- Acele Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Talebi
- Talep Sonucu
- Delil Listesi
ACELE KAMULAŞTIRMA SÜRECİNDE BEDEL TESPİTİ VE TAŞINMAZA ACELE EL KOYMA DAVASI: HUKUKİ BİR İNCELEME
1. GİRİŞ
Kamulaştırma, devletin veya diğer kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının gerektirdiği hallerde, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamına veya bir kısmına, bedelini peşin ödemek suretiyle, kanunda gösterilen esas ve usullere göre kamu mülkiyetine geçirmesi işlemidir. Mülkiyet hakkına bir müdahale teşkil eden kamulaştırma, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 46. maddesi ile güvence altına alınmış temel haklardan olan mülkiyet hakkına getirilen anayasal bir sınırlamadır. Anayasa, kamulaştırmanın ancak kamu yararı amacıyla, kanunla gösterilen esas ve usullere göre ve gerçek karşılıklarının peşin ödenmesi şartıyla yapılabileceğini hüküm altına almıştır.
Kamulaştırma işleminin temel yasal dayanağı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’dur. Bu kanun, kamulaştırma sürecinin nasıl işleyeceğini, tarafların hak ve yükümlülüklerini, bedel tespit esaslarını ve yargılama usullerini ayrıntılı olarak düzenlemektedir. Normal kamulaştırma süreci; kamu yararı kararının alınması, kamulaştırılacak taşınmazın belirlenmesi, idarenin satın alma usulünü denemesi, anlaşma sağlanamaması halinde idarenin asliye hukuk mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açması gibi aşamaları içerir.
Ancak bazı durumlarda, kamu hizmetinin veya projenin niteliği gereği, normal kamulaştırma sürecinin tamamlanması beklenemeyecek kadar acil bir ihtiyaç ortaya çıkabilir. İşte bu gibi istisnai haller için Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde "acele kamulaştırma" usulü düzenlenmiştir. Acele kamulaştırma, idareye, belirli şartların varlığı halinde, taşınmazın bedelini mahkemece tespit ettirerek bu bedeli malik adına bankaya yatırdıktan sonra, henüz kamulaştırma işlemlerinin tamamı (örneğin tapuda tescil) sonuçlanmadan taşınmaza fiilen el koyma imkanı tanır.
İşbu hukuki incelemenin konusunu, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca açılan, taşınmaz bedelinin tespiti ve idare lehine taşınmaza acele el konulması talebini içeren davalar oluşturmaktadır (İşbu Dilekçe, Madde 1, Dava Konusu). Bu tür davalar, acele kamulaştırma sürecinin en kritik aşamalarından birini teşkil etmekte olup, hem idarenin kamu hizmetini zamanında yerine getirebilmesi hem de mülkiyet hakkı sahibinin haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu makalede, acele kamulaştırma kurumunun hukuki çerçevesi, bedel tespiti ve acele el koyma davasının koşulları, yargılama usulü, ilgili mevzuat ve doktrindeki görüşler ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
2. ACELE KAMULAŞTIRMA KAVRAMI VE HUKUKİ DAYANAKLARI
Acele kamulaştırma, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenen istisnai bir kamulaştırma usulüdür. Bu usulün temel amacı, kamu yararının gerektirdiği ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, kamulaştırma işlemlerinin uzun sürmesi nedeniyle kamu hizmetlerinin aksamasını önlemek ve idareye süratle taşınmaza el koyma yetkisi tanımaktır.
a. Yasal Düzenleme:
2942 sayılı Kanun’un 4650 sayılı Kanun ile değişik 27. maddesi, acele kamulaştırmanın hangi hallerde ve nasıl yapılacağını belirler (İşbu Dilekçe, Dava Konusu). Maddeye göre acele kamulaştırma ancak şu durumlarda mümkündür:
i. 3634 sayılı Millî Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya
ii. Aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya
iii. Özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda.
Bu hallerde, diğer kamulaştırma işlemlerinden farklı olarak, Kanun’un kıymet takdirine ilişkin 15. madde dışındaki işlemler (örneğin satın alma usulünün denenmesi, pazarlık gibi aşamalar) daha sonraya bırakılarak, idarenin talebi üzerine mahkemece yedi gün içinde taşınmazın 15. maddedeki esaslar dairesinde ve bilirkişiler marifetiyle değeri tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, idare tarafından malik adına bankaya yatırıldıktan sonra taşınmaza idarece el konulabilir.
b. Acelelik Kararının Niteliği:
Acele kamulaştırma kararı, idari bir işlem niteliğindedir. Özellikle Cumhurbaşkanınca verilen acelelik kararları, kamulaştırma işleminin hızlandırılmasına yönelik özel bir yetki kullanımını ifade eder. Bu kararlara karşı idari yargıda dava açılabilir. Yargısal denetimde, kararın Kanun’da belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı, aceleliği gerektiren somut durumların varlığı ve kamu yararı ilkesine uygunluk denetlenir. İşbu Dilekçe'de, acele el koyma kararının dayanağı olan İçişleri Bakanlığı kararı ve Bakanlar Kurulu (güncel mevzuata göre Cumhurbaşkanlığı) kararından bahsedilmektedir (Madde IV/1). Bu kararların varlığı ve hukuka uygunluğu, davanın temelini oluşturur.
c. Kamu Yararı Kararı:
Her kamulaştırma işleminde olduğu gibi, acele kamulaştırmada da öncelikle bir kamu yararı kararının bulunması zorunludur. Acelelik kararı, mevcut ve geçerli bir kamu yararı kararına dayanmalıdır. Acele kamulaştırma usulü, kamu yararı kararının alınması zorunluluğunu ortadan kaldırmaz, sadece sürecin işleyişini hızlandırır.
3. ACELE KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ DAVASI
Acele kamulaştırma usulünde idare, taşınmaza el koyabilmek için öncelikle mahkemeden taşınmazın bedelinin tespitini talep etmek zorundadır. Bu talep, bir dava dilekçesi ile yapılır (İşbu Dilekçe).
a. Davanın Hukuki Niteliği:
Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesine dayanılarak açılan bu dava, özü itibarıyla bir tespit davasıdır. Mahkemeden istenen, acele el koymaya esas teşkil edecek bedelin belirlenmesidir. Bu dava, Kanun'un 10. maddesinde düzenlenen genel "kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili" davasından farklıdır; zira burada öncelikli amaç bedeli tespit ederek idarenin taşınmaza el koymasını sağlamaktır. Tescil gibi diğer işlemler daha sonraya bırakılır.
b. Görevli ve Yetkili Mahkeme:
Bu davalarda görevli mahkeme, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesidir (İşbu Dilekçe'de davanın Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açıldığı belirtilmiştir). Yetki, kamu düzenine ilişkin ve kesindir.
c. Taraflar:
Davanın davacısı, acele kamulaştırma kararını alan ve taşınmaza el koymak isteyen idaredir (İşbu Dilekçe, Davacı). Davalı ise, kamulaştırılan taşınmazın tapu sicilindeki malikidir (İşbu Dilekçe, Davalı). Taşınmaz paylı mülkiyete konu ise, tüm paydaşların davalı olarak gösterilmesi gerekir.
d. Dava Şartları ve İlk İnceleme:
Mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca dava şartlarını (yargı yolu, görev, yetki, tarafların ehliyeti, hukuki yarar, kesin hüküm bulunmaması vb.) ve ilk itirazları inceler. Acele kamulaştırma kararı ve ilgili kamu yararı kararının varlığı da bu kapsamda değerlendirilir.
e. Dava Dilekçesinin İçeriği (HMK md. 119):
Dava dilekçesi, HMK'nın 119. maddesinde belirtilen unsurları taşımalıdır:
i. Mahkemenin adı.
ii. Davacı ile davalının adı, soyadı veya unvanı ve adresleri (Madde 1). Varsa kanuni temsilci ve vekillerin bilgileri.
iii. Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda dava konusunun değeri (Madde 1, Dava Konusu, Dava Değeri). Bedel tespit davaları niteliği gereği belirsiz alacak davası olarak açılabilir ve dava değeri genellikle harca esas olmak üzere geçici bir değer olarak gösterilir (İşbu Dilekçe, Dava Değeri).
iv. Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri (Madde IV). Acele kamulaştırma kararının tarihi, sayısı, hangi taşınmazı kapsadığı gibi bilgilerin belirtilmesi önemlidir (Madde IV/1, Madde V).
v. İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği (Madde 11, Delil Listesi).
vi. Dayanılan hukuki sebepler (Madde 1, Dava Konusu; Madde IV/1).
vii. Açık bir şekilde talep sonucu (Madde 8).
viii.Davacının veya vekilinin imzası (Madde 10, Madde 13).
f. Yargılama Usulü:
Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi, bu dava için özel ve ivedi bir yargılama usulü öngörmektedir. Mahkeme, idarenin başvurusu üzerine, mümkünse tarafları da davet ederek, yedi gün gibi kısa bir sürede bilirkişi marifetiyle kıymet takdiri yapar. Genel kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davaları HMK uyarınca basit yargılama usulüne tabi iken, 27. madde kapsamındaki bu tespit süreci daha da hızlandırılmıştır. Mahkeme, keşif ve bilirkişi incelemesini ivedilikle yapar (Madde 12 - Bilirkişiler, Keşif).
4. TAŞINMAZA ACELE EL KOYMA KARARI
Acele kamulaştırma davasının temel sonuçlarından biri, mahkemenin idare lehine taşınmaza acele el koyma kararı vermesidir.
a. Hukuki Nitelik:
Acele el koyma kararı, nihai bir mülkiyet devri kararı olmayıp, idareye fiili kullanım hakkı veren, geçici nitelikte bir tedbir kararıdır.
b. Talep ve Koşulları:
Bu kararın verilebilmesi için şu koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
i. Geçerli bir acele kamulaştırma kararının bulunması (Madde IV/1).
ii. İdarenin dava dilekçesinde veya yargılama sırasında bu yönde bir talebinin olması (Madde 8/4).
iii. Mahkemece Kamulaştırma Kanunu'nun 15. maddesindeki esaslara göre bilirkişiler aracılığıyla taşınmazın bedelinin tespit edilmiş olması (Madde 8/3).
iv. Tespit edilen bu bedelin, idare tarafından malik adına, mahkemenin belirleyeceği bir bankaya yatırılmış (bloke edilmiş) olması (Madde 8/4).
c. Kararın Sonuçları:
Mahkeme, bu şartların sağlandığını tespit ettiğinde, taşınmaza idare tarafından acele el konulmasına karar verir. Bu karar ile idare, kamulaştırma süreci tamamlanmamış olsa bile, taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma, inşaata başlama gibi fiili eylemleri gerçekleştirme yetkisini kazanır. Acele el koyma kararı, tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh edilebilir.
d. Tapuya Tescil:
Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi, "kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanır" demektedir. Bu nedenle, acele el koyma kararı verilmesi, taşınmazın mülkiyetinin idareye geçtiği anlamına gelmez ve bu aşamada doğrudan tapuya tescil sonucunu doğurmaz. Tescil, ancak kamulaştırma sürecinin ilerleyen aşamalarında, genellikle idarenin açacağı veya acele kamulaştırma sonrası tamamlayacağı asıl bedel tespiti ve tescil davası sonucunda verilen kararla mümkün olur. İşbu Dilekçe'de yer alan tescil talebi (Madde 8/5), bu davanın doğrudan sonucu olmaktan ziyade, kamulaştırma sürecinin nihai hedefine yönelik bir talep olarak değerlendirilebilir. Mahkeme bu aşamada genellikle tescil talebini reddeder veya bu talebin daha sonra açılacak davada değerlendirilmesi gerektiğini belirtir.
5. BEDEL TESPİTİNDE ESAS ALINACAK KRİTERLER
Acele kamulaştırma sürecinde mahkemece yapılacak bedel tespitinde, Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesinde sayılan genel değerleme kriterleri esas alınır. Kanun'un 27. maddesi, bedelin 15. maddedeki esaslar dairesinde tespit edileceğini belirtmekle birlikte, 15. madde atfıyla aslında 11. maddedeki kriterlere yollama yapmaktadır. Bu kriterler şunlardır:
a. Taşınmazın cinsi ve nevi (Arsa, arazi, yapı vb.) (Madde V/1).
b. Yüzölçümü (Madde V/2).
c. Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değeri.
d. Varsa vergi beyanı.
e. Kamulaştırma tarihindeki resmî makamlarca yapılmış kıymet takdirleri.
f. Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri.
g. Arsalarda, kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri.
h. Yapılarda, resmî birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları ve yıpranma payı.
i. Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler.
Mahkeme, bu kriterleri dikkate alarak, taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapar ve uzman bilirkişilerden (gayrimenkul değerleme uzmanı, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi vb.) rapor alır (Madde 12 - Bilirkişiler, Keşif). Bilirkişi raporu, mahkemenin bedeli belirlemesinde önemli bir rol oynar ancak mahkemeyi bağlamaz. Değerleme tarihi, kural olarak dava açıldığı tarihtir.
6. DAVA SÜRECİ VE SONUÇLARI
Acele kamulaştırma bedel tespiti ve el koyma davası, ivedilikle sonuçlandırılması gereken bir davadır.
a. Yargılama Süresi: Kanun'un 7 günlük süreyi öngörmesi, uygulamanın her zaman bu kadar hızlı olacağı anlamına gelmese de, davanın makul sürede bitirilmesi hedeflenir.
b. Mahkeme Kararı: Yargılama sonunda mahkeme, taşınmazın acele el koymaya esas bedelini tespit eder ve şartları oluşmuşsa idarenin taşınmaza acele el koymasına karar verir.
c. Bedelin Ödenmesi ve El Koyma: İdare, tespit edilen bedeli malik adına bankaya yatırdıktan sonra mahkeme kararına dayanarak taşınmaza fiilen el koyar.
d. Asıl Kamulaştırma İşlemlerinin Tamamlanması: Acele el koyma işlemiyle süreç bitmez. İdare, kıymet takdiri dışındaki diğer kamulaştırma işlemlerini (örneğin, Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine göre bedel tespiti ve tescil davası açarak nihai bedelin belirlenmesi ve mülkiyetin idare adına tescili gibi) sonradan tamamlamakla yükümlüdür. Malik de tespit edilen acele el koyma bedelini yeterli bulmazsa, kamulaştırma sürecinin sonraki aşamalarında veya açılacak bedel tespiti ve tescil davasında daha yüksek bir bedel belirlenmesi için haklarını arayabilir.
e. Karara Karşı Kanun Yolları: Acele el koyma ve bedel tespiti kararına karşı kanun yolları (istinaf, temyiz) açıktır. Ancak kanun yoluna başvurulması, kural olarak el koyma kararının uygulanmasını durdurmaz.
7. DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Acele kamulaştırma bedelinin tespiti ve el koyma davalarında dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır:
a. Kamu Yararı ve Acelelik Gerekçesinin Somutlaştırılması: Davacı idarenin, dava dilekçesinde, acele kamulaştırmayı zorunlu kılan sebeplerin neler olduğunu, kamu yararının niteliğini ve işin neden ivedi olduğunu somut gerekçelerle açıklaması büyük önem taşır. Kanun'un 27. maddesinde sayılan hallerden hangisine dayanıldığı ve bu şartların olayda nasıl gerçekleştiği detaylı bir şekilde izah edilmelidir. Özellikle "IV. ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR" başlığı altında (Madde IV), dayanak idari kararların (Bakanlar Kurulu/Cumhurbaşkanlığı kararı gibi) içeriğine ve gerekçelerine yer verilmesi, mahkemenin talebin hukuki dayanağını değerlendirmesi açısından faydalıdır. Salt acelelik kararına atıf yapmak yerine, bu kararın alınmasına neden olan fiili ve hukuki durumun açıklanması, davanın kabul edilebilirliği ve ikna ediciliği bakımından önemlidir.
b. Belirsiz Alacak Davası Niteliği: Dava dilekçesinde dava değerinin "Belirsiz olarak şimdilik ... TL'dir" şeklinde belirtilmesi (Madde 1 - Dava Değeri), bedel tespit davalarının doğasına uygundur. Zira dava açıldığı anda taşınmazın gerçek değerinin tam olarak bilinmesi mümkün değildir; bu değer yargılama sırasında bilirkişi incelemesi ve mahkeme tespiti ile ortaya çıkacaktır. Bu nedenle, bu tür davaların HMK anlamında belirsiz alacak davası niteliği taşıdığı ve harca esas geçici bir değer gösterilerek açılabileceği kabul edilmektedir.
c. Tescil Talebinin Niteliği: İşbu Dilekçe'nin talep sonucunda, acele el koyma kararının yanı sıra, taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmesi de istenmektedir (Madde 8/5). Yukarıda da belirtildiği gibi, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi kapsamında açılan bu dava, öncelikli olarak el koymaya esas bedelin tespiti ve el koyma kararının alınmasına yöneliktir. Mülkiyetin devri sonucunu doğuran tescil işlemi, kural olarak bu davanın doğrudan bir sonucu değildir ve kamulaştırma sürecinin daha sonraki aşamalarında (genellikle Kanun'un 10. maddesine göre açılacak asıl bedel tespiti ve tescil davası ile) gerçekleşir. Mahkemenin bu aşamada tescil talebini, davanın niteliği gereği reddetmesi veya bu talebin zamanı gelince değerlendirileceğini belirtmesi muhtemeldir. Acele el koyma kararı tapuya sadece şerh edilir, tescil hükmünde değildir.
8. SONUÇ
Acele kamulaştırma, kamu hizmetlerinin aksamaması adına idareye tanınmış istisnai ve önemli bir yetkidir. Ancak bu yetkinin kullanılması, Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınan mülkiyet hakkına yönelik ciddi bir müdahale teşkil ettiğinden, sıkı şartlara bağlanmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca açılan acele kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaza el koyma davası, bu sürecin adil ve hukuka uygun işlemesinde merkezi bir role sahiptir.
Bu dava ile mahkeme, bir yandan idarenin acelelik ve kamu yararı gerekçelerini denetlerken, diğer yandan taşınmazın bedelini objektif kriterlere göre tespit ederek malikin mülkiyet hakkının parasal karşılığının güvence altına alınmasını sağlar. Yargılama sürecinin Kanun'da öngörüldüğü şekilde ivedilikle, ancak adil yargılanma hakkının tüm unsurları gözetilerek yürütülmesi esastır. Bilirkişi incelemesinin niteliği, bedel tespitinde kullanılan kriterlerin doğruluğu ve tarafların delillerinin eksiksiz toplanıp değerlendirilmesi, hem idarenin kamu hizmetini etkin bir şekilde yerine getirmesi hem de mülkiyet hakkı sahibinin mağduriyet yaşamaması açısından kritik öneme sahiptir.
Acele el koyma kararı, idareye fiili kullanım imkanı sağlamakla birlikte, kamulaştırma sürecinin nihai olarak tamamlanması ve mülkiyetin tescil edilmesi için gerekli diğer yasal prosedürlerin de takip edilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu süreç, kamu yararı ile bireysel mülkiyet hakkı arasındaki hassas dengenin korunmasını gerektiren, hukuki ve teknik detayları fazla olan özel bir yargılama türüdür.
T.C.
...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : TC:
Adresi:
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TC:
Adresi:
DAVA KONUSU : 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanun'un 4650 Sayılı Yasa ile değişik 27. maddesi gereğince, davalı adına kayıtlı ilgili taşınmazın bedelinin tespiti ve Müvekkil İdare adına acele el koyma kararı verilmesi talepleridir.
DAVA DEĞERİ : Belirsiz olarak şimdilik ... TL'dir.
AÇIKLAMALAR :
I. MÜVEKKİL HAKKINDA ESASA İLİŞKİN BİLGİ:
...
II. DİLEKÇE ÖZETİ:
Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanan dava konusu olayların maddeler halindeki kısa özetidir:
1. ...
2. ...
III. USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR:
1. ...
2. ...
IV. ESASA İLİŞKİN DETAYLI VAKIALAR VE HUKUKİ AÇIKLAMALAR:
1. Aşağıda tapu kayıt bilgileri verilen ilgili taşınmaz; İçişleri Bakanlığı’nın ... tarih ve ... sayılı kararının ardından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca ... tarihinde Acele El Koyma Kararı ile kamulaştırılmıştır. İlgili Karar Resmi Gazetenin ... Tarih ve ... Sayısı ile yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
2. İlgili karar uyarınca İdarece acele el konulan taşı