(Başvuru no. 30007/96)
KARAR
STRAZBURG
11 Ocak 2005
Sözkonusu karar AİHS'nin 44§2. maddesi uyarınca kesinlik kazanacaktır. Sekretarya revizyonuna tabi tutulması mümkündür.
Halis-Türkiye Davasında,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Dördüncü Daire),
Sn. Nicolas BRATZA, Başkan,
Sn. G. BONELLO,
Sn. R. TÜRMEN,
Sn. K. TRAJA,
Sn. S. PAVLOVSCHI,
Sn. L. GARLICKI,
Sn. L. MIJOVIC, yargıçlar,
Ve Bölüm Sekreteri Sn. M. O'BOYLE'un katılımı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Heyeti olarak toplanmış,
23 Mayıs 2002 ve 7 Aralık 2004 tarihlerindeki gizli görüşme sonucunda,
son anılan tarihte benimsenmiş olan aşağıdaki karara varmıştır:
USULİ İŞLEMLER
1.Davanın nedeni, Türk vatandaşı Atilla Halis'in ("başvuran"), 19 Aralık 1995 tarihinde, İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Sözleşme'nin ("Sözleşme") eski 25. maddesi uyarınca, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na ("Komisyon") yaptığı başvurudur (başvuru no. 30007/96).
2. Adli yardım verilen başvuranı, görevini Istanbul'da ifa etmekte olan avukat Özcan Kılıç temsil etmiştir. Türk Hükümeti ("Hükümet"), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) organları huzurundaki davalar için bir Ajanl tayin etmemiştir.
3. Başvuru, AİHS'ye ek 11 No'lu Protokol'ün yürürlüğe girdiği 1 Kasım 1998 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) havale edilmiştir (11 No'lu Protokol'ün 5§2. maddesi).
4. Başvuruyla ilgili olarak, AİHM'nin Üçüncü Dairesi görevlendirilmiştir (AİHM İç Tüzüğünün 52§1. maddesi). Bu Daire içinde davayı inceleyen Heyet (AİHS'nin 27§1. maddesi) İç Tüzüğün 26§1. maddesinde öngörüldüğü üzere oluşturulmuştur.
5. 23 Mayıs 2002 tarihinde verilen kararla, AİHM başvuruyu kısmen kabul edilebilir ilan etmiştir. Başvuranın; Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin bağımsız ve tarafsız olmadığına dair şikayetlerini ve ifade özgürlüğüne ilişkin haklarına müdahale edildiğine dair iddialarını gözönüne almıştır.
6. 1 Kasım 2004 tarihinde, AİHM Dairelerinde değişiklik yapmıştır (İç Tüzük- 25§1. madde). Dava, yeni oluşturulan Dördüncü Daire'ye havale edilmiştir.
OLAYLAR
1. DAVA OLAYLARI
7. Başvuran 1969 senesinde doğmuştur ve Istanbul'da yaşamaktadır.
8. Başvuran, "Özgür Gündem" Gazetesi'nde gazeteci olarak çalışmıştır.
9. 2 Ocak 1994 tarihinde "Özgür Gündem", başvuranın yazmış olduğu, "Zagros Yayınları'ndan Dört Yeni Kitap" başlıklı bir makale yayınlamıştır. Aynı gün, gazetenin yayınlanan tüm nüshaları Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi emriyle toplatılmıştır.
10. Sözkonusu makalede, başvuran Türkiye'nin Güneydoğu Bölgesi'ndeki problemleri tartışan dört ayrı yazar tarafından yazılmış dört kitabı incelemiştir. Makalede incelenen ilk kitap PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından yazılan "Tasfiyeciliğin Tasfiyesi"dir.
11. Sözkonusu başlık altında yazar görüşlerini aşağıdaki terimlerle ifade etmiştir:
"Tasfiyeyle mücadele, her devrimci hareket için fevkalade önemlidir. Tasfiyenin bulunmadığı hiçbir büyük hareket yoktur. PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan tasfiyeciliğin özelliklerini ve mücadeleye verdiği zararları araştırmıştır. 'Tüm partiyi feda etmek gerekse de onlardan birini tasfiye etme konusunda tereddüt etmem' diyerek bu husustaki kararlılığını belirtmiştir.
Bu bağlamda, PKK'nın başarısı 'tasfiyeye' karşı sonu gelmeyen katı mücadelesidir. PKK şimdiye kadar hemen hiçbir devrimci hareketin başaramadığını yaparak gerçekleri açığa çıkarmıştır. PKK'nın bu disiplini ve kararlılığı, örgütün olası sistemi ve kurucularının özelliklerine dair bir fikir verebilir.
PKK, bu anlamda, doğru zamanda, devrimi yenilgiye götürecek tasfiye eğilimlerini teşhis etmiş, olası zararlara karşı önlem almış, devrimin temellerini koruma mücadelesini organize etmiş ve sonuç olarak, devrimi başarıya ulaştırmıştır. Bu konular kitapta açıkça ele alınmış ve değerlendirilmiştir. 'Tasfiyeciliğin Tasfiyesi' ne kuramsal bir eserdir ne de ilgili edebiyatın incelenmesinden sonra yazılmış bir kitaptır. Aksine, uzun ve zor bir mücadele sırasında pratik olarak karşılaşılan 'tasfiye' problemine ilişkin tespitleri kronolojik olarak bir araya getiren bir kitaptır. Kitap, bu hususta, yalnızca Kürdistan İçin Ulusal Bağımsızlık Mücadelesi için değil, aynı zamanda dünyadaki tüm sınıflar ve ulusal bağımsızlık mücadeleleri için de bilgi ve öğretici dersler içeren bir dokümandır."
12. Aynı makalede incelenen diğer kitapların başlıkları "Sömürgecilik Tarihi", "On Dokuzuncu Asırdan Günümüze Ulusal Problem ve Kürdistan", ve "PKK Tarafından İlan Edilen Ateşkes ve Etkileri"dir. Son makale bağlamında, başvuran aşağıdakileri belirtmiştir:
"
20 Mart 1993 tarihinde PKK tarafından ilan edilen ateşkes, amacına ulaşmamış; aksine Kürdistan'daki kirli savaş devam etmiştir. Nitekim, gerillalar 25 Mayıs 1993 tarihinde Elazığ-Bitlis karayolunu kapamış, yirmi dokuz askeri öldürmüştür ve cevap verilmeyen ateşkes sona ermiştir."
13. 1 Haziran 1994 tarihinde, Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı başvuranı, yasadışı ayrımcı bir terörist örgüt hakkında propaganda yapmakla suçlamıştır. İddianamedeki suçlamalar, Terörle Mücadele Kanunu'nun 7§2. maddesi uyarınca yapılmıştır (3713 No'lu Kanun).
14. Cumhuriyet Savcısı'nın iddianamesi başvuranın makalesinden alınan aşağıdaki cümlelere dayanmaktadır:
"
Bu bağlamda, PKK'nın başarısı 'tasfiye'ye karşı sonu gelmeyen katı mücadelesidir. PKK şimdiye kadar hemen hiçbir devrimci hareketin başaramadığını yaparak gerçekleri açığa çıkarmıştır. PKK'nın bu disiplini ve kararlılığı, örgütün olası sistemi ve kurucularının özelliklerine dair bir fikir verebilir.
PKK, bu anlamda, doğru zamanda, devrimi yenilgiye götürecek tasfiye eğilimlerini teşhis etmiş, olası zararlara karşı önlem almış, devrimin temellerini koruma mücadelesini organize etmiş ve sonuç olarak, devrimi başarıya ulaştırmıştır
"
15. 20 Mart 1995 tarihinde Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, başvuranı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7§2. Kısmı uyarınca suçlu bulmuş ve hakkında bir yıl hapis cezası ve dört yüz milyon Türk Lirası (TRL) para cezası hükmü vermiştir.
16. Mahkeme, sebep olarak makaleden alınan aşağıdaki bölümü göstermiştir:
"
Bu bağlamda, PKK'nın başarısı 'tasfiye'ye karşı sonu gelmeyen katı mücadelesidir
PKK, bu anlamda, doğru zamanda, devrimi yenilgiye götürecek tasfiye eğilimlerini teşhis etmiş, olası zararlara karşı önlem almış, devrimin temellerini koruma mücadelesini organize etmiş ve sonuç olarak, devrimi başarıya ulaştırmıştır
"
17. Mahkeme, yazarın yukarıda kaydedilen beyanatlarını ve bütün olarak sözkonusu makaleyi gözönüne alarak, başvuranın PKK lideri ve önde gelen mensupları tarafından yazılmış kitapları incelerken PKK ile ilgili propaganda yaptığı kararını vermiştir.
18. 10 Ekim 1995 tarihinde Yargıtay, Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını onamıştır.
19. Yargıtay'ın kararını müteakiben başvuran hapis cezasından kaçmak için ortadan kaybolmuştur. 2 Mart 2002 tarihinde yakalanmış ve gözaltına alınmıştır. 4 Mart 2002 tarihinde başvuranın gözaltında tutulmasına son verilmiştir. 25 Haziran 2002 tarihinde Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi 4454 No'lu Kanun uyarınca cezayı ertelemiştir.
II. İLGİLİ İÇ HUKUK VE UYGULAMASI
20. Sözkonusu tarihte yürürlükte olan ilgili iç hukuk ve uygulaması aşağıdaki hüküm ve kararlarda belirtilmiştir: İbrahim Aksoy/Türkiye, no. 28635/95, 30171/96 ve 34535/97, §§ 41-42, 10 Ekim 2000, Özel/Türkiye no. 42739/98, §§ 20-21, 7 Kasım 2002, Gençel/Türkiye, no. 53431/99, §§ 11-12, 23 Ekim 2003, ve Halis/Türkiye (karar), no. 30007/96, 23 Mayıs 2002.
21. 30 Haziran 2004 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan 16 Haziran 2004 tarihli 5190 No'lu Kanun uyarınca, Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılmıştır.
HUKUK
I. AİHS'NİN 10. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI
22. Başvuran, cezai hükümlülüğünün ifade özgürlüğü hakkını ihlal ettiğine dair şikayette bulunmuştur. Başvuranın şikayeti, AİHS'nin aşağıda kaydedilen 10. maddesine dayanmaktadır:
"1. Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir.
2. Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir
"
23. Hükümet; başvuranın ifade özgürlüğü hakkına müdahalenin, 10. maddenin ikinci paragrafında belirtilen şartlar uyarınca hakkaniyete uygun olduğunu ileri sürmüştür.
A. Müdahalenin Mevcudiyeti
24. AİHM, Terörle Mücadele Kanunu'nun 7§2. Kısmı uyarınca başvuranın ifade özgürlüğü hakkına müdahale edildiğinin açık ve taraflar arasında ihtilafsız olduğunu belirtmiştir.
B. Müdahalenin Gerekçesi
25. Sözkonusu müdahale; "kanunca düzenlenmiş" olmadığı, 10. maddenin 2. paragrafında değinilen yasal amaçların biri ya da daha fazlasını takip etmediği, ve bu tür amaç ya da amaçları gerçekleştirmek için "demokratik bir toplumda gerekli" olmadığı sürece AİHS'nin 10. maddesine aykırı olacaktır. AİHM bu ölçütlerin her birini sırasıyla inceleyecektir.
"Kanunca Düzenlenmiş"
26. AİHM; başvuranın hükümlülüğü, Terörle Mücadele Kanunu'nun 7§2. Kısmına dayandığı için ifade özgürlüğü hakkına sözkonusu müdahalenin "kanunca düzenlenmiş" kabul edilebileceğini belirtmiştir.
Yasal Amaç
27. AİHM; sözkonusu olayların geçtiği tarihte güneydoğu Türkiye'deki güvenlik durumunun hassasiyeti (bkz., diğerleri arasında, Zana/Türkiye, 25 Kasım 1997 tarihli karar, Hüküm ve Karar Raporları 1997-VII, sayfa 2539, § 10, ve Ceylan/Türkiye [BD], no. 23556/94, § 28, ECHR 1999-IV) ve yetkili makamların daha fazla şiddeti teşvik edici hareketler hususunda dikkatli olmaları gerekliliğine ilişkin, başvurana karşı alınan önlemlerin, ulusal güvenlik ve kamu güvenliği gibi Hükümet tarafından ifade edilen belli amaçlara yardımcı olduğunun söylenebileceğini gözönünde bulundurmuştur. Sözkonusu durum, dava olaylarının geçtiği tarihte güneydoğu Türkiye'deki vaziyete ilişkin, ayrımcı hareketlerin şiddet uygulamasına dayanan yollara başvurduğu durumlarda kesinlikle geçerlidir.
3. "Demokratik Bir Toplumda Gereken"
(a) Tarafların İddiaları
(i) Başvuran
28. Başvuran; "tasfiye" kelimesi