(AİHS m. 6, 29, 34, 35, 41, 44) (3713 S. K. m. 7) (765 S. K. m. 168)
(Başvuru No: 46284/99)
KARAR
STRAZBURG
14 Ekim 2004
Özet Tercüme
USULİ İŞLEMLER
Dava, Ufuk Yanıkoğlu ( "başvuran" ) isimli bir Türk vatandaşı tarafından AİHS'nin 34. maddesi uyarınca Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na ("Komisyon"), 16 Ocak 1999 tarihinde Türkiye aleyhine 46284/99 no ile yapılan başvurudan kaynaklanmaktadır.
Mahkeme, 31 Ocak 2002 tarihinde başvurunun kısmi kabul edilemez olduğuna ve diğer şikayetlerin Hükümet'e bildirilmesine karar vermiştir. Ayrıca 7 Kasım 2002 tarihinde Sözleşmenin 29/3 maddesi uyarınca esasların kabul edilebilirlikle birlikte incelenmesine karar vermiştir.
OLAYLAR
1971 doğumlu olan başvuran Ankara'da yaşamaktadır. Tarafların anlattığı şekilde olaylar şu şekilde özetlenebilir:
Başvuran 12 Kasım 1991 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından yasadışı örgüt TDKP/GKB'nin (Türkiye Devrimci Komünist Partisi/Genç Komünistler Birliği) eylemlerine katıldığı şüphesiyle gözaltına alınmıştır.
Başvuran, 19 Kasını 1991 tarihinde polise verdiği ifadenin baskı altında alındığım iddia etmiş ve söz konusu ifadesinde TDKP/GKB tarafından düzenlenen bazı yasadışı eylemlere katıldığını itiraf etmiştir.
25 Kasım 1991 tarihinde,. Ankara DGM Savcısı başvuranı TDKP/GKB'ye üyeliği konusunda sorguya çekmiştir. Başvuran 19 Kasım 1991 tarihli yazılı ifadesini baskı altında alındığı gerekçesiyle reddetmiştir.
Başvuran 26 Kasım 1991 tarihinde sorgulanmak üzere Ankara DGM Savcısı huzuruna çıkarılmış ve ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştır.
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı, 30 Aralık 1991 tarihli iddianame ile başvuran ve 14 kişiyi yasadışı örgüt üyesi olmakla suçlamıştır. Başvuranın Terörle Mücadele Kanununun 7. maddesinin 1. bendi uyarınca yargılanıp cezalandırılması istenmiştir.
İki sivil ve bir askeri hakimden oluşan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi 13 Nisan 1993 tarihinde başvuranı yargılamış ve kanıtların başvuranın suçlu bulunması iyin yeterli olduğuna, bu nedenle üç yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Başvuran itiraz etmiştir.
Yargıtay 8 Şubat 1998 tarihinde başvuranın yasadışı örgüte üye olması sebebiyle Ceza Kanunu'nun 168/2 maddesi uyarınca yargılanması gerektiğini ileri sürerek kararı bozmuştur.
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi, 16 Mart 1994 tarihinde yaptığı ilk duruşmada başvuranların nihai görüşlerini sunmalarını istemiştir. Başvuran, 27 Mayıs 1994 tarihinde nihai görüşlerini sunmuş ve suçlamaları reddetmiştir. Mahkeme bu tarihten sonra şüphelilerden birinin bulunması için 33 duruşma daha yapmıştır.
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi 27 Kasım 1997 tarihinde Yargıtay'ın kararına uyarak Türk Ceza Kanunu'nun 168/2 maddesi uyarınca, başvuranı on iki yıl altı ay hapse mahkum etmiştir.
Yargıtay, 17 Eylül 1998 tarihinde başvuranın temyiz başvurusunu reddetmiştir.
II. İLGİLİ İÇ HUKUK
İç hukuk ile ilgili detaylar Özel/Türkiye davasında (42739/98) bulunabilir.
HUKUK
SÖZLEŞMENİN 6. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI
Başvuran, öncelikle Ankara DGM'de askeri bir hakimin bulunması sebebiyle bağımsız ve tarafsız olmayan bir mahkemece yargılandığından şikayetçi olmuştur. Başvuran ayrıca, ulusal mahkemelerin ilgili kararı polis tarafından baskı altında alman ifadesine dayandırdıklarını ileri sürmüştür. Son olarak aleyhindeki davanın makul bir süre içinde tamamlanmadığım ileri sürerek Sözleşmenin 6/1 ve 3. paragraflarının ihlal edildiğim iddia etmiştir.
A. Kabul Edilebilirlik
Hükümet, Sözleşmenin 35. maddesi bağlamında altı ay kuralına uymadığı için başvuranın Ankara DGM'nin bağımsız ve tarafsızlığı ile ilgili şikayetlerinin reddedilmesi gerektiğim savunmuştur. Bu hususta başvuran, Ankara DGM'nin karar verdiği 27 Kasım 1997 tarihinden itibaren altı ay içinde Mahkeme'ye başvurmalıydı.
Mahkeme, Hükümet'in benzer şekildeki ilk itirazlarını daha önce de incelediğini ve reddettiğini tekrarlayarak, bu dava hakkında farklı bir sonuca varmasını gerektirecek durumlar olmadığını tespit etmiştir.
Bu nedenle Mahkeme Hükümet'in ilk itirazım reddetmiştir.
Mahkeme, içtihatlarının ve kendisine sunulan belgelerin ışığında davanın ancak esasların incelenmesiyle çözülebilecek olaylarla ve hukukla ilgili karmaşık konulan gündeme getirdiğini belirtmiştir. Mahkeme bu nedenle başvurunun Sözleşmenin 35/3 maddesinin anlamı dahilinde temelden yoksun olmadığı sonucuna varmıştır. Kabul edilemez bulunması için hiçbir sebep tespit edilmemiştir.
B. Esaslar
1. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin Bağımsızlığı ve Tarafsızlı