Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Daire 2004/24604 Esas 2012/ Karar
Karar Dilini Çevir:
(AİHS. m. 1, 2, 3, 5, 8, 13, 34, 41, 42, 44) (5233 S. K. m. 7) (285 S. KHK. m. 4) (BİŞKİN - TÜRKİYE DAVASI) (PAÇACI VD. - TÜRKİYE DAVASI) (ÖCALAN - TÜRKİYE DAVASI) (TANRIKULU - TÜRKİYE DAVASI) (OĞUR - TÜRKİYE DAVASI) (MCCANN VE DİĞERLERİ - BİRLEŞİK KRALLIK DAVASI) (İÇYER - TÜRKİYE DAVASI) (GASYAK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI) (KARABULUT - TÜRKİYE DAVASI) (TAHSİN ACAR - TÜRKİYE DAVASI) (SALMAN - TÜRKİYE DAVASI) (WOLF-SORG - TÜRKİYE DAVASI) (ÇAKICI - TÜRKİYE DAVASI) (ANIK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI) (AKKUM VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI) (MANSUROĞLU - TÜRKİYE DAVASI)

(Başvuru no. 24604/04 ve 16855/05)

KARAR

STRAZBURG

23 Ekim 2012

İşbu karar Sözleşme’nin 44 § 2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecek olup sekli bazı değişikliklere tabi tutulabilir.

NİHAYET ARICI VE DİĞERLERİ V. TÜRKİYE davasında,

Başkan

Ineta Ziemele,

Yargıçlar

Danute Jociene,

Dragoljub Popovic,

Işıl Karakaş,

Guido Raimondi,

Paulo Pinto de Albuquerque,

Helen Keller

ve Yazı işleri müdür yardımcısı Françoise Elens-Passos, katılımıyla oluşturulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Daire) gerçekleştirdiği kapalı müzakereler neticesinde 2 Ekim 2012 tarihinde tarihte aşağıdaki kararı vermiştir:

USUL

1. Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan (no. 42811/06) dava, Mehmet Arıcı’nın eşi ve çocukları Nihayet Arıcı, Hanefi Arıcı, Siman Töre, Mahsime Arıcı, Sidap Arıcı, Azade Arıcı ve Gülendam Arıcı ve merhum Muhsin Güngör’ün ebeveyneleri Abdullah Güngör ve Hila Güngör (“Başvuranlar”) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 16 Mayıs 2004 ve 16 Nisan 2005 tarihlerinde (“Sözleşme”) 34. maddesi uyarınca yapmış oldukları başvurudan ibarettir.

1. Başvuranlar adli yardımdan yararlanarak, Hakkari’de görev yapan Avukat M. Demiroğlu tarafından temsil edilmektedir. Türk Hükümeti (“Hükümet”) kendi görevlisi tarafından temsil edilmektedir.

3. Başvuranlar, yakınlarının öldürülmesi hususunda Sözleşmenin 3. ve 12. maddelerinin ihlal edildiğini savunmaktadırlar.

4. Başvuru, 7 Kasım 20009 tarihinde Hükümet’e tebliğ edilmiştir. Sözleşme’nin 29. maddesinin 1. paragrafına istinaden, Dairenin davanın kabul edilebilirliği ve esası konusunda aynı anda karar vermesi kararlaştırılmıştır.

OLAY VE OLGULAR

I. DAVANIN KOŞULLARI

5. Başvuranlar sırasıyla 1951, 1978, 1974, 1980, 1980, 1979 ve 1979, 1946 ve 1931 doğumludurlar ve Hakkari’de ikamet etmektedirler.

A. Başvuranların anlatımıyla olayların gelişimi

6. Kayseri 1. Komando Tugayı’na bağlı bir grup asker, 28 Eylül 1999 tarihinde, Bozyamaç (Şemdinli) Köyü’ne girmiş ve aralarında Kahraman adıyla da bilinen Mehmet Arıcı’nın evi olmak üzere birçok evde arama yapmışlardır. Arama boyunca köyde yaşayanların köyü terk etmeleri yasaklanmıştır.

7. Askerler, köyden ayrıldıktan sonra köylüler bir dizi silah sesi duymuşlardır.

8. Köylüler, hayvanlarını otlatmak için sabah erken vakitte köyden ayrılan ve o zamandan beri köye geri dönmeyen Mehmet Arıcı’yı aramaya çıkmışlardır, ancak kendisini bulamamışlardır.

9. Aynı gün, Muhsin Güngör Van şehrinde askerliğini yapmakta olan kardeşini ziyaret için kendi köyü Anadağ’dan (Şemdinli) ayrılmış ve daha sonra ölü bulunmuştur.

B. Hükümetin anlatımıyla olayların gelişimi

10. Bozyamaç köy halkı, 29 Eylül 1999 tarihinde, çatışma çıktığı söylentisi sonrası Öveç Yaylası’nda yedi kişinin cesedini bulmuşlardır.

11. Yapılan otopsi sonucunda bulunan cesetlerden birinin Mehmet Arıcı’ya, diğerinin ise Muhsin Güngör’e ait olduğu ortaya çıkmıştır.

C. Ulusal makamlar tarafından yapılan soruşturma

1. Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülen soruşturma

12. Mehmet Arıcı, Muhsin Güngör ve ayrıca beş Irak vatandaşının cesetleri Öveç Yaylası’nda bir kayanın altına gömülmüş şekilde bulunmuştur. Kayanın yakınında kan izleri ve 79 mermi kovanı bulunmuştur.

13. Soruşturmadan sorumlu savcı, askeri yetkililerden 28 Eylül 1999 tarihinde Bozyamaç Köyü’ndeki arama operasyonuna katılmış askerlerin isimlerinin kendisine bildirilmesini istemiştir.

14. Yetkililer, belirtilen tarihte bu köyde operasyon yapılmadığını belirtmişlerdir.

15. Aralarında Mehmet Arıcı’nın da bulunduğu yedi ceset hakkında bir otopsi ve ölüm raporu 30 Eylül 1999 tarihinde düzenlenmiştir. Bu rapordaki tespitlerde aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

-Bozyamaç Köy Muhtarı (“muhtar”) Mecit Atayılmaz Güzelkonak, 28 Eylül 1999 tarihinde saat on ikiye doğru Jandarma karakolundan çağrıldığını ve kendi aracıyla karakola gittiğini belirtmiştir. Jandarma A. M. ile konuşmuş ve Kayseri 2. ve 3. Komanda Taburu komutanlarının kendisiyle görüşmek istediğini söylemiştir. A. M. ile birlikte Kayseri Komando Taburu Karargahı’na gitmiş ve saat 17:30’a doğru Kayseri Tabur Komutanı ile görüşmüştür. Komutan, kendisine Kayseri komandolarının Bozyamaç Köyü civarında bir askeri operasyon yaptıklarını söylemiştir. Bu operasyon sırasında dört Iraklı ve Mehmet Arıcı’yı gözaltına almışlardı; gözaltına alınanlar jandarmalara teslim edilecekti. Muhtar, 29 Eylül 1999 tarihinde, garnizona gelmesini isteyen Şemdinli Jandarma Karakolu Komutanı Ş. Ş.’yi aramış ve Ş. Ş. kendisine köylerinin arka tarafında silahlı çatışma olduğunu ve Kayseri komandolarının ifadelerine göre, yedi teröristin ölü ele geçirildiğini kaydetmiştir. Jandarma Komutanı kendisine Kayseri komandolarının ifadelerini teyit etmek için çatışma mahalline gelmesini istemiştir;

-Muhtar, Cumhuriyet savcısını kendi köyüne yaklaşık sekiz kilometre uzakta Güzelkonak yamacında Bozyamaç Yaylası’nda Ayıyatağı denilen mevkide yedi cesedin bulunduğundan haberdar etmiştir. Antipersonel mayınlardan ve güvenlik tedbirlerinin yetersizliğinden dolayı muhtardan cesetleri Bozyamaç’a getirtmesi istenmiştir. Muhtar cesetleri arabayla Bozyamaç İlkokulu’na getirmiştir;

-Doktor, cesetleri bulunan kişilerin uzun menzilli silahlardan atılan mermilerle öldürüldüğünü saptamıştır. Özellikle, Mehmet Arıcı beyninin parçalanmasından dolayı ölmüştü;

16. Cumhuriyet savcısının 30 Eylül 1999 tarihinde düzenlediği ve muhtarın da imzaladığı tutanakta, yedi cesedin bulunduğu olay yerinde askerler tarafından kullanılan ateşli silahlardan çıkan 79 merminin bulunduğu belirtilmiştir.

17. Jandarma, 4 Ekim 1999 tarihinde, bir tutanak düzenlemiştir. Bu tutanağa göre, Bozyamaç Köyü yakınlarında Öveç Yaylası’nda 28 Eylül 1999 tarihinde çıkan çatışma sonrasında, köylüler tarafından aralarında Mehmet Arıcı’nın da cesedinin olduğu yedi ceset bulunmuştur. Irak vatandaşı diğer altı cesedin kimliği belirlenememiştir. Olay yerinin fotoğrafları çekilmiş ancak hiçbir belge ve kanıt bulunamamıştır.

18. Cumhuriyet savcısı, 5 Ekim 1999 tarihinde, bir tercüman aracılığıyla Mehmet Arıcı’nın Türkçe bilmeyen eşi Nihayet Arıcı’yı dinlemiştir. Nihayet Arıcı aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

- Kocası çobandı ve kaçakçılık yapmıyordu. Mehmet Arıcı, 28 Eylül 1999 tarihinde, keçilerini otlatmak için sabahın erken saatlerinde evinden ayrılmıştı. Kocası gittikten sonra askerler köyde aramaya yapmaya gelmişlerdi ve kocasının yanına gitmesine izin vermemişlerdi. Askerler, kendilerine Kayseri Komanda Birliği’nde olduklarını söylemişlerdi. Askerler, 9:30-10:00 saatler arasında evinde arama yapmışlar, aynı askerler daha sonra ikinci kez arama yapmaya gelmişlerdir. İlk arama sırasında askerler kocasının, askerde olan oğlunun ve büyük kızının adlarını sormuşlardır. İkinci aramada ise askerler diğer çocuklarının adını sormuşlardır. Bu ikinci arama sırasında, askerlerin yanında Rakıp Onay adlı bir köylü vardı. Muhtar o anda köyde değildi. Daha sonra askerler üçüncü kez evinde arama yapmışlardır ve kanıt bulamamışlardır. Son arama sonrası askerler bir tutanak düzenlemişlerdir. Nihayet Arıcı, Rakıp Onay’a askerlerin hangi nedenle evinde üç kez arama yaptıklarını sormuş ancak bir cevap alamamıştır. Komutan, Mehmet Arıcı’nın gözaltına alındığını söylemiş, Nihayet Arıcı, Türkçe bilmediği için kocasının gözaltına alınış nedenini soramamıştır. Eşinin gözaltına alınmasına tanık olmamış ancak akşam olduğunda kocası eve geri gelmemiştir. Köyün arka tarafından kesik makineli tüfek ateşi sesleri duymuştu. Gece olduğu için olay yerine gidememiştir. Ertesi gün, 29 Eylül 1999 tarihinde, diğer köylülerle birlikte kocasını aramaya çıkmışlar ve keçileri bulmalarına rağmen kocasının izine rastlayamamışlardır. Askerlere, kocasının nerede olduğunu soran muhtara haber vermiştir. Köylüler, 30 Eylül 1999 tarihinde, kocasını aramaya çıkmıştı; kendisi çocuklarının yanında kalmıştı. Aynı gün saat 20.30’a doğru köylüler Korğan Köyü’nün arka tarafında, köye yaklaşık altı km. uzakta, kocasının ve aynı zamanda diğer altı kişinin cesetlerini bulduklarını söylemişlerdir. Köylüler, askerlerin kocasını yakalandığına şahit olmuşlardı; bu şahitler Berhan Eren ve Emin Eren’di. Nihayet Arıcı ayrıca kocasının PKK mensubu olmadığını belirtmiştir ve Kayseri komandoları hakkında şikâyetçi olmuştur.

19. Cumhuriyet savcısı, 5 Ekim 1999 tarihinde, tercüman aracılığıyla Mehmet Arıcı’nın Türkçe bilmeyen kızı Azade Arıcı’yı dinlemiştir. İlgili şahıs, şu açıklamalarda bulunmuştur:

-Daha önce jandarmalar ifadesini almışlardı. Babası, 28 Eylül 1999 tarihinde, keçileri otlatmak için sabah erkenden evden ayrılmıştı. Kendisi de öğle yemeği için kendisinin yanına gidecekti ama askerler buna engel olmuşlardı. Kayseri komandoları üç kez evlerini aramıştı. İlk aramada Rakıp Onay yoktu. Bu arama sırasında askerler ona kendinin ve babasının, annesinin, askerde olan kardeşinin adlarını sormuşlardı. İkinci aramada Rakıp Onay askerlerle birlikteydi ama kendisine ikinci aramayı hangi nedenle yaptıklarını söylememişler ve kız kardeşinin adını sormuşlardı. Askerler evi üçüncü kez aramışlar, kendisi askerlere ve Rakıp Onay’a arama gerekçelerini sormuş ve cevap alamamıştı. Bir kanıt bulamadan tutanak düzenlemişlerdi. Öğlene doğru öğle yemeği için babasının yanına gitmiş ama babasını bulamamıştı. Burhan Eren ve Emin Eren Kayseri komandolarının babasını götürdüklerini görmüşlerdi ve akşam köyün tarafından silah sesleri geldiğini işitmişti. Babası eve gelmemiş, kendisinin jandarma karakolunda gözaltına alındığını düşünmüştü. Ertesi gün köylüler babasını aramaya çıkmışlar ancak bulamamışlardı. Köylüler, 30 Eylül 1999 tarihinde, Öveç Yaylası’nda Ayıyatağı denilen yerde babasının ve diğer altı kişinin cesetlerini bulmuşlardı. Babasını öldüren Kayseri komandoları hakkında şikâyette bulunmuştu.

20. Cumhuriyet savcısı, 5 Ekim 1999 tarihinde, Rakıp Onay’ı dinlemiştir. İlgili ifadesinde şu açıklamalara yer vermiştir:

- Daha önce Jandarma karakolunda ifadesi alınmıştı. Bozyamaç Köyündendi ve Mehmet Arıcı’yı tanıyordu. 28 Eylül 1999 tarihinde Güzelkonak Kayseri Komando Taburu’ndan askerler köyde aramaya yapmaya gelmişlerdi. Askerler, kendisinin nezaretinde Mehmet Arıcının evinde arama yapmışlar ve bir kanıt bulamamışlardı. Son aramadan sonra askerler Sidabe Arıcı tarafından imzalanan bir tutanak düzenlemişlerdi. Mehmet Arıcı ve diğer altı kişi, 28 Eylül 1999 tarihinde, Kayseri komandoları tarafından Ayıyatağı’na getirilmişlerdi. Burhan Eren ve Emin Eren bu durumuna şahit olmuşlardı. Rakıp Onay, 30 Eylül 1999 tarihinde, Mehmet Arıcı’nın ve diğer altı kişinin cesetlerini Öveç Yaylası Ayıyatağı mevkiinde bulmuştu. G-3 tüfeklere ait mermi kovanları toplamıştı.

21. Cumhuriyet savcısı, 5 Ekim 1999 tarihinde, bir tercüman aracılığıyla Türkçe bilmeyen Burhan Eren’i dinlemiştir. Burhan Eren aşağıdaki ifadeyi vermiştir:

- Daha önce 5 Ekim 1999 tarihinde jandarma karakolunda ifadesi alınmıştı. Burhan Eren 28 Eylül 1999 tarihinde Emin Eren ile birlikte keçilerini otlatıyordu. Mehmet Arıcı da kendilerinin yanında keçilerini otlatıyordu. Kayseri komandoları gelmiş, kendisinin ve Emin Eren’i üstünü aramışlardı. Askerler onları Mehmet Arıcı ve diğer altı kişinin yanına getirmişler ve Mehmet Arıcı’nın da üstü aranmıştı. Askerler, onun elbiselerini çıkarmışlar ve ondan para istemişler, aksi takdirde onu çıplak bırakacaklarını söylemişlerdi. Mehmet Arıcı’nın parası olmadığından askerler elbiselerini tamamen çıkarmışlar ve nüfus cüzdanına el koymuşlardı. Daha sonra, aynı taburdan bir grup asker diğer altı kişiyle birlikte gelmişlerdi. Bu altı kişiyi tanımıyordu ve Iraklı olduklarını düşünüyordu. Ne Mehmet Arıcı ne diğerlerinin üstünde silah yoktu; PKK mensubu oldukların gösteren giysileri de yoktu. Askerler bu yedi kişinin ellerini kemerlerle arkadan bağlamışlardı ve Güzelkonak istikametinde gidiyorlardı. Kendisi ve Emin Eren ve yedi kişi akşama kadar askerlerin kontrolünde kalmışlardı. Askerler daha sonra ona ve Emin Eren’e gitmelerini emretmişlerdir; bir süre sonra bu kişilerin getirildikleri istikametten bir dizi silah sesi gelmişti. Mehmet Arıcı ve diğer altı kişinin cesetleri iki gün sonra bulunmuştu.

22. Cumhuriyet savcısı, 5 Ekim 1999 tarihinde, bir tercüman aracılığıyla Türkçe bilmeyen Emin Eren’i dinlemiştir. Emin Eren, Burhan Eren’in ifadesinin içeriğini tekrarlamıştır.

23. PKK mensubu Mehmet Arıcı ve diğer altı kişinin cesetlerinin bulunduğu Bozyamaç’da meydana gelen çatışmayla ilgili 5 Ekim 1999 tarihinde Şemdinli Jandarma Komutanı Cumhuriyet Savcısı’na Emin Eren, Burhan Eren, Rakıp Onay, Azade Arıcı ve Nihayet Arıcı’nın ifadelerini göndermiştir. Bu kişiler bir önceki ifadelerini tekrar etmişlerdir.

24. Şemdinli Jandarma Karakolu Komutanı, 6 Ekim 1999 tarihinde, Cumhuriyet savcısına Bozyamaç Köyü’nde Mehmet Arıcı ve kimliği belirlenemeyen altı terörist örgüt mensubunun öldürüldüğü çatışmanın cereyan ettiği alanın yedi adet fotoğrafını göndermiştir.

25. Cumhuriyet savcısı, 7 Ekim 1999 tarihinde, köyün muhtarını dinlemiştir. Muhtar aşağıdaki açıklamalarda bulunmuştur:

- Kendisi, daha önce 30 Eylül 1999 tarihinde, Mehmet Arıcı’nın otopsisi sırasında dinlenilmişti. Çobandı ve PKK terörist örgütü ile hiçbir bağlantısı yoktu. Olaya tanıklık etmemişti. Mehmet Arıcı ve diğer altı kişi Kayseri 2. ve 3. Tabur komandoları tarafından getirilmişlerdi. İki gün sonra bu kişilerin cesetleri bulunmuştu. 30 Eylül 1999 tarihinde bu yedi kişinin cesetlerinin bulunduğu olay yerine bizzat gitmişti. Cesetlerin on metre kadar uzağında kan izleri vardı. Cesetler, yaklaşık 50 cm derinlikte taş ve toprakla bir çukura gömülmüştü. Yetkilileri haberdar etmiş ve köylülerle birlikte cesetleri çıkarmış ancak üstlerinde ayakkabıları haricinde hiçbir şey bulamamıştı. Cesetler Güzelkonak istikametinde Öveç Yaylası Ayıyatağı mevkiinde bulunmuştu; bu bölge köye yaklaşık altı kilometre uzaklıktaydı. Cesetlerin bulunduğu yerde G-3 tüfeğine ait mermi kovanları bulmuştu. Bu mermi kovanları Cumhuriyet savcısına teslim edilmişti. Cesetlerin bulunmasından üç gün sonra Reşat Arıcı ve Zeynel Dündar ile fotoğraf çekmek için olay yerine gitmişti ve herhangi bir örgüte ait hiçbir belge bulmamıştı. Bu kişilerin giysileri terörist örgütün mensuplarının giysilerine benzemiyordu.

26. Cumhuriyet savcısı, 7 Ekim 1999 tarihinde, Şemdinli 1. Komando Birliği’ne Kayseri 2. ve 3. Taburları’nın Bozyamaç Köyü’nde inceleme ve arama yapıp yapmadıklarını sormuş ve ilgili askerlerin isimlerini istemiştir.

27. Cumhuriyet savcısı, aynı gün, benzer bilgiyi Şemdinli Jandarma Komutanlığı’ndan istemiştir.

28. 11 Ekim 1999 tarihinde, Şemdinli 1. Komando Komutanı Cumhuriyet Savcısı’na, kendi birliklerinin Bozyamaç Köyü’nde araştırma ve arama yapmadıklarını bildirmiştir.

29. Şemdinli Jandarma Karakolu Komutanı, 19 Ekim 1999 tarihinde, Cumhuriyet savcısına kendi birliklerinin Bozyamaç Köyü’nde inceleme ve arama yapmadıklarını bildirmiştir.

30. Güvenlik güçleri, 15 Ekim 1999 tarihinde, üzerindeki şüpheleri değerlendirerek savcılık 285 sayılı kanun hükmünde ki kararname gereğince yetkisizlik kararı vermiş ve dosyayı Şemdinli İlçe İdare Kurulu’na havale etmiştir.

31. Şemdinli Jandarma Komutanı, 25 Ekim 1999 tarihinde, Cumhuriyet savcısına Kayseri 1. Komando Tugayı’nın 28 Eylül 1999 tarihinde Bozyamaç Köyü’nde araştırma ve arama yapmadığını bildirmiştir. Komutan, ölü bulunan altı Iraklının kimlik tespit çalışmalarının devam ettiğini belirtmiştir.

32. Bozyamaç Köy Muhtarı, 4 Kasım 1999 tarihinde, Cumhuriyet savcısına 28 Eylül 1999 tarihinde öldürülen diğer altı kişinin isimlerini iletmiştir:

- Nevzat Hasan Muhammet AİHMet;

- Şahuvan Muhammet Emin;

- Hasan Muhammet Hasan;

- Suran Sabır Muhammet Emin;

- Salih Latif Muhammet Hasan;

- Muhsin Güngör, Yeşilova (Derecik) köyü sakini.

33. Cumhuriyet savcısı, 15 Kasım 1999 tarihinde, 285 sayılı olağanüstü hal bölge valiliği ihdası hakkında kanun hükmünde kararnamenin 4. paragrafının i) bendine istinaden, ilgili şahıs yedi kişinin şiddet kullanılarak öldürülmesi ve soyulması olayının şüpheli faillerinin Kayseri 2. ve 3. Komando Taburu askerleri olduğu gerekçesiyle ratione metaria yetkisizlik kararı vermiştir. Savcı kararında, olay günü saat altıya doğru Mehmet Arıcı’nın köyün yakınlarında bir yamaçta keçilerini otlatmak için evden ayrıldığını. Bozyamaç Köyü’nün iki çobanı Burhan Eren ve Emin Eren’in de yakınlarda bir yerde hayvanlarını otlattıklarını ve sonradan Kayseri 2. ve 3. Tabur askerlerinin araştırma ve arama yapmak için Bozyamaç Köyü etrafına geldiklerini belirtmiştir. Bir grup asker Mehmet Arıcı’yla birlikte iki çobanın yanına gelmişler, askerler iki çoban ve Mehmet Arıcı’nın üstlerini aramışlar, iç çamaşırlarını da çıkartmak tehdidi ile elbiselerini çıkardıktan sonra kendilerinden para istemişlerdi. Askerler Mehmet Arıcı’nın üzerinde para olmadığından dolayı kendisini çırılçıplak soymuştu. Askerler daha sonra bu üç kişiyi, Kayseri 2. ve 3. Komando Taburları’ndan bir grup askerin diğer altı kişiyi tuttukları elli metre uzakta bir yere getirmişlerdi. İki çoban, Mehmet Arıcı hariç diğer kişileri tanımıyordu. Askerler, aynı zamanda diğer kişileri de aramışlar ve nüfus cüzdanlarına, para ve saatlerine el koymuşlardı. Askerler, yedi kişinin ellerini kemerlerle bağlamış ve iki çobanla birlikte Güzelkonak istikametine doğru gitmişlerdi. Bu arada askerler, Burhan Eren ile Emin Eren’e eve gitmelerini emretmişler ve daha sonra bu kişiler, yedi kişinin getirildiği istikametten silah sesleri duymuşlardı.

34. Savcı kararında, Kayseri Komando 2. ve 3. Tugay askerlerinin Mehmet Arıcı’nın evini üç kez aradıklarını ancak delil bulamadıklarını kaydetmiştir. Ev arama tutanağı askerler tarafından düzenlemişlerdir. Mehmet Arıcı, söz konusu olayın akşamı eve gelmeyince aile fertleri jandarma karakoluna başvurmuş ancak ertesi gün Mehmet Arıcı’nın karakolda tutulmadığını öğrenmişlerdir. Bu nedenle köylüler, Mehmet Arıcı’yı aramaya çıkmışlar ve 30 Eylül 1999 tarihinde Öveç Yaylası’nda Güzelkonak istikametinde Ayıyatağı mevkiinde yedi kişinin cesedini elli cm derinlikte gömülmüş halde bulmuşlardı. Cesetlerin, on metre kadar yakınında kan izleri bulunmuş ve G-3 tipi tüfeklere ait 7, 62 mm çapında 79 mermi kovanı toplamışlardır. Otopsi sırasında, ölenlerin birinin elbiseleri üstünde G-3 tüfeğinde çıkan 7, 62 mm bir mermi kovanı bulunmuştur. Cesetlerin otopsisi, bu kişilerin başa ve göğüs bölgesine isabet eden mermilerle öldürüldükleri saptanmıştır.

2. İdare kurulu tarafından yapılan soruşturma

35. Soruşturmayı yapmak için tayin edilen görevli, Rakıp Onay’ı 14 Şubat 2000 tarihinde dinlemiştir. Rakıp Onan, bir önceki ifadesini yinelemiştir.

36. Soruşturma görevlisi, Mehmet Arıcı’nın kızı Azade Arıcı’yı 18 Şubat 2000 tarihinde dinlemiştir. Azade Arıcı, Kayseri 2. ve 3. Tabur askerlerinin babasını öldürdüklerini ileri sürerek, önceki ifadelerini yinelemiş ve babasını öldürülenler hakkında dava açılmasını talep etmiştir.

37. Soruşturma görevlisi, yine aynı gün, Mehmet Arıcı’nın eşi Nihayet Arıcı’yı dinlemiştir. Kocasının ölümünden sorumlu kişiler hakkında şikâyetçi olduğunu söyleyerek önceki ifadelerini yinelemiştir.

38. Soruşturma görevlisi, Emin Eren’i 18 Şubat 2000 tarihinde dinlemiş ve kendisi de önceki ifadelerini tekrar etmiştir.

39. Soruşturma görevlisi, Emin Eren’i 18 Şubat 2000 tarihinde dinlemiştir; ilgili şahıs önceki ifadelerini yinelemiştir.

40. Soruşturma görevlisi, 18 Şubat 2000 tarihinde, oğlunun ihtilaf konusu olay sırasında öldürüldüğünü ileri süren Muhsin Güngör’ün babası Abdullah Güngör’ü dinlemiştir.

41. Yine aynı tarihte soruşturma görevlisi, muhtarı dinlemiş ve muhtar önceki ifadelerini yinelemiştir.

42. 11 Aralık 2000 tarihinde Şemdinli Kaymakamı, cevapsız kalan 17 Ocak 2000 tarihli yazısına atıfla, askeri yetkililerden haklarında adam öldürme ve gasp soruşturması açılan Kayseri 2. ve 3. Tabur askerlerinin istinabe yoluyla ifadelerinin alınmasını istemiştir.

43. Soruşturma görevlisi, Nihayet Arıcı’yı 16 Mart 2001 tarihinde dinlemiştir. Nihayet Arıcı önceki ifadelerini yinelemiştir.

44. Şahitlerin ve müteveffaların yakınlarının ifadelerini aldıktan sonra, kaymakamın art arda tayin ettiği görevliler birçok kez askeri yetkililerden Kayseri Komando 2. ve 3. Tabur komutanlarının dinlenmesini talep etmişlerdir.

45. Jandarmalar, yedi kişinin ölümü hakkında muhtarın ifadesini 16 Mart 2001 tarihinde almışlardır. Muhtar 7 Ekim 1999 tarihli ifadesini yinelemiştir.

46. Jandarmalar, 16 Mart 2001 tarihinde Azade Arıcı’yı dinlemiş ve kendisi de önceki ifadesini yinelemiştir.

47. Jandarmalar, 16 Mart 2001 tarihinde, öldürülen yedi kişi hakkında Emin Eren’i dinlemiştir. Emin Eren önceki ifadesini yinelemiştir.

49. Jandarmalar, yine 16 Mart 2001 tarihinde, Muhsin Güngör’ün babası Abdullah Güngör’ü dinlemiştir. Abdullah Güngör aşağıdaki ifadeyi vermiştir:

- İhtilaf konusu olaydan on gün önce, oğlu askerliğini yapmakta olan kardeşini ziyarete gitmiştir. Bu ziyaretten sonra, eve geri dönmesi gerekiyordu. Ancak, o günden beri ondan haber alamamıştı. Savcılığa müracaat etmiş, savcılık ise oğlunun bir resmi ile valiliğe başvurmasını söylemiştir. Daha sonra ölü bulunan kişilerin cesetleri, kendisine gösterilmiş ve oğlunu tam olarak teşhis edememiştir.

50. Jandarmalar 16 Mart 2001 tarihinde, Rakıp Onay’ı dinlemiş ve kendisi de önceki ifadesini yinelemiştir.

51. Kayseri 1. Komando Tugay Komutanı, 30 Mart 2001 tarihli yazısında kendisine bağlı hiçbir birliğin belirtilen yer ve tarihte operasyon yapmadığını ifade etmiştir.

52. Soruşturma görevlisi, fezlekesini 6 Haziran 2001 tarihinde teslim etmiş ve kovuşturma izni verilmemesini tavsiye etmiştir.

53. İdare kurulu 13 Haziran 2001 tarihinde yeterli delil olmadığı gerekçesiyle, aralarında Mehmet Arıcı ve Muhsin Güngör’ün de bulunduğu yedi kişinin öldürülmesi ve gasp iddiaları ile ilgili men-i muhakeme kararı almıştır.

54. Bu karar, otomatik olarak Van İdare Mahkemesi’ne iletilmiştir.

55. İdare Mahkemesi, bu kararı 19 Temmuz 2001 tarihinde iptal etmiştir. Mahkeme, bazı şahitlerin ifadeleri ışığında şüpheli kişilerin suçluluğu veya suçsuzluğunun ancak adli işlemler sonucunda belirlenebileceğini değerlendirmiştir.

3. Soruşturmanın Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi

56. Şemdinli Asli Ceza Mahkemesi’nde, Kayseri 2. ve 3. Komando Tugayı’na bağlı askerler hakkında aralarında Mehmet Arıcı ve Muhsin Güngör’ün de bulunduğu yedi kişinin öldürülmesi ve gasp suçundan dava açılmıştır.

57. Ceza mahkemesi 3 Temmuz 2001 tarihinde, savcılıktan Kayseri 2. ve 3. Komando Tugayı’na bağlı askerlerin tamamının listesini talep etmiştir.

58. Mahkeme 19 Eylül 2001 tarihinde, listenin verilmediğini saptayarak davayı ertelemeye karar vermiştir.

59. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 11 Ekim 2001 tarihinde, savcılığa ilgili tugaylara bağlı askerlerin listesini iletmiştir.

60. Cumhuriyet savcısı 11 Ekim 2001 tarihinde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Güzelkonak’ta (Şemdinli) 1999 ilkbaharından beri görevde olan Kayseri 2. ve 3. Komando Tugayları’ndaki rütbeli ve rütbesiz askerlerinin listesini talep etmiştir. Savcılık aynı zamanda, cesetleri bulunan yedi kişinin isimlerini açıklamıştır.

61. İkinci bir liste 15 Şubat 2002 tarihinde savcıya iletilmiştir.

62. Asliye Ceza Mahkemesi karar verilmesine yer olmadığına dair 13 Mart 2002 tarihinde karar vermiştir. Mahkeme, sanıkların kimlikleri belirlenmeden ceza davası açılamayacağını hatırlatarak, sanıkların kimliklerinin açıklanmadığı gerekçesiyle davanın kurallara uygun olarak açılmadığını kaydetmiştir. Asliye ceza mahkemesi diğer taraftan soruşturmanın geçerli usul kurallarına uygun olarak yürütülmesi için dosyanın savcılığa geri gönderilmesi gerektiğini belirtmiştir.

4. Cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen ek soruşturma

63. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, ihtilaf konusu olaya karışmış personelin listesini ve fotoğraflarını talep eden Şemdinli Cumhuriyet savcısının 15 Şubat 2002 tarihli yazısına atıfta bulunarak gerekenin yapılmasını istemiştir.

64. Davadan sorumlu savcı, isimleri daha önceden belirtilen askerlerin fotoğraflarının gönderilmesini 10 Mayıs 2002 tarihinde talep etmiştir. Bu fotoğraflar 19 Kasım 2002 tarihinde iletilmiştir.

65. Kara Kuvveleri Komutanlığı, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’nın 10 Mayıs 2002 tarihli mektubuna atfen 1 Temmuz 2002 tarihinde gerekenin yapılmasını istemiştir.

66. Şemdinli Cumhuriyet Savcısı 6 Eylül 2002 tarihinde, 10 Mayıs 2002 ve 6 Haziran 2002 tarihli yazılarına atıfla Kayseri Cumhuriyet Savcısı’nı ihtilaf konusu olaya karışmış personelin listesinin veya fotoğraflarının eline geçmediği konusunda bilgilendirmiştir.

67. Şemdinli Cumhuriyet Savcısı, Mehmet Arıcı’nın yakınlarının avukatının 27 Şubat 2003 tarihli talebi üzerine, Mehmet Arıcı hakkındaki ceza soruşturmasının devam etmekte olduğunu bildirmiştir.

68. Cumhuriyet savcısı 14 Nisan 2003 tarihinde Burhan Eren, Azade Arıcı, Nihayet Arıcı, Rakıp Onay ve muhtarı yeniden dinlemiştir. Ügilişahıslar önceki ifadelerini yinelemişlerdir.

69. Oltu (Erzurum) Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay döneminde askerlik hizmetini yapmakta olan Lokman Macit’in ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir.

70. Alaca (Çorum) Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay sırasında askerlik hizmetini yapmakta olan Z. K.’nın ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir.

71. Ankara Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay döneminde Yüzbaşı S. A.’nın ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın bir bilgi notuna göre S. A. altı aylık bir süre için görevli olarak Kosova’ya gitmiştir.

72. Zile (Tokat) Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay döneminde askerlik hizmetini yapmakta olan N. K.’nın ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir.

73. Kayseri Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay döneminde askerlik hizmetini yapmakta olan E. Ç.’nin ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir.

74. Kayseri Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde, Şemdinli Cumhuriyet savcısına ihtilaf konusu olay döneminde askerlik hizmetini yapmakta olan M. K.’nın ifadesini (dosyada okunamayan ifade) iletmiştir.

75. Kayseri Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay döneminde askerlik hizmetini yapmakta olan İ. B.’nin ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir.

76. Kayseri Cumhuriyet Savcısı, 12 Kasım 2003 tarihinde Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay döneminde ast subay İ. H. V.’nin ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir.

77. Cumhuriyet savcısı 15 Temmuz 2003 tarihinde, Abdullah Güngör’ü yeniden dinlemiştir. Güngör ifadelerini yinelemiştir.

78. Asker İ. D. 23 Aralık 2003 tarihli ifadesinde, taburuyla birlikte Derecik (Şemdinli) Bölgesi’nde bir operasyona katıldığını belirmiştir. İ. D. İhtilaf konusu olay hakkında ne olup bittiğini bilmediğini söylemiştir.

79. Polis 30 Aralık 2003 tarihinde S. A.’nın erkek kardeşini dinlemiştir. Kardeşi S. A.’nın Samsun’da görevde olduğunu belirtip adresini vermiştir.

80. Samsun Cumhuriyet Savcısı 12 Kasım 2003 tarihinde, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’na ihtilaf konusu olay döneminde Astsubay olan S. A.’nın ifadesini (dosyada bulunmayan ifade) iletmiştir.

81. Hava Kuvvetleri Komutanlığı 9 Şubat 2004 tarihinde, Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na Asker E. Ç.’nin garnizon değiştirdiğinden dolayı dinlenemediğini bildirmiştir.

82. Yüzbaşı İ. B. 27 Şubat 2004 tarihinde, Şemdinli Cumhuriyet Savcısı’nın istinabesi üzerine dinlenmiştir. İ. B. 28 Eylül 1999 tarihinde Şemdinli’de görevde olduğunu ancak ihtilaf konusu olaylar hakkında hiçbir şey bilmediğini ifade etmiştir.

83. Mehmet Arıcı’nın yakınları 3 Mart 2004 tarihinde, savcılıktan ceza davası soruşturmasının durumu hakkında bilgi istemişlerdir. Savcılık 8 Mart 2004 tarihli cevabında olayın sanıklarının kimliklerinin henüz tespit edilemediğini ve soruşturmanın devam ettiğini bildirmiştir.

84. Cumhuriyet savcısı 8 Mart 2004 tarihinde, Şemdinli Jandarma Komutanlığı’na cesetleri bulunan yedi kişinin kimliklerinin tespit edilmesini ve bu konuda kendisinin üç ay içinde bilgilendirilmesini talep

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat