(AİHS m. 5, 6, 34, 35, 41, 44) (765 S. K. m. 168) (1412 S. K. m. 298) (YAKUP KÖSE VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI) (KOŞTİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI) (TAMAMBOĞA VE GÜL - TÜRKİYE DAVASI) (ERTÜRK - TÜRKİYE DAVASI) (İPEK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI) (YAŞAR - TÜRKİYE DAVASI) (ATICI - TÜRKİYE DAVASI) (GETİREN - TÜRKİYE DAVASI) (CAHİT DEMİREL - TÜRKİYE DAVASI)
(Başvuru no. 35257/04)
KARAR
STRAZBURG
6 Ekim 2009
İşbu karar AİHSnin 44/2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir. Şekli düzeltmelere tabi olabilir.
USUL
T.C. vatandaşı Murat Bahçeli (başvuran) tarafından Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, 31 Ağustos 2004 tarihinde, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşmenin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - AİHS) 34. maddesi uyarınca yapılan 35257/04 numaralı başvuru sonucu bu dava görülmektedir.
Başvuran, İstanbul Barosu avukatlarından K.T. Sürek tarafından temsil edilmiştir.
OLAYLAR
I. DAVANIN KOŞULLARI
Başvuran 1976 doğumludur ve İstanbulda ikamet etmektedir.
20 Ağustos 1996 tarihinde, başvuran, DHKP-C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi) isimli yasadışı örgüte üye olmak, yardım ve yataklık yapmak şüphesiyle yakalanmış ve gözaltına alınmıştır.
3 Eylül 1996 tarihinde başvuran tutuklanmıştır.
6 Aralık 1996 tarihinde, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, diğer kişilerle birlikte başvuran hakkında eski Ceza Kanununun 168/1 maddesi uyarınca yasadışı örgüte üyelik suçlamasıyla bir iddianame sunmuştur.
20 Mayıs 2002 tarihinde, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, başvuranı ülke topraklarının bir kısmını bölmek amacı taşıyan faaliyetler yürütmekten dolayı suçlu bulmuştur. Başvuran ölüm cezasına çarptırılmış; bu ceza daha sonra müebbet hapis cezasına çevrilmiştir.
30 Eylül 2003 tarihinde, Yargıtay, başvuranın Ceza Kanununun hangi maddesi uyarınca suçlu bulunduğunu belirtmediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Yargıtay başvuranın, 6 Aralık 1996 tarihli iddianamede yer almayan bir olaydan kanuna uygun olmayan şekilde sorumlu tutulduğunu tespit etmiştir.
30 Haziran 2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 16 Haziran 2004 tarihli 5190 sayılı Kanun uyarınca Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılmıştır. Bu nedenle, başvuran hakkındaki dava, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
31 Mart 2006 tarihinde başvuran serbest bırakılmıştır.
Dava dosyasındaki bilgilere göre, dava İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde halen devam etmektedir.
HUKUK
I. AİHSNİN 5/3 VE 6/1 MADDELERİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI
Başvuran, AİHSnin 5/3 maddesi uyarınca tutukluluk süresinin aşırı olduğu konusunda şikayetçi olmuştur. Ayrıca, AİHSnin 6/1 maddesi uyarınca, hakkındaki cezai kovuşturmanın makul bir süre içinde tamamlanmadığını iddia etmiştir.
AİHM, başvuranın tutukluluk süresinin gözaltına alındığı 20 Ağustos 1996 tarihinde başladığını ve ilk derece mahkemesi tarafından mahkumiyet kararının verildiği 20 Mayıs 2002 tarihine kadar devam ettiğini kaydetmiştir. Bu tarihten Yargıtayın mahkumiyet kararını bozduğu 30 Eylül 2003 tarihine kadar, AİHSnin 5/1(a) maddesi anlamında yetkili mahkeme tarafından mahkum edilmesi üzerine hapsedilmiştir (bkz., Solmaz - Türkiye, no. 27561/02). Ancak, başvuran 30 Eylül 2003 tarihinden serbest bırakıldığı 31 Mart 2006 tarihine kadar AİHSnin 5/3 maddesi çerçevesinde yine tutuklu bulundurulmuştur. AİHM, başvuranın, bu şekilde, toplamda sekiz yıl üç ay süreyle tutuklu kaldığını gözlemlemiştir.
AİHM, dava süresine ilişkin olarak, ilgili sürenin başvuranın yakalanmasıyla 20 Ağustos 1996 tarihinde başladığını ve bugüne kadar taraflarca sunulduğu şekliyle dava dosyasındaki bilgilere göre İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde halen devam etmekte olduğunu gözlemlemiştir. Dolayısıyla, söz konusu süre, halihazırda, iki aşamalı yargılamada on üç yıl bir aydan fazla sürmüştür.
A. Kabuledilebilirliğe ilişkin