancak bunun için mirasçıya yeterli güvence verilmemiş olması gerekir (TMK m. 617).
e. Ret Kararının Tescili: Sulh mahkemesi, yapılan sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder ve mirası reddeden mirasçının istemi hâlinde kendisine ret beyanını gösteren bir belge verir. Ayrıca, ret beyanı mahkemenin özel kütüğüne (mirasın reddi kütüğü) kaydedilir (TMK m. 609/4). İşbu Dilekçe'de bu tescil işlemi de talep edilmektedir (Madde 12.2).
7. İŞBU DİLEKÇE KAPSAMINDA DEĞİNİLEBİLECEK İLAVE HUSUSLAR
Mirasın gerçek reddi talepli dilekçelerde, davanın esasına ve ispatına yönelik olarak bazı hususların açıkça belirtilmesi faydalı olabilir:
a. Mirasbırakanın Ölümünün Öğrenildiği Tarih: TMK m. 606'da belirtilen 3 aylık hak düşürücü sürenin başlangıcı, yasal mirasçılar için mirasbırakanın ölümünün öğrenildiği tarihtir. Bu sürenin geçirilip geçirilmediği mahkemece re'sen (kendiliğinden) dikkate alınır. Bu nedenle, İşbu Dilekçe'nin "Esasa İlişkin Detaylı Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" (Madde IV) bölümünde, mirasbırakanın vefat tarihine ek olarak, davacının bu vefatı hangi tarihte öğrendiğinin belirtilmesi, ret beyanının süresinde yapıldığı iddiasını destekleyecektir.
b. Ret Hakkını Ortadan Kaldıran Davranışlarda Bulunulmadığı: TMK m. 610/2 uyarınca, tereke işlerine olağan yönetim dışında karışmak veya tereke mallarını gizlemek gibi eylemler, örtülü kabul anlamına gelerek ret hakkını düşürür. Davacının bu tür davranışlarda bulunmadığının İşbu Dilekçe'nin "Esasa İlişkin Detaylı Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" (Madde IV) bölümünde açıkça ifade edilmesi, ret hakkının kullanılabilir olduğunun vurgulanması açısından önemlidir.
8. ADLİ YARDIM TALEBİ
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. ve devamı maddeleri uyarınca, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. Adli yardım talebi, davanın açılacağı mahkemeden talep edilir ve kabulü halinde talepte bulunan kişi, yargılama harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulur. İşbu Dilekçe'de de davacı adına adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde 7-10, Madde 12.3). Mahkeme, talebin koşullarını değerlendirerek bir karar verecektir.
9. SONUÇ
Mirasın gerçek reddi, mirasçıların külli halefiyet ilkesinin getirdiği potansiyel ağır sorumluluklardan (özellikle terekenin borca batık olması durumunda) kurtulmalarını sağlayan önemli bir hukuki müessesedir. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi, TMK'da belirtilen sıkı şekil ve süre şartlarına tabidir. Ret beyanının kayıtsız şartsız olması, yasal süre içinde yetkili ve görevli Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yapılması ve ret hakkını düşüren eylemlerden kaçınılması gerekmektedir. Mirasın reddi, mirasçılık sıfatını geçmişe etkili olarak ortadan kaldıran ve miras payının akıbetini değiştiren önemli sonuçlar doğurur. Bu nedenle, ret hakkının kullanılması ve buna ilişkin hukuki sürecin yürütülmesi dikkat ve özen gerektirmektedir.
T.C.
...
SULH HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
MURİS : TC:
KONU : Mirasın gerçek reddi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. … TC Kimlik numaralı, Muris … , _._.20_ tarihinde vefat etmiştir.
2. Müvekkilim, Muristen kalan mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddetmektedir.
3. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. Yasal mirasçılar için, mirası ret süresi miras bırakanın ölümünü öğrendiği tarihten itibaren 3 ay olup; işbu yasal süre içerisinde mirası reddetmekteyiz.
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN D