- Sıra Cetveline İtiraz, Diğer Alacaklıların Muvazaalı Alacak Esaslarına İtiraz Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI: ALACAĞIN ESASINA İLİŞKİN MUVAZAA İDDİASI
GİRİŞ
Cebri icra hukukunun temel amaçlarından biri, borçlunun malvarlığı ile alacaklıların alacaklarını tatmin etmektir. Borçlunun malvarlığının birden fazla alacaklının alacağını karşılamaya yetmediği durumlarda, hacze iştirak ve satış bedelinin paylaştırılması gündeme gelir. İcra ve İflas Kanunu (İİK) uyarınca, satılan malın bedeli tüm alacaklıları ödemeye yetmezse, icra müdürü alacaklıların bir sıra cetvelini düzenler. Bu cetvel, alacaklıların hangi sırayla ve hangi oranda ödeme alacağını gösteren kritik bir belgedir. Ancak, sıra cetvelinin düzenlenmesi her zaman tüm alacaklıların haklarını tam olarak yansıtmayabilir. Gerek alacakların sırasına gerekse cetvele dahil edilen bir alacağın esasına yönelik hukuka aykırılık iddiaları bulunabilir. Bu noktada, alacaklılara sıra cetveline itiraz etme hakkı tanınmıştır. Bu makalede, özellikle sıra cetvelinde yer alan bir başka alacaklının alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla açılan sıra cetveline itiraz davası (alacağın esasına yönelik itiraz), ilgili yasal düzenlemeler, davanın koşulları, ispat yükü ve sonuçları açısından detaylı bir şekilde incelenecektir. İşbu Dilekçe de bu tür bir davanın açılmasına yönelik bir iradeyi yansıtmaktadır (Konu).
1. SIRA CETVELİ KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
Sıra cetveli, İİK'nın 140. maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlenmiştir. Haczedilen malın satılmasından sonra, satış bedeli tüm alacakları karşılamaya yetmiyorsa, icra müdürlüğü tarafından alacakların öncelik sırasını ve miktarlarını gösteren bir liste hazırlanır. Bu liste "sıra cetveli" olarak adlandırılır.
Sıra cetvelinin hukuki niteliği doktrinde tartışmalı olsa da, genel kabul gören görüşe göre icra müdürünün idari nitelikte bir işlemidir. Ancak bu işlem, maddi hukuk açısından kesin bir hüküm teşkil etmez ve ilgililerin yargı yoluna başvurarak itiraz etme hakkı saklıdır. Sıra cetveli, alacaklılara tebliğ edilir ve bu tebliğden itibaren itiraz süreleri işlemeye başlar.
2. SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI (İİK m. 142)
İİK'nın 142. maddesi, sıra cetveline karşı koyma yollarını düzenlemektedir. Buna göre, sıra cetvelindeki sıraya veya alacağın esasına ilişkin itirazlar için dava açılması gerekmektedir.
a. Sıraya İtiraz: Bir alacaklının, kendi sırasının yanlış belirlendiğini veya başka bir alacaklının sırasının usulsüz olarak öncelikli hale getirildiğini iddia etmesidir. Bu durumda dava, sırasına itiraz edilen alacaklıya veya alacaklılara karşı açılır.
b. Alacağın Esasına İtiraz: Bir alacaklının, sıra cetveline dahil edilmiş başka bir alacaklının alacağının gerçekte mevcut olmadığını, muvazaalı olduğunu veya iddia edilen miktarda olmadığını ileri sürmesidir. İşbu Dilekçe'de ileri sürülen temel iddia bu niteliktedir (Madde 3, 8). Bu dava türü, alacaklılar arasında bir tür "alacak kontrolü" mekanizması işlevi görür.
Bu makalenin konusunu oluşturan dava türü, alacağın esasına yönelik itirazlardan özellikle muvazaa iddiasına dayanan itirazlardır.
3. ALACAĞIN ESASINA İLİŞKİN İTİRAZ VE MUVAZAA İDDİASI
Sıra cetveline itiraz davasında, davacı alacaklı, davalı alacaklının alacağının veya bu alacağa dayanak teşkil eden hukuki işlemin muvazaalı olduğunu, yani görünürdeki işlemin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığını ve genellikle diğer alacaklılardan mal kaçırma veya onlara zarar verme amacıyla yapıldığını iddia eder.
a. Muvazaa Kavramı: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesinde düzenlenen muvazaa (danışıklı işlem), tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ifade etmeyen bir görünüş yaratmak konusunda anlaşmalarıdır. Cebri icra hukukunda muvazaa iddiası, genellikle borçlu ile anlaşan bir kişinin, gerçekte var olmayan bir borç ilişkisi yaratarak veya mevcut bir borcu şişirerek icra takibi başlatması ve hacze iştirak ederek diğer alacaklıların payını azaltmaya çalışması şeklinde ortaya çıkar. İşbu Dilekçe'de de davalı alacaklının haczinin muvazaalı işleme dayandığı iddia edilmektedir (Madde 3, 8).
b. Davanın Koşulları:
i. Davacı Sıfatı (Aktif Husumet Ehliyeti): Davayı açacak kişinin, sıra cetvelinde yer alan ve itirazının kabul edilmesi halinde hukuki durumu (alacağı pay) olumlu yönde etkilenecek bir alacaklı olması gerekir. Davacının, borçlu aleyhine geçerli bir icra takibi yapmış ve bu takibin kesinleşmiş olması şart değildir; takibin başlamış olması ve hacze iştirak hakkının bulunması yeterlidir. İşbu Dilekçe'deki müvekkilin, borçlu aleyhine takip başlattığı ve haciz uyguladığı belirtilmiştir (Madde 1, 4).
ii. Davalı Sıfatı (Pasif Husumet Ehliyeti): Dava, alacağının esasına (muvazaalı olduğu) itiraz edilen alacaklıya karşı açılır. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında, muvazaalı işlemin tarafı olması nedeniyle borçlunun da davalı olarak gösterilmesi genellikle gereklidir. Zira muvazaa iddiası, borçlu ile davalı alacaklı arasındaki ilişkiye dayanmaktadır ve verilecek karar borçlunun da hukukunu etkileyebilir. İşbu Dilekçe'de davalı olarak sadece itiraz edilen alacaklı gösterilmiştir (Davalı bölümü).
iii. Dava Konusu: Sıra cetvelinde yer alan belirli bir alacağın muvazaalı olduğu iddiasıyla, o alacak için ayrılan payın iptali ve bu payın, itiraz eden alacaklının alacağını karşılayacak şekilde kendisine veya icra dosyasına ödenmesi talebidir (Konu, Madde 10/4).
iv. Süre: Sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde dava açılmalıdır (İİK m. 142/1). Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Süresinde açılmayan davalar usulden reddedilir.
v. Görevli ve Yetkili Mahkeme: Bu tür davalarda görevli mahkeme, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi'dir (İşbu Dilekçe'nin başlığı). Yetkili mahkeme ise, İİK m. 142/1 uyarınca, sıra cetvelini düzenleyen icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir.
c. İspat Yükü: Sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, genel usul kurallarından (HMK m. 190) ayrışır. Alacağın esasına (örneğin muvazaalı olduğuna) itiraz edilmesi durumunda, Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre ispat yükü davalı alacaklıdadır. Yani, alacağının muvazaalı olduğu iddia edilen davalı alacaklı, alacağının gerçek ve geçerli bir hukuki ilişkiye dayandığını ispatlamakla yükümlüdür. Davalı, sadece takip dayanağı olan belgelere (örneğin, adi senet, fatura) dayanmakla yetinemez; alacağın varlığını ve miktarını kesin ve inandırıcı delillerle (ticari defterler, banka kayıtları, tanık beyanları, temel ilişkiyi ispatlayan diğer belgeler vb.) kanıtlamalıdır. İşbu Dilekçe'de de bu hususa değinilmiştir (Madde 6). Davacı alacaklının ise muvazaa iddiasını ileri sürmesi ve buna ilişkin olguları mahkemeye sunması yeterlidir.
d. Deliller: Muvazaa iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Özellikle taraflar arasındaki yakınlık (akrabalık, ticari ortaklık vb.), işlemin yapıldığı tarihteki borçlunun mali durumu, işlemin hayatın olağan akışına aykırılığı, bedel farkları gibi hususlar muvazaa iddiasını güçlendiren emareler olabilir. Tanık beyanları (Madde 12, 14), bilirkişi incelemesi (Madde 14), yemin (Madde 14), taraf isticvabı (Madde 14), ticari defterler, banka kayıtları ve ilgili icra dosyası (Madde 14) önemli delillerdir.
4. DAVANIN SONUÇLARI
Mahkeme, yargılama sonucunda davalı alacaklının alacağının muvazaalı olduğu kanaatine varırsa:
a. Davanın Kabulü: Sıra cetvelinin, davalı alacaklıya pay ayrılmasına ilişkin kısmının iptaline karar verir. İptal edilen bu pay, davacının alacağı ve fer'ileri (faiz, masraf vb.) oranında, onun alacaklı olduğu icra dosyasına ödenir (Madde 10/4). Eğer iptal edilen pay, davacının alacağından fazla ise, artan kısım diğer alacaklılara sıra cetvelindeki sıralarına göre dağıtılır.
b. Davanın Reddi: Mahkeme, davalı alacaklının alacağının gerçek ve geçerli olduğuna kanaat getirirse davayı reddeder. Bu durumda sıra cetveli olduğu gibi kesinleşir.
c. Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti: Dava sonucunda haksız çıkan taraf, yargılama giderlerini ve karşı tarafın vekalet ücretini ödemeye mahkum edilir (Madde 10/6, 10/7).
5. DİLEKÇEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR (GENEL)
Sıra cetveline muvazaa nedeniyle itiraz davası dilekçesi hazırlanırken aşağıdaki hususların net bir şekilde ortaya konulması, davanın selameti açısından önem arz eder:
a. Muvazaa İddiasının Somutlaştırılması: Davalı alacaklının alacağının neden muvazaalı kabul edilmesi gerektiğine dair somut vakıaların detaylı bir şekilde açıklanması gerekir. Borçlu ile davalı alacaklı arasındaki ilişki, alacağın dayanağı olan işlemin yapıldığı koşullar, işlemin zamanlaması, borçlunun mali durumu gibi muvazaa şüphesini güçlendiren tüm olgular "Esasa İlişkin Detaylı Vakıalar ve Hukuki Açıklamalar" başlığı altında (Madde 7) ayrıntılı olarak izah edilmelidir. Soyut iddialar yerine, somut delillere dayanan bir anlatım tercih edilmelidir.
b. Süre Unsuru: Dava dilekçesinde, sıra cetvelinin davacıya tebliğ edildiği tarihin belirtilmesi ve davanın İİK m. 142'de öngörülen 7 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığının vurgulanması, olası bir usuli ret nedenini bertaraf etmek açısından faydalıdır. Bu bilgi, "Usule İlişkin Açıklamalar" (Madde 6) veya "Esasa İlişkin Detaylı Vakıalar" (Madde 7) bölümlerine eklenebilir.
c. Tarafların Doğru Belirlenmesi: Yukarıda da belirtildiği gibi, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında, Yargıtay uygulaması gereği genellikle borçlunun da davalı olarak gösterilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Dilekçenin taraflar bölümü bu doğrultuda değerlendirilebilir.
d. Talep Sonucunun Netliği: Talep sonucunda (Madde 10), sıra cetvelinin hangi alacaklıya ilişkin hangi kısmının iptalinin istendiği ve iptal edilecek tutarın davacının hangi icra dosyasına ödenmesinin talep edildiği açıkça belirtilmelidir.
SONUÇ
Sıra cetveline, diğer alacaklıların alacaklarının muvazaalı olduğu iddiasıyla itiraz edilmesi, alacaklıların haklarını korumak için İcra ve İflas Kanunu tarafından tanınan önemli bir hukuki yoldur. Bu dava, özellikle borçlu ile anlaşarak diğer alacaklılara zarar verme kastıyla oluşturulan danışıklı alacaklara karşı etkin bir mücadele imkanı sunar. Davanın başarıya ulaşması, muvazaa iddiasının somut olgularla desteklenmesi, sürelere riayet edilmesi ve özellikle davalı alacaklının ispat yükünü yerine getirememesine bağlıdır. İşbu Dilekçe, bu hukuki sürecin başlatılmasına yönelik temel unsurları içermekte olup, davanın yargılama aşamasında ileri sürülecek deliller ve yapılacak detaylı açıklamalarla sonuca ulaşılacaktır. Bu tür davalar, cebri icra sisteminin adil işlemesine ve alacaklılar arasındaki eşitliğin korunmasına hizmet etmektedir.
T.C.
...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
KONU : Sıra cetvelindeki üst sıra alacaklıların takip konularının esaslarına ilişkin itiraz, payların iptali ve Müvekkilimin alacak dosyalarına ödenmesi talepleridir.
DAVA DEĞERİ : ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. Müvekkilim tarafından ... İcra Dairesi / Sayılı dosyası ile borçlu aleyhine takip başlatılmıştır.
2. Takip kapsamında borçluya ait taşınmaz ve araçlara haciz konulmuştur.
3. Sıra cetvelinde Müvekkil ... sırada yer almakta olup ... sırada yer alan haciz alacaklısının haczi muvazaalı işleme dayanmaktadır.
4. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
Davada ispat yükü diğer alacaklı davalıda olup, davalı alacağını takip dayanağında bulunan belgeler dışında kesin delil ile ispatlamak yükümlülüğündedir.
IV