- Ortaklığın Giderilmesi İzale-i Şuyu Talebi
- Adli Yardım
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
TAŞINMAZ MÜLKİYETİNDE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞÜYU) DAVASI: HUKUKİ ESASLAR VE UYGULAMA
Ortaklığın giderilmesi davası, Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) çerçevesinde düzenlenen, paylı veya elbirliği mülkiyetine tabi bir mal üzerindeki ortaklığa son vererek kişisel mülkiyete geçişi veya malın parasal değerinin paydaşlar/ortaklar arasında paylaştırılmasını sağlayan önemli bir hukuki müessesedir. Özellikle miras yoluyla intikal eden taşınmazlarda sıklıkla başvurulan bu dava türü, ortaklar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü ve mülkiyet hakkının bireyselleştirilmesi açısından kritik bir role sahiptir. İşbu makalede, taşınmaz mülkiyetinde ortaklığın giderilmesi davasının hukuki temelleri, koşulları, usulü ve ilgili diğer hukuki meseleler doktrin ve yargısal içtihatlar ışığında incelenecektir.
1. ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
Ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu), TMK'da düzenlenmiş olan paylı mülkiyet (TMK m. 688 vd.) veya elbirliği mülkiyeti (TMK m. 701 vd.) rejimlerine tabi taşınır veya taşınmaz mallar üzerindeki birlikte mülkiyet durumunu sona erdiren bir hukuki süreçtir. Bu süreç, kural olarak paydaşlardan/ortaklardan herhangi birinin talebi üzerine başlatılabilir.
a. Paylı Mülkiyet: Birden çok kimsenin, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmasıdır (TMK m. 688/1). Her paydaş, kendi payı üzerinde temliki tasarruflarda bulunabilir ve payını rehnedebilir (TMK m. 688/3).
b. Elbirliği Mülkiyeti: Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyetidir (TMK m. 701/1). Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Miras ortaklığı (tereke), elbirliği mülkiyetinin en yaygın örneğidir.
Ortaklığın giderilmesi davası, hukuki niteliği itibarıyla yenilik doğuran (inşaî) bir davadır. Mahkeme kararı ile mevcut hukuki durumda (ortaklık hali) bir değişiklik yaratılarak ortaklık sona erdirilir ve bireysel mülkiyete geçiş veya parasal paylaşım sağlanır. Davanın sonucunda verilen karar, tüm paydaşlar/ortaklar açısından bağlayıcıdır.
2. ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASININ TARAFLARI VE DAVA ŞARTI
Ortaklığın giderilmesi davasında davacı, kural olarak paydaşlardan veya ortaklardan herhangi biridir (TMK m. 698/1). Paylı mülkiyette her paydaş, elbirliği mülkiyetinde ise her ortak bu davayı açma hakkına sahiptir.
DavalI taraf ise, davayı açan paydaş/ortak dışındaki diğer tüm paydaşlar veya ortaklardır (Madde: Davalı bölümü). Bu davada, davanın konusunu oluşturan mal üzerindeki ortaklık ilişkisinin tarafı olan herkesin davada yer alması zorunludur. Bu durum, HMK kapsamında zorunlu dava arkadaşlığı olarak nitelendirilir. Tüm paydaşların veya ortakların davaya dahil edilmemesi, davanın usulden reddine sebep olabilir. Mahkeme, eksik taraf bulunması halinde davacıya diğer ortakları davaya dahil etmesi için süre verir.
Davanın temel şartı, dava konusu mal üzerinde hukuken geçerli bir paylı veya elbirliği mülkiyetinin bulunmasıdır. Bu durum, tapu kayıtları (Madde: Delil Listesi 10) veya veraset ilamı (Madde: Delil Listesi 9) gibi belgelerle ispatlanır (Madde II.1, Madde II.2).
3. ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASININ KONUSU VE HUKUKİ DAYANAKLARI
Davanın konusunu, paylı veya elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmaz mal üzerindeki ortaklığın sona erdirilmesi talebi oluşturur (Madde: Konu).
Davanın temel hukuki dayanağı TMK'dır:
a. Paylaşma İstemi Hakkı (TMK m. 698): "Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir." Bu hüküm, paydaşlara kural olarak her zaman ortaklığın giderilmesini talep etme hakkı tanır.
b. Paylaşma Biçimi (TMK m. 699): "Paylaşma, malın aynen bölünmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır." Bu madde, paylaşmanın nasıl yapılacağına dair temel yöntemleri belirler.
c. Elbirliği Mülkiyetinde Paylaşma: Elbirliği mülkiyetinde de, ilgili özel hükümler (örneğin miras için TMK m. 642 vd.) saklı kalmak kaydıyla, ortaklardan her biri ortaklığın giderilmesini talep edebilir. Miras ortaklığında paylaşma, kural olarak tüm mirasçıların anlaşmasıyla veya mahkeme kararıyla yapılır (TMK m. 642). Anlaşma sağlanamadığında, her mirasçı sulh mahkemesinden paylaşma isteyebilir (Madde II.2).
Ayrıca, yargılama usulü bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümleri uygulama alanı bulur.
4. ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ USULLERİ
TMK m. 699 uyarınca ortaklığın giderilmesi başlıca iki yöntemle gerçekleştirilir:
a. Aynen Taksim (Malın Fiilen Bölüşülmesi): Bu yöntemde, dava konusu taşınmaz fiilen bölünerek her paydaşa/ortağa payı oranında bağımsız bir bölüm veya parsel tahsis edilir. Aynen taksimin mümkün olabilmesi için şu koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
i. Taşınmazın niteliği ve imar durumu (ilgili mevzuat) bölünmeye elverişli olmalıdır.
ii. Bölünme sonucunda taşınmazda önemli bir değer kaybı meydana gelmemelidir.
iii. Talep halinde veya mahkemece resen yapılacak araştırma (bilirkişi incelemesi (Madde: Delil Listesi 2), keşif (Madde: Delil Listesi 3)) sonucunda aynen taksimin mümkün olduğunun tespit edilmesi gerekir.
iv. Bölünen parçaların değerleri arasında fark olması halinde, denkleştirme (ivaz ilavesi) yapılması mümkündür.
Mahkeme, öncelikle aynen taksim koşullarının bulunup bulunmadığını araştırmakla yükümlüdür. İşbu Dilekçe'de, taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı belirtilmiştir (Madde II.2).
b. Satış Yoluyla Taksim (Malın Satılarak Bedelinin Paylaştırılması): Aynen taksimin mümkün olmadığı veya durum ve koşullara uygun görülmediği hallerde (örneğin taşınmazın bölünmesi halinde ciddi değer kaybı yaşanacaksa veya imar mevzuatı gereği bölünemiyorsa), mahkeme taşınmazın satılarak elde edilecek bedelin paydaşlar/ortaklar arasında payları oranında dağıtılmasına karar verir (Madde: TALEP SONUCU 4, 5). Satış kural olarak açık artırma yoluyla yapılır ve İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilir. Ancak, tüm paydaşların/ortakların oybirliği ile anlaşması halinde satışın sadece paydaşlar arasında yapılmasına da karar verilebilir (TMK m. 699/3). İşbu Dilekçe'de öncelikli olarak paydaşlar arasında, mümkün olmazsa genel açık artırma usulüyle satış talep edilmektedir (Madde: TALEP SONUCU 4, 5).
5. YARGILAMA USULÜ VE GÖREVLİ/YETKİLİ MAHKEME
a. Görevli Mahkeme: Ortaklığın giderilmesi davalarında görevli mahkeme, taşınır veya taşınmaz malın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'dir (HMK m. 4/1-b). İşbu Dilekçe de doğru şekilde Sulh Hukuk Mahkemesi'ne hitaben yazılmıştır (Madde: Mahkeme başlığı).
b. Yetkili Mahkeme: Taşınmaz mallara ilişkin ortaklığın giderilmesi davalarında yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir (HMK m. 12/1). Bu yetki kesindir.
c. Yargılama Usulü: Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülen davalarda kural olarak basit yargılama usulü uygulanır (HMK m. 316/1-a). Bu usul, yazılı yargılama usulüne göre daha hızlı ve daha az formaliteye sahip bir yargılama biçimidir. Taraflar, iddia ve savunmalarını dilekçeleriyle birlikte sunarlar ve genellikle tek bir duruşma ile veya sınırlı sayıda duruşma ile dava sonuçlandırılmaya çalışılır.
6. DAVA DİLEKÇESİNDE BULUNMASI GEREKEN UNSURLAR
Ortaklığın giderilmesi davası dilekçesi, HMK m. 119'da belirtilen temel unsurları içermelidir:
a. Mahkemenin adı (Madde: Mahkeme başlığı)
b. Davacı ile davalının adı, soyadı veya unvanı ve adresleri (Madde: Davacı/Davalı bölümleri)
c. Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresi (Madde: Vekil bölümü)
d. Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda dava konusunun değeri (Madde: Konu)
e. Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri (Madde: Açıklamalar - I, II, IV bölümleri)
f. İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği (Madde: Delil Listesi)
g. Dayanılan hukuki sebepler (Madde: IV bölümü ve ilgili mevzuat atıfları)
h. Açık bir şekilde talep sonucu (Madde: TALEP SONUCU)
i. Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası (Madde: İmza bölümü)
İşbu Dilekçe, bu temel unsurları içerecek şekilde yapılandırılmıştır.
7. ADLİ YARDIM TALEBİ
HMK m. 334 vd. hükümleri uyarınca, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında veya geçici hukuki korunma taleplerinde açıkça dayanaktan yoksun olmamak kaydıyla adli yardım talebinde bulunabilirler. Adli yardım talebi, davanın açılacağı mahkemeden veya dava açılmışsa ilgili mahkemeden istenir. Talebin kabulü halinde, kişi dava harçlarından, yargılama giderlerinden ve avanslardan geçici olarak muaf tutulur. İşbu Dilekçe'de de davacının mali durumuna dayanılarak adli yardım talebinde bulunulmuştur (Madde V, Madde: TALEP SONUCU 2). Mahkeme, sunulan belgeler ve gerekçeler doğrultusunda bu talebi değerlendirecektir.
8. YARGILAMA GİDERLERİ VE VEKALET ÜCRETİ
Ortaklığın giderilmesi davaları, niteliği gereği tüm paydaşların/ortakların menfaatine sonuç doğuran davalardır. Bu nedenle, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, yargılama giderleri (harçlar, keşif, bilirkişi ücretleri vb.) ve avukatlık ücreti, davanın sonunda paydaşlara/ortaklara payları oranında yükletilir. Yani davayı kimin açtığına bakılmaksızın, masraflar genellikle tüm ortaklar arasında paylaştırılır. İşbu Dilekçe'de yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep edilmişse de (Madde: TALEP SONUCU 7, 8), mahkemenin bu konudaki takdiri yerleşik uygulama doğrultusunda olacaktır.
9. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR (GENEL DEĞERLENDİRME)
Ortaklığın giderilmesi davalarında başarıya ulaşmak ve hak kayıplarını önlemek için bazı hususlara dikkat edilmesi önem arz etmektedir:
a. Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Çevrilmesi: Dava konusu taşınmaz üzerinde elbirliği mülkiyeti (örneğin miras ortaklığı) söz konusu ise (Madde II.1), bazı durumlarda öncelikle bu mülkiyet türünün paylı mülkiyete dönüştürülmesi gerekebilir. Ancak Yargıtay, terekeye dahil bir taşınmazın paylaşılması için açılan davada, ayrıca elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine gerek olmaksızın, doğrudan satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilebileceğini kabul etmektedir. Davanın koşullarına göre bu durum değerlendirilmelidir.
b. Muhdesat Aidiyetinin Tespiti: Ortaklığa konu taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda paydaşlar arasında bir anlaşmazlık varsa, bu durumun çözülmesi gerekir. Muhdesatın bir veya birkaç paydaşa ait olduğu iddia ediliyorsa, bu iddianın ayrı bir dava (muhdesatın aidiyetinin tespiti davası) ile veya ortaklığın giderilmesi davası içinde (eğer tüm paydaşlar kabul ederse veya mahkemece uygun görülürse) karara bağlanması gerekebilir. Aksi takdirde, muhdesat da arazi ile birlikte satılır ve bedeli paylar oranında dağıtılır. Bu konu, dilekçenin "Esasa İlişkin Detaylı Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" (Madde IV) bölümünde, eğer mevcutsa, detaylandırılabilir.
c. Taşınmazın Niteliği ve İmar Durumu: Aynen taksimin mümkün olup olmadığını belirlemede en önemli faktörlerden biri taşınmazın mevcut imar durumu ve fiili niteliğidir. Bu nedenle, ilgili belediyeden veya kurumdan güncel imar durumu belgelerinin temin edilmesi ve keşif/bilirkişi incelemesi (Madde: Delil Listesi 2, 3) yapılması büyük önem taşır.
d. Paydaşlar Arası Anlaşma Olasılığı: Yargılama süreci uzun ve masraflı olabileceğinden, dava açılmadan önce veya dava sırasında paydaşların kendi aralarında anlaşarak ortaklığı sona erdirmeleri (örneğin, bir paydaşın diğerlerinin payını satın alması, rızai taksim sözleşmesi yapılması vb.) her zaman mümkündür ve genellikle tercih edilen bir yoldur. Dilekçede mirasçıların anlaşamadığı belirtilmiştir (Madde II.2).
Sonuç olarak, taşınmaz mülkiyetinde ortaklığın giderilmesi davası, birlikte mülkiyet ilişkilerini sona erdiren ve mülkiyet hakkının kullanılmasındaki engelleri kaldıran önemli bir hukuki yoldur. Davanın usulüne uygun açılması, gerekli delillerin sunulması (Madde: Delil Listesi) ve hukuki sürecin doğru yönetilmesi, hak kayıplarının önlenmesi açısından elzemdir.
T.C.
...
SULH HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1. TC:
Adresi:
2. TC:
Adresi:
KONU : Taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
Muris ... (TC: ) _._.20_ tarihinde vefat etmiştir. Sunulu veraset ilamına göre Müvekkil miras bırakanın mirasçıları arasında yer almaktadır. Diğer mirasçılar Davalı olarak gösterilmiştir.
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
1. Muris tarafından mirasçılarına ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Ada ve ... Parsel sayılı ... niteliğindeki taşınmaz miras olarak kalmıştır. İlgili taşınmaz miras işleminden dolayı tapuda mirasçılar adına müştereken kayıtlı bulunmaktadır.
2. Mirasçıların anlaşarak taşınmazı paylaşma imkanları bulunmamaktadır. Söz konusu taşınmazın tapuda kayıtlı Mirasçılara, payları oranında aynen taksimi de mümkün değildir.
3. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
Esasa ilişkin vakıaların ve hukuki iddialarımızın ayrıntılı açıklamalarıdır: