- Tam Islah TalebiEkler
- Tam Islah Talebi
- Ekler
TÜRK HUKUKUNDA TAM ISLAH MÜESSESESİ VE USUL HUKUKU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
GİRİŞ
Medeni usul hukukunda yargılamanın temel ilkelerinden biri "tasarruf ilkesi"dir. Bu ilke uyarınca, dava konusunu belirleme ve davayı başlatma yetkisi taraflara aittir. Ancak yargılamanın dinamik yapısı içerisinde, tarafların başlangıçta eksik veya hatalı belirttikleri hususları düzeltme ihtiyacı ortaya çıkabilmektedir. İşte bu noktada "ıslah" müessesesi devreye girmektedir. Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini, karşı tarafın rızasına veya mahkemenin iznine gerek olmaksızın, kanunda öngörülen sınırlar dahilinde, kısmen veya tamamen düzeltmesine imkan tanıyan bir usul hukuku kurumudur. İşbu makalede, özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) çerçevesinde "tam ıslah" kurumu, şartları, sonuçları ve uygulamadaki önemi, ilgili mevzuat ve doktrin görüşleri ışığında ayrıntılı olarak incelenecektir.
ISLAH KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
Islah, HMK'nın 176 ila 182. maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK Madde 176/1'de "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." hükmü yer almaktadır. Islahın temel amacı, davada iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının katı uygulamasından kaynaklanabilecek hak kayıplarını önlemektir. Taraflar, dava veya cevap dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, hukuki sebepleri, delilleri veya talep sonucunu, yargılama belirli bir aşamaya gelene kadar ıslah yoluyla değiştirebilirler. Bu kurum, davanın başında öngörülemeyen durumların ortaya çıkması veya yapılan hataların telafisi için taraflara önemli bir imkan sunar. Hukuki niteliği itibarıyla ıslah, tek taraflı, varması gerekli bir irade beyanı ile kullanılan, bozucu yenilik doğuran bir haktır. Bu hakkın kullanılmasıyla, daha önce yapılmış olan hatalı veya eksik usul işlemi düzeltilir ve yargılamaya yeni şekliyle devam edilir.
ISLAHIN TÜRLERİ
HMK, ıslahı iki ana kategoriye ayırmıştır: kısmi ıslah ve tam ıslah.
a. Kısmi Islah: Taraflardan birinin yapmış olduğu belirli bir usul işlemini (örneğin, sadece talep sonucunu artırmak, belirli bir vakıayı düzeltmek veya yeni bir delil ileri sürmek gibi) değiştirmesidir. Kısmi ıslahta, değiştirilen işlem dışındaki diğer usul işlemleri geçerliliğini korur.
b. Tam Islah: Davacının, dava dilekçesini; davalının ise cevap dilekçesini, ilk itirazlar da dahil olmak üzere, dilekçede yer alan tüm unsurları (vakıalar, hukuki sebepler, deliller, talep sonucu vb.) kapsayacak şekilde tamamen değiştirmesidir (Madde 1). Tam ıslahta, ıslah edilen dilekçe önceki dilekçenin yerine geçer ve önceki dilekçeye dayanılarak yapılmış tüm usul işlemleri HMK Madde 180 uyarınca yapılmamış sayılır. İşbu Dilekçe, niteliği itibarıyla bir tam ıslah talebini içermektedir (Konu).
ISLAHIN ŞARTLARI
Islah hakkının kullanılabilmesi belirli şartlara bağlanmıştır:
a. Taraflarca Yapılmış Bir Usul İşlemi Olmalıdır: Islah, ancak tarafların kendi iradeleriyle gerçekleştirdikleri usul işlemleri (dava dilekçesi, cevap dilekçesi, delil listesi sunma vb.) için söz konusu olabilir. Mahkemenin veya üçüncü kişilerin yaptığı işlemler ıslah edilemez.
b. Islah İradesi Açık Olmalıdır: Islah talebi, açık bir irade beyanı ile yapılmalıdır. Bu beyan, yazılı bir dilekçe ile (işbu Dilekçe'de olduğu gibi) veya duruşma sırasında sözlü olarak yapılıp tutanağa geçirilmek suretiyle olabilir (HMK Madde 177/2).
c. Islah Tek Bir Kez Yapılabilir: Aynı davada taraflar, ıslah yoluna ancak bir defa başvurabilirler (HMK Madde 176/2). Bu kural, usul ekonomisi ilkesi ve yargılamanın gereksiz yere uzamasının önlenmesi amacıyla getirilmiştir.
d. Islah Belirli Bir Süre İçinde Yapılmalıdır: Islah, kural olarak tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir (HMK Madde 177/1). Yargıtay içtihatları, istinaf ve temyiz aşamalarında ıslah yapılamayacağını kabul etmektedir. Ancak bozmadan sonra veya tahkikat yeniden açılırsa, bu aşamalarda da ıslahın mümkün olabileceği kabul edilmektedir.
e. Kötüniyetli Olmamalıdır: Islah hakkının açıkça kötüniyetli olarak (yargılamayı uzatmak veya karşı tarafı taciz etmek amacıyla) kullanıldığı tespit edilirse, mahkeme ıslahı dikkate almayabilir ve ıslah talebinde bulunan tarafı giderlere mahkum edebilir (HMK Madde 182).
f. Islah Harcı Yatırılmalıdır: Özellikle dava değerini veya talep sonucunu artıran ıslah hallerinde, artırılan kısım için gerekli harcın yatırılması gerekebilir. Tam ıslahta ise, davanın baştan itibaren yeni bir dava gibi ele alınması durumu söz konusu olabileceğinden, harçlar konusunda mahkemenin değerlendirme yapması gerekir. İşbu Dilekçe'de harç konusuna değinilmemiş olmakla birlikte, mahkemece bu yönde bir ara karar kurulması muhtemeldir.
TAM ISLAHIN HÜKÜM VE SONUÇLARI
Tam ıslah, adından da anlaşılacağı üzere, davanın veya savunmanın temelini oluşturan dilekçenin bütünüyle değiştirilmesidir. HMK Madde 180, tam ıslahın sonuçlarını açıkça düzenlemiştir: "Davasını tamamen ıslah eden taraf, ıslah tarihinden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir."
a. Önceki İşlemlerin Hükümsüzlüğü: Tam ıslah durumunda, ıslah edilen dava veya cevap dilekçesi ve buna bağlı olarak yapılmış olan taraf usul işlemleri (örneğin, ilk dilekçeye dayalı delil sunma, tanık bildirme vb.) yapılmamış sayılır. Yargılama, ıslah edilen yeni dilekçe üzerinden devam eder. İşbu Dilekçe'de de, dava dilekçesindeki vakıaların, hukuki dayanakların, delillerin ve talep sonucunun değiştirildiği belirtilmektedir (Madde 1).
b. Yeni Dava Dilekçesi Verme Zorunluluğu: Tam ıslah talebinde bulunan tarafın, talepten veya mahkemenin ıslaha izin vermesinden (eğer sözlü talep edilmişse) itibaren bir hafta içinde ıslah edilmiş yeni dava/cevap dilekçesini mahkemeye sunması gerekir (HMK Madde 180). İşbu Dilekçe ekinde, tam ıslah edilmiş dava dilekçesi, delil listesi ve tanık listesinin sunulduğu belirtilmiştir (Madde 2, Ekler). Bu durum, HMK Madde 180'deki bir haftalık süreye uyum açısından önem taşır.
c. Karşı Tarafa Tebliğ ve Cevap Hakkı: Tam ıslah dilekçesi ve ekleri (yeni dava dilekçesi, delil listesi vb.) karşı tarafa tebliğ edilir (Madde 6, Item 2). Karşı tarafın, ıslah edilmiş dilekçeye karşı cevap verme ve kendi delillerini sunma hakkı doğar.
d. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler: HMK Madde 178 uyarınca, ıslahla düzeltilen işlemlerle ilgili zamanaşımı veya hak düşürücü süreler, ıslah edilen işlemin yapıldığı ilk tarihte kesilmiş veya durmuş sayılır. Yani ıslah, geriye dönük olarak süreleri canlandırmaz ancak ilk dava veya cevap dilekçesinin verildiği tarihteki hukuki durumu korur.
ISLAH VE DELİLLER
Islahın en önemli sonuçlarından biri de delillere ilişkindir. Kural olarak, taraflar delillerini dilekçeler aşamasında (dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap) bildirmek zorundadırlar. Özellikle tanık delili için HMK Madde 240/2, "Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler tanık olarak dinlenemez ve ikinci bir liste verilemez." hükmünü amirdir.
Ancak ıslah, bu kurala önemli bir istisna getirir. Islah yoluyla yeni vakıalar ileri sürüldüğünde, bu yeni vakıaların ispatı için yeni deliller gösterilebilir. İşbu Dilekçe'de de bu hususa değinilmiştir: "Islah dilekçesi ile ikinci tanık listesi sunulamaz ise de değiştirerek ileri sürdüğümüz vakıalarla ilgili tanık bildirme hakkımız bulunmaktadır. İlgili hususlarda tanık listemiz sunulmuştur." (Madde 4, 5). Bu ifade, HMK'nın ruhuna ve Yargıtay uygulamasına uygundur. Zira tam ıslah ile dava adeta yeniden açılmış gibi olduğundan, ıslah edilen yeni vakıalara ilişkin delillerin (tanık dahil) sunulabilmesi gerekir. Mahkeme, sunulan yeni tanıkların veya delillerin, ıslahla değiştirilen veya yeni eklenen vakıalarla ilgili olup olmadığını denetleyecektir. İşbu Dilekçe ekinde sunulan "Tam Islah Edilmiş Delil Listesi ve Tanık Listesi" (Ekler, Madde 2) bu amaca hizmet etmektedir.
ISLAH TALEBİ SONRASI USUL
Islah talebi mahkemeye ulaştıktan sonra aşağıdaki usuli işlemler gerçekleştirilir:
a. Karşı Tarafa Tebliğ: Mahkeme, ıslah talebini ve eklerini (özellikle tam ıslahta yeni dava dilekçesini) karşı tarafa tebliğ eder (Madde 6, Item 2).
b. Karşı Tarafın Cevabı: Karşı taraf, tebliğden itibaren HMK'da öngörülen süreler içinde (genellikle iki hafta) ıslaha karşı beyanlarını ve ıslah edilmiş yeni dilekçeye karşı cevaplarını sunabilir.
c. Mahkemenin Kararı: Mahkeme, ıslahın şartlarının oluşup oluşmadığını (süre, sayı, usulüne uygun talep vb.) değerlendirir. Şartlar oluşmuşsa, ıslah talebinin kabulüne karar verir (Madde 6, Item 1) ve yargılamaya ıslah edilmiş dilekçe üzerinden devam eder. Şartlar oluşmamışsa veya talep kötüniyetli ise ıslah talebini reddedebilir.
d. Yargılamanın Seyri: Tam ıslah kabul edildiğinde, yargılama büyük ölçüde başa döner. Yeni vakıalar ve deliller üzerinden tahkikat yapılır, tanıklar dinlenir ve yeni talep sonucuna göre karar verilir.
DOKTRİNDEKİ GÖRÜŞLER
Doktrinde ıslahın hukuki niteliği, kapsamı ve özellikle tam ıslahın önceki işlemleri ne ölçüde geçersiz kıldığı konusunda çeşitli tartışmalar bulunmaktadır. Ancak genel kabul, ıslahın iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnası olduğu ve adil yargılanma hakkının bir gereği olarak taraflara tanınması gerektiği yönündedir. Tam ıslahın, davanın temelini değiştiren yapısı nedeniyle, HMK Madde 180'deki sonuçları doğuracağı ve önceki taraf işlemlerini (dava açma işlemi hariç) hükümsüz kılacağı ağırlıklı görüştür.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Tam ıslah yoluna başvurulurken veya tam ıslah dilekçesi hazırlanırken bazı hususlara dikkat edilmesi, hak kayıplarının önlenmesi açısından önemlidir:
a. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler: Her ne kadar HMK Madde 178 ıslahın sürelere etkisini düzenlese de, tam ıslah ile ileri sürülen yeni taleplerin veya vakıaların, ilk dava tarihi itibarıyla zamanaşımına veya hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı dikkatlice değerlendirilmelidir. Özellikle tamamen farklı bir hukuki sebebe veya vakıaya dayanılması durumunda, bu sürelerin durumu kritik önem taşıyabilir. Bu değerlendirmeye, ıslah edilmiş yeni dava dilekçesinin "Hukuki Sebepler" veya "Açıklamalar" bölümünde yer verilebilir.
b. Talep Sonucunun Açıklığı: Tam ıslah ile sunulan yeni dava dilekçesinde, talep sonucunun (netice-i talep) açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunludur. Talepteki belirsizlik, davanın reddine veya istenenden farklı bir karar verilmesine yol açabilir. Islah edilmiş dava dilekçesinin "Talep Sonucu" kısmı bu açıdan titizlikle hazırlanmalıdır.
c. Yeni Delillerin İlgililiği: Tam ıslahla birlikte sunulan yeni delillerin (özellikle tanık listesi), ıslahla değiştirilen veya yeni eklenen vakıalarla doğrudan ilgili olduğunun açıkça belirtilmesi, bu delillerin kabul edilebilirliği açısından önemlidir. Islah edilmiş "Delil Listesi"nde (Ekler, Madde 2), hangi delilin hangi yeni vakıayı ispata yaradığına dair açıklamalar yapılması faydalı olacaktır.
SONUÇ
Tam ıslah, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenen, taraflara yargılama sırasında yaptıkları usul işlemlerini, özellikle dava veya cevap dilekçelerini, bütünüyle değiştirme imkanı sunan önemli bir müessesedir. Adil yargılanma hakkının ve hak arama özgürlüğünün bir yansıması olarak, usul ekonomisi ilkesiyle dengeli bir şekilde uygulandığında, maddi gerçeğe ulaşılmasına ve hak kayıplarının önlenmesine hizmet eder. Ancak, kanunda belirtilen şartlara (süre, sayı vb.) ve usule (bir hafta içinde yeni dilekçe verme zorunluluğu gibi) uygun olarak kullanılması ve kötüniyetli taleplerden kaçınılması gerekmektedir. Tam ıslahın kabulü halinde, ıslah edilen dilekçe dışındaki önceki taraf usul işlemleri yapılmamış sayılır ve yargılama yeni dilekçe üzerinden yürütülür. Bu nedenle, tam ıslah dilekçesi ve eklerinin (yeni dava dilekçesi, delil listesi vb.) titizlikle hazırlanması büyük önem arz etmektedir.
.
T.C.
...
... MAHKEMESİNE
ESAS NO : /
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
KONU : Tam ıslah talebidir.
AÇIKLAMALAR