CASE OF HERRI BATASUNA AND BATASUNA v. SPAIN - [Turkish Translation] by the COE Human Rights Trust Fund
Karar Dilini Çevir:

 

 

BEŞİNCİ DAİRE

 

 

HERRI BATASUNA

 

ve

 

BATASUNA

 

İSPANYA

 

DAVASI

 

 

(Başvuru no. 25803/04 ve 25817/04)

 

 

 

KARAR

 

 

STRASBOURG

 

30 Haziran 2009

 

KESİN KARAR

 

06/11/2009

 

Bu karar metni yeniden düzenlemeye tabi tutulabilir.

 

 

 

© Avrupa Konseyi/Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2012. Bu çeviri, Avrupa Konseyi’nin insan haklarına destek Fonu’nun desteğiyle hazırlanmıştır (/humanrightstrustfund). Mahkeme’yi bağlamamaktadır. Daha fazla bilgi için, bu belgenin sonunda bulunan yazarın telif hakkı ile ilgili kısmı okuyabilirsiniz.

© Council of Europe/European Court of Human Rights, 2012. This translation was commissionned with the support of the Human Rights Trust Fund of the Council of Europe (/humanrightstrustfund). It does not bind the Court. For further information see the full copyright at the and of this document.

© Conseil de l’Europe/Cour européenne des droits de l’homme, 2012. La présente traduction a été effectuée avec le soutien du Fonds fiduciaire pour les droits de l’homme du Conseil de l’Europe (/humanrightstrustfund). Elle ne lie pas la Cour. Pour plus de renseignements veuillez lire l’indication de copyright/droits d’auteur à la fin du présent document.

Herri Batasuna ve Batasuna - İspanya davasında,

Başkan Peer Lorenzen,

Hakimler,
Rait Maruste,
Karel Jungwiert,
Renate Jaeger,
Mark Villiger,
Isabelle Berro-Lefèvre,

geçici hakim Alejandro Saiz Arnaiz ve Daire Yazı İşleri Müdürü Claudia Westerdiek’ten oluşan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yüce Divanı 23 Haziran 2009 tarihinde kamuya kapalı oturum sonrasında aynı tarihte aşağıdaki şekilde karar vermiştir:

 

USUL YÖNTEMLERİ

1.  Dava, İspanya Krallığı aleyhine Mahkemeye İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin (“Sözleşme”) 34. Maddesine göre iki siyasi parti, Herri Batasuna ve Batasuna (“başvuru sahipleri”) tarafından 19 Temmuz 2004 tarihinde verilen iki başvuru ile (numaraları 25803/04 ve 25817/04) ortaya çıkmıştır.

2.  Başvuru sahibi partiler Mahkeme huzurunda Saint-Jean-de-Luz’da görev yapan avukat Sayın D. Rouget tarafından temsil edilmişlerdir. İspanya Hükümeti (“Hükümet”), Adalet Bakanlığı, İnsan Hakları Hukuk Dairesinin Başkanı olan Vekilleri Sayın I. Blasco tarafından temsil edilmiştir.

3.   Sözleşmenin 10 ve 11. Maddelerine dayanan başvuru sahibi partiler, özellikle kapatılmalarının ifade özgürlüğü haklarının ve örgütlenme özgürlüğü haklarının ihlaline neden olduğunu iddia etmişlerdir. Geçici yasa (ad hoc) olarak tarif ettikleri 27 Haziran 2002 tarihli siyasi partiler hakkındaki 6/2000 sayılı Kurumsal Yasasının (Ley Orgánica 6/20002 de Partidos Polítocos- “LOPP”) ne erişilebilir ne de öngörülebilir olmadığından, geriye dönük olarak uygulandığından ve kapatılmalarının hiçbir meşru amacının olmadığından, onların görüşüne göre her türlü tartışmayı susturmak ve onları ifade özgürlüklerinden mahrum bırakmak amacını taşıdığından şikâyetçi olmuşlardır. Kendilerine uygulanan tedbirin demokratik bir toplumda gerekli olmadığını ve orantılılık ilkesine uymadığını düşünmektedirler. Son olarak, birinci başvuru sahibi parti, İspanyol Yüksek Mahkemesi’nin başvuru sahibi partiler aleyhindeki 27 Mart 2003 tarihli kararında bahsedilen fiillerin LOPP yürürlüğe girmeden bir yıl önce gerçekleştiğini ve Herri Batasuna’nın, Yüksek Mahkeme tarafından ilgili Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşen bu tür herhangi bir fiilden suçlu bulunmadığı halde kapatıldığını ileri sürmüştür. Bu koşullar altında, Yasanın kendisine geriye dönük olarak uygulanmış olduğunu sonucuna varılmalıdır.

4.  Dava kendisine verilen Daire, başvuruları birleştirmeye karar vermiştir (Mahkeme İçtüzüğü Madde 42 paragraf 1).

5.  11 Aralık 2007 tarihli kararla Daire, başvuruların kısmen kabul edilebilir olduğuna hükmetmiştir.

6.  1 Temmuz 2008’de Daire, davayı İçtüzüğün 72/1 Maddesi uyarınca Yüce Divana bırakma niyetini taraflara bildirmiştir. İçtüzüğün 72/2 Maddesine dayanan Hükümet, bu bırakmaya itiraz etmiştir. Buna göre, Daire davayı incelemeye devam etmiştir.

7.  Başvuru sahibi partiler ve Hükümete ilave yazılı beyanlarını ibraz etmişlerdir (İçtüzük Madde 59/1). Daire taraflara danıştıktan sonra davanın esası hakkında duruşma yapmanın gerekli olmadığına karar vermiştir (İçtüzük Madde 59/3 sonunda).

OLGULAR

I. DAVANIN KOŞULLARI

8.  Birinci başvuru sahibi siyasi parti Herri Batasuna, 5 Haziran 1986 tarihinde kurulmuştur.

9.  İkinci başvuru sahibi siyasi parti Batasuna, 3 Mayıs 2001’de kurulmuştur.

A.  Davanın Tarihçesi

10.  27 Haziran 2002’de İspanya Parlamentosu siyasi partiler hakkında 6/2002 sayılı Kurumsal Yasayı (Ley Organicá 6/2002 de Partidos Políticos- “LOPP”) kabul etmiştir. Açıklama notuna göre bu Yasa, yıllar içinde edinilen deneyime dayanarak siyasi partiler hakkındaki 4 Aralık 1978 tarihli 54/1978 sayılı Yasayı değiştirerek ve güncelleyerek Anayasanın 1, 6, 22 ve 23. Maddelerini geliştirmeyi ve sağlam bir demokrasideki rollerini yansıtarak siyasi partiler için tam ve uyumlu bir çerçeve oluşturmayı amaçlamaktadır.

11.  Yeni Kanunla getirilen asıl yenilikler, siyasi partilerin örgütlenmesi, işleyişi ve faaliyetleri hakkındaki II. Bölümde ve kapatılmaları ve mahkemeler tarafından faaliyetlerinin durdurulması hakkındaki III. Bölümde yer almaktadır.

12.  II. Bölüm, siyasi partilerin örgütlenmesinin ve işleyişinin demokratik olması ve Anayasa ve yasalara göre faaliyetlerini yürütmekte tamamen serbest olabilecekleri yolundaki anayasal gereklere uygunluğu temin etmeyi amaçlayan temel kriterleri hüküm altına almaktadır. 9. Kısım, partilerin demokratik ilkelere ve insan haklarına saygılı olmalarını şart kılmakta ve söz konusu ilkelerin ihlali olabilecek davranış şeklini ayrıntılı olarak tanımlamaktadır. Açıklama notuna göre Yasa, demokratik ilkeleri veya vatandaşların temel haklarını ihlal eden faaliyetler aracılığıyla yürütülmeyen proje veya amaçların anayasal olduğu ilkesine dayanmaktadır. Yasa, anayasal çerçevenin yerindeliğini sorgulayan fikirlerin veya doktrinlerin savunulmasını yasaklamayı amaçlamamaktadır. Amacı, özgürlüğü ve çoğulculuğu insan haklarına saygı ve demokrasinin korunması ile uzlaştırmaktır. Açıklama notu, bir siyasi partinin ancak demokrasi ile bağdaşmayan ve anayasal değerleri, demokrasiyi ve vatandaşların haklarını ihlal eden fiillerin tekrarı veya birikmesi halinde kapatılabileceğini belirtmektedir. Bu bağlamda, 9. Kısmın 2. paragrafının (a), (b) ve (c) alt paragrafları, ne olursa olsun fikirlerini veya programlarını demokratik yöntem ve ilkelere kati surette uygun bir şekilde savunan örgütler ile siyasi faaliyetleri şiddete ortam yaratmaya, terörist örgütlere veya vatandaşların haklarının ya da demokratik ilkelerin ihlaline siyasi desteğe dayananlar arasında net bir ayrım yapmaktadır.

13.  III. Bölüm, mahkeme kararıyla siyasi partilerin kapatılabilmelerinin ve faaliyetlerinin durdurulabilmesinin gerekçelerini düzenlemekte ve mahkemelerin uygulayacağı usulü açıklamaktadır. Yasa, siyasi partilerin kapatılmasında yargılama yetkisini Adli Sistem Yasasının (Ley Orgánica del Poder Judicial – “LOPJ”) 61. Kısmına göre kurulan Yüksek Mahkeme’nin “özel dairesine” vermektedir. Ayrıca, yalnıza savcılık veya Hükümet tarafından kendi kararları veya Temsilciler Meclisi ya da Senatonun talebi üzerine başlatılabilecek tek seviyeli yargılamayı içeren özel öncelikli usulü düzenlemektedir. LOPP’nin açıklama notuna göre söz konusu yasal muamelelerin amacı, hukuki kesinlik ve savunma hakları ilkesini hızlılık ve makul süre ilkesiyle uzlaştırmaktır. Bu yasal işlemlerin Yüksek Mahkeme tarafından tamamlanması üzerine verilen karara karşı ancak Anayasa Mahkemesinde bir amparo temyize gidilebilir. 12. Kısım, bir siyasi partinin mahkeme emriyle kapatılmasının etkilerini açıklar. Karar tebliğ edilir edilmez kapatılan parti, her türlü faaliyeti durdurmalıdır. Bundan başka, yasa dışı olduğu ilan edilen ve kapatılan parti faaliyetlerini sürdürmek amacıyla siyasi bir örgüt kuramaz veya mevcut bir partiyi kullanamaz. Mevcut bir parti ile kapatılmış bir parti arasında herhangi bir devamlılık olup olmadığına karar vermek için Yüksek Mahkeme söz konusu partilerin yapı, örgütlenme ve işleyişleri arasında “esaslı benzerlik” olup olmadığına veya üyelerinin ya da liderlerinin kimlikleri, şiddeti veya terörü finansmanları veya destekleri gibi diğer delillere bakar. Kapatılan siyasi partinin malvarlığı tasfiye edilir, toplumsal ve insani amaçlarla kullanılmak üzere Hazineye geçirilir.

14.  LOPP, Devletin Resmi Gazetesinde 28 Haziran 2002’de yayımlanmıştır ve bir sonraki gün yürürlüğe girmiştir.

 

B.  Başvuru sahiplerini kapatma işlemleri

15.  Taraflarca ibraz edildiği şekliyle davanın olguları aşağıdaki gibi özetlenebilir.

1.  Başvuru sahibi partilerin siyası parti olarak kurulması

16.  Bir seçim koalisyonu olarak kurulan siyasi örgüt Herri Batasuna, 1 Mart 1979 tarihindeki genel seçimlere katıldı (1978 Anayasasının yürürlüğe girmesinden sonra İspanya’daki ilk seçim). 5 Haziran 1986’da İçişleri Bakanlığında siyasi parti siciline kaydedildi.

17.  Yüksek Mahkeme’nin 1 Aralık 1997 tarihinde Herri Batasuna’nın ulusal müdürlüğünün yirmi üç üyesini silahlı bir örgütle işbirliği nedeniyle hapis cezasına çarptırmasını takiben 25 Ekim 1998’deki Bask bölgesi seçimlerine katılmak için 2 Eylül 1998’de başlangıçta seçmenlerin bir birliği olarak daha sonra ise siyasi bir parti olarak Euskal Herritarrok (“EH”) kuruldu.

18.  3 Mayıs 2001’de Batasuna, siyasi bir parti olarak tescil edilme talebiyle siyasi partiler siciline başvurdu.

2.  Bask Özerk Hükümeti tarafından açılan LOPP’nin Anayasaya uygunluğunu sorgulayan dava.

19.  27 Eylül 2002’de Bask Özerk Hükümeti, Anayasa Mahkemesinde özellikle 1(1), 2(1), 3(2), 4(2) ve (3), 5(1) , 6 ve 9. Kısımları, III. Bölümü (10’dan 12’ye kadar olan kısımlar) ve bu Yasanın tek geçici hükmünün 2. paragrafını eleştirerek LOPP’nin anayasaya uygunluğunu sorgulayan bir dava açtı.

20.  Anayasa Mahkemesi, 12 Mart 2003 tarihli karar ile söz konusu Yasanın anayasaya uygun olduğuna hükmetti. Bask Hükümetine göre “siyasi partiler üzerine kısıtlamalar getirerek, özellikle Anayasada hüküm altına alınmayan belirli bir siyasi rejimi veya sistemi kabul etme yükümlülüğü yükleyerek askeri demokrasi modeli tesis etmekten “ibaret olan siyasi partilerin kapatılması ve amacını düzenleyen böyle bir yasanın mevcudiyeti ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi şunları belirtmiştir:

“Başvuru sahibi Hükümete göre yukarıda belirtilen argüman LOPP’nin 6, 9 ve 10. kısımlarının bazı paragraflarında “anayasal ilkeler ve insan haklarında ifade olunan anayasal değerlere” (9(1) kısım), ‘demokratik ilkelere’ (6 ve 9(2). kısımlar), ‘özgürlükler sistemine’ ve demokratik sisteme (9(2) ve 10(2).kısımlar, paragraf (c), ‘anayasal düzene’ ve ‘halkın huzuruna’ (9(2). kısım, paragraf (c)) yapılan atıflara dayanmaktadır. Bu atıfların hukuki önemi ancak bunları içeren tek tek hükümler bağlamında kavranabilirse de ve söz konusu hükümlerin her birinin yasa ve bütün olarak hukuk sistemi ışığında yorumlanması gerekse de Bask Hükümetinin, anayasal düzenimizde ‘militan demokrasi’ye, Hükümetin bu ifadeye verdiği anlamda, kurulu düzene ve her şeyden önce Anayasaya uygunluğun değil aynı zamanda olumlu kabulünün de gerekli olduğu bir modele yer olmadığı doğrudur ... Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen Yasa böyle bir demokrasi modeline olanak sağlamaz. Daha en başında açıklama notu, siyasi partilerce açığa vurulan fikirler ve amaçlar bir yanda ve faaliyetleri diğer tarafta olmak üzere ayrım ilkesini getirir ve ‘açıkça karşı çıkılan amaçların ceza hukukuna girenler’ olduklarını belirtiler. Böylece ‘demokratik ilkeleri veya vatandaşların temel haklarını ihlal eden faaliyetler aracılığıyla yürütülmemek kaydıyla herhangi bir proje veya amaç anayasal kabul edilir.’ Sonuç olarak ve burada özel öneme sahip husus ile ilgili olarak Yasa, siyasi partilerin Anayasanın 6. Maddesinin gereklerini ki haklılığından şüphe edilen Yasa bunlardan yalnızca bahseder, manifestolarında açıkladıkları nihai amaçlar vasıtasıyla değil faaliyetleri vasıtasıyla karşılamadıkları “davranışları” –yani eylemleri- yasadışılığın gerekçesi olarak sıralar.

... İkinci olarak ve en önemlisi, Yasanın atıf yaptığı ilkelerin ve değerlerin Anayasanın açıkladıklarından başkaları olmadıkları açıktır ve içerik ve kapsamları bütün olarak olumlu anayasal hükümlerin yorumundan doğan anlama bağlıdır. Bu sebeple, sistemimizde ‘demokratik ilkeler’ ancak Anayasanın kurumsal ve normatif dokusundan doğan demokratik düzene özgü ilkeler olabilir. Anayasanın gerçek işleyişi, Anayasanın İspanya’yı hukukun üstünlüğünün hüküm sürdüğü sosyal ve demokratik bir Devlet olarak kurarken tam olarak varsaydığı demokratik modelin bir değişimine biçim veren güçler, haklar ve dengeler sistemine yol açar (Anayasa Madde 1/1).”

21.  Başvuru sahibi partilerin Yasanın hükümlerinin, yani 9(3). kısımda bahsedilen davaların bazılarının (örneğin zımni destek) ideoloji, katılım, ifade ve bilgilenme özgürlüğü temel haklarını ihlal eden bir ‘militan demokrasi’ kurduğu iddiası ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi şunları belirtmiştir:

“...LOPP’nin 9. kısmının ilk üç paragrafı ile kurulan sistem öncelikle açıklanmalıdır. Birinci paragraf, herhangi bir çeşit olumlu bağlılıktan değil siyasi partiler tarafından faaliyetlerini yürütürken gösterilmesi gereken ve en geniş ideolojik özgürlükle uyumlu, anayasal değerlere yalın saygıdan bahseder. 2. paragraf bir siyasi parti ancak, ‘faaliyetlerinin sonucu olarak demokratik ilkelere tecavüz ettiğinde, özellikle bu şekilde özgürlükler sistemini bozmaya veya yıkmaya, aşağıda açıklanan tutumlardan herhangi birisi ile tekrarlayan ve ciddi bir şekilde iştigal ederek demokratik sistemi engelleme veya demokratik sisteme son verme çabasında olduğunda’ yasadışı ilan edilebilir. Son olarak, (a), (b) ve (c) paragrafları, bir partinin faaliyetleri sebebiyle yasadışı ilan edileceği genel kriterleri sıralar ...LOPP’nin 9. kısmının 3. paragrafı ile ilgili olarak, giriş bölümünün kusurlu ifadesi bu hükümde açıklanan davranış hallerinin önceki paragrafta belirtilenlere ilave olduğu ve bu yüzden ayrı ayrı yorumlanmaları gerektiğini akla getirebilir. Oysa bu iki hükmün birlikte alınan yorumu ve bunları içeren kısmın tamamının yorumu, 9. kısmın 3. paragrafında açıklanan davranış hallerinin aynı kısmın 2. paragrafında açıklanan genel özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Yasanın 9(3) kısmında bahsedilen davranış halleri sadece Yasanın 9(2). kısmında genel ifadelerle gösterilen başlıca yasadışılık sebeplerini belirtmekte veya netleştirmektedir. Böylesi bir tutumun ayrı yorumu ve uygulaması ancak 9(2). kısımda öngörülen davalar esasında yapılabilir.

Hal böyle iken, [terörist fiilleri] sırf kınamamanın terörizme zımni destek olarak yorumlanıp yorumlanmayacağını belirlemek Anayasa Mahkemesi’nin görevi olmasa da bazı durumlarda terör eylemlerini meşrulaştırmak veya mazur görmek ya da anti demokratik etkilerini ve temel hakları zımni ihlallerini önemsememek için sembolik faaliyetlerin kullanılabileceği açıktır. Böyle durumlarda ifade özgürlüğü hakkının ihlalinden bahsetmek açıkça imkânsızdır.

...

Aynısı genel olarak LOPP’nin şu hükmü içeren 10(2). kısmının (c) paragrafı için de söylenebilir: ‘faaliyetleri ile tekrarlayan bir şekilde ve ciddi surette demokratik ilkeleri ihlal etmek veya özgürlükler sistemini bozmaya veya yıkmaya veya demokratik sistemi engellemeye ya da 9. kısımda bahsedilen tutum vasıtasıyla son vermeye çalışmak.’ Bu bağlamda bu hükmün yalnız siyasi partilerin faaliyetleri ile ilgili olduğu, hiçbir şekilde amaçlarına veya hedeflerine şamil olmadığı söylenmelidir. Bu yüzden bu hükmün ifadesi ideolojilerinden ziyade faaliyetleri ile etkili ve proaktif bir şekilde ‘özgürlükler sistemini bozmaya veya yıkmaya’ çalışan partiler kapatılmak zorundadır.”

22.  Bask Hükümetinin yasada öngörülen kapatma tedbirinin orantısız olduğu yönündeki yakınması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi şunları belirtmiştir:

“...ayrı ayrı alındığında LOPP’nin 9. kısmında açıklanan tutumlardan hiçbirisi bir partinin kapatılmasını gerektirmez. Bu tedbirin telaffuz edilebilmesi için 9(2). kısımda belirtildiği gibi söz konusu davranışlar ile ‘tekrarlayan bir şekilde ve ciddi surette’ iştigal olunması gerekir. İkinci olarak, faaliyetleri vasıtasıyla terörist şiddetle işbirliği eden veya terörist şiddeti destekleyen bir partinin varlığının Anayasanın açıkladığı çoğulcu düzenin sürmesini tehlikeye soktuğuna ve bu tehlike ile karşı karşıya kalındığında kapatmanın hukuk düzenine verilen zararı onarabilecek tek yaptırım olarak ortaya çıktığına dikkat edilmelidir. Son olarak, Anayasanın 6. Maddesinin parti tanımını içerdiği vurgulanmalıdır. Anayasaya göre bir parti, ancak siyasi çoğulculuğun bir ifadesi olduğunda parti olarak kabul edilebilir. Sonuç olarak faaliyetleri çoğulculuğu baltalayan, az veya çok demokratik düzeni bozan bir partinin kapatılması Anayasa açısından kabul edilebilir. Benzer şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, konu siyasi partilerin kapatılması olduğunda Devletlere bırakılan takdir payının sınırlı olması gerekse de demokrasinin özündeki fikirlerin ve partilerin çoğulculuğunun tehlikede olduğu durumlarda Devletin bu tehlikenin kökündeki politikanın yürütülmesinin önünü kesebileceğini düşünmüştür [Refah Partisi ve Diğerleri - Türkiye, no. 41340/98, 41342/98, 51343/98 ve 41344/99, 31 Temmuz 2001].

... Yasa tarafından açıklanan fiillerin yalnız birisinin varlığının tespit edilmesi yeterli değildir. Tersine bu fiillerin ‘tekrarlayan bir şekilde ve ciddi surette’ (9(2). kısım) veya ‘tekrarlayan veya kümülatif bir şekilde’ (9(3). kısım) işlenmesi gerekmektedir. ... Sonuç olarak, [ilgili paragraflar] özellikle ciddi tutumu açıklamakta ve Anayasanın siyasi partilerin nitelikli desteklerini vermelerini şart kıldığı siyasi katılım sürecinin önemli bir parçası olan barışçıl ve yasal vasıtalarla açıkça bağdaşmayanları kapatma gerekçesi olarak tespit etmektedir ...Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin siyasi partilerin kapatılması ile ilgili içtihadı ile saptanan kriterlerine (Türkiye Birleşik Komünist Partisi ve Diğerleri - Türkiye, 30 Ocak 1998 tarihli karar, Kararların ve Hükümlerin Raporları 1998-I; Sosyalist Parti ve Diğerleri -Türkiye, 25 Mayıs 1998 tarihli karar, Raporlar 1998-III; Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) - Türkiye [GC], no.23885/94, AİHM 1999-VIII; Refah Partisi ve Diğerleri - Türkiye, no. 41340/98, 41342/98, 41343/98 ve 41344/98, 31 Temmuz 2001 ve [GC], AİHM 2003-II, Yazar ve Diğerleri - Türkiye, no. 22723/93, 22724/93 ve 22725/93, AİHM 2002-II, Demokratik Parti (DEP) adına Dicle -Türkiye, no. 21541/94, 10 Aralık 2002) ile uyulmuştur. Bu içtihat, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyması için bir partinin kapatılmasının bazı kriterlere uygun olması gerektiğini belirtmektedir, yani: (a) yasa kapatmanın şartlarını ve sebeplerini göstermelidir (söz konusu kurallar açıkça bu kriteri karşılamaktadır, çünkü resmi yasalarda yer almaktadırlar); (b) güdülen amaç meşru olmalıdır (yukarıda belirtildiği gibi mevcut davada bu amaç, siyasi partilerin anayasadaki tanımına uymayan bir faaliyetle iştigal eden bir partiye benzetilebilen örgütün dışlanması ile demokratik siyasi katılım sürecinin korunmasıdır); ve (c) kapatma ‘demokratik bir toplumda gerekli’ olmalıdır (bu, yasanın öngördüğü kapatmanın spesifik sebeplerinin yukarıdaki analizi bağlamında gösterilmiştir).

... suçlu olduğu kanıtlanmış teröristlerin düzenli olarak liderlik pozisyonlarına atanması veya seçim aday listelerine girmesi olgusu, Anayasanın tüm siyasi partilere yüklediği yükümlülüklerin tersine terörist yöntemleri desteklemenin bir ifadesi olarak görülebilir. Bundan başka, böyle bir uygulamanın ancak hükümlü teröristler ‘alenen terörist amaçları ve yöntemleri reddetmemişlerse’ göz önünde bulundurulacağı olgusu da daha önceki faaliyetleri inkâr etme yükümlülüğü olarak yorumlanamaz. Söz konusu hüküm [9(3)(c) kısmı] geleceğe dönük olarak ve yalnız hükümlü teröristler tarafından idare edilen veya adayları hükümlü teröristler olan siyasi partilere uygulanır. Kapatma sebebi olarak terörist örgütlerin uygulamayı isteyebileceği fikirler ve programlardan ziyada terörist yöntemlerle yakınlık kurduğu haklı olarak varsayılan insanların düzenli kullanımını düzenlenmiştir.

....”

23.  Son olarak, Bask Hükümetinin LOPP’nin 9(4) kısmını ve tek geçici maddenin 2. paragafı ile ilgili olarak geriye dönük uygulanmama ilkesinin ihlal edildiği şikayeti ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi şu görüştedir:

“LOPP’nin bir siyasi partinin kapatılmasına sebep olabilecek faaliyetleri değerlendirirken ve nitelendirirken göz önünde bulundurulabilecek faktörleri sıralayan 9(4).kısmının uygulanması amacıyla yukarıda bahsedilen paragraf, “yürürlüğe giriş tarihinden hemen önceki veya sonraki bir tarihte bu Yasanın kendisiyle ilgili hükümlerinin uygulanmasından kaçınmak amacıyla, bir başka siyasi partinin faaliyetlerini izleyen veya bu partiye halef olan bir siyasi partinin kurulmasını” yasadışı olarak nitelendirir. Kaleme alındığı şekliyle bu hükmün Anayasaya aykırı olduğu düşünülemez çünkü yegâne amacının LOPP’nin 9(4). kısmının ‘bu Kurumsal Yasa yürürlüğe girdikten sonra iştigal edilen faaliyetlere” uygulanmasını sağlamak olduğu oldukça açıktır. Hiçbir koşul altında LOPP’den önceki faaliyetleri ve fiilleri yargılamayı öngörmez çünkü yalnız Yasanın yürürlüğe girmesinden sonrakiler ilgili kabul edilmektedir.

Başka bir deyişle, Yasa özellikle bir partinin kapatılmasına yol açabilecek çeşitli sebeplerin ancak Yasa yürürlüğe girdikten sonra göz önünde bulundurulabileceğini belirtir. Geçici hükmün bahsettiği 9(4). kısımda ayrıca ele alınan faaliyetler ve bahsedilen faaliyetlerin ‘sürekli niteliği veya tekrarı’ LOPP’nin yürürlüğe girmesinden sonradır. Hal böyleyken, bu faaliyetlerin önemini belirlemek ve ilgili partinin genel tutumuyla ilgisini değerlendirmek amacıyla (ve yalnızca bu amaçla, çünkü yasadışılığa karar verilmesini haklı çıkarmak için Yasanın yürürlük tarihinden önceki tutumu dikkate almak Anayasaya aykırı olacaktır çünkü Anayasanın 9/3.maddesinde yer alan geriye dönük olarak uygulamama ilkesi ihlal edilmiş olacaktır), Yasasının söz konusu partinin ‘yörüngesi’ (9(4). kısım) olarak ifade ettiği şeyi dikkate almak tamamen mümkündür. Bu yörünge, Yasa yürürlüğe girmeden önceki fiilleri içine alabilir ama bu durum hiçbir şekilde Anayasaya göre geriye dönük etki olarak düşünülemez.”

24.  Anayasa Mahkemesi, non bis in idem ilkesine, Yasanın öngörülebilir olmaması ve istisnai niteliğine, adli işlemlerin spesifik özelliklerine dayanan yakınmaları ve siyasi partilerin kurulması ve tescili ile ilgili sisteme dair iddiaları da reddetmiştir. Buna göre başvuru sahibi partilerin iddialarını da gerekçesinin 23. paragrafında LOPP’nin 3(1), 5(1), 9(2) ve (3). Kısımların ve tek geçici hükmün 2. paragrafının ancak kararının gerekçesinin “10, 11, 12, 13, 16, 20 ve 21. paragraflarında gösterilen şartlara göre yorumlanırsa” anayasaya uygun olduklarını belirterek reddetmiştir.

25.  Bask Bölgesi Özerk Toplumunun Hükümeti daha sonra Mahkemeye bir başvuruda bulunmuş (no.29134/03) ve bu başvurunun 3 Şubat 2004’de ratione personae ilgili kişi bakımından uyumsuzluk gerekçesi ile kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.

3.  Başvuru sahibi partilerin kapatılma işlemleri

26.  Bu arada, 26 Ağustos 2002’de yasadışı örgütlenme ile ilgili ceza işlemleri bağlamında (İspanyol Ceza Yasasının 515. Maddesi) verilen bir kararla Audiencia Nacional’deki 5. Numaralı merkezi soruşturma hakimi, Batasuna’nın faaliyetlerinin durdurulmasını ve Herri Batasuna ve Batasuna tarafından kullanılabilen herhangi bir merkez ve büronun üç yıllığına kapatılmasını emretmiştir. Aynı tedbir, Mahkeme huzurunda başvuru sahibi olmayan EH’ye de uygulanmıştır.

27.  2 Eylül 2002’de Bakanlar Konseyinin 30 Ağustos 2002’de kabul ettiği bir sözleşmeyi uygulayan Hukuk Müşaviri (Abogado del Estado) İspanya Hükümeti adına Herri Batasuna, EH ve Batasuna siyasi partilerinin kesinlikle demokrasi, anayasal değerler, demokratik uygulama ve vatandaşların hakları ile bağdaşmayan tutum sergileyen çeşitli fiillerinden ötürü yeni LOPP’yi ihlal ettikleri gerekçesiyle kapatılması için Yüksek Mahkeme’ye bir başvuruda bulunmuştur.

28.  Aynı gün, Devlet Müşaviri (Procurador General) de Yüksek Mahkeme’ye LOPP’nin 10 ve devamındaki kısımlara göre Herri Batasuna, EH ve Batasuna siyasi partilerinin kapatılması için bir başvuruda bulunmuştur. Başvurusunda Yüksek Mahkeme’den söz konusu partilerin yasadışı olduklarına karar verilmesini ve siyasi partiler sicilinden çıkarılmalarının emredilmesini, derhal faaliyetlerini durdurmalarını ve Yasanın etkilerinin Yasayı ihlal ederek yeni kurulan herhangi bir partiye veya ilgili partilere halef olan partilere de uygulanmasını, malvarlıklarının tasfiye edilmesini ve LOPP’nin 12(1). Kısmına göre kapatılmalarını talep etmiştir.

29.  10 Mart 2003’de Batasuna, LOPP’nin Anayasaya uygunluğu ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine ön soru havale etmek istemiştir, zira bütün olarak Yasanın ve ayrı ayrı bazı kısımlarının örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü haklarını ve yasallık, hukuki kesinlik, daha az lehe olan ceza yasalarının geriye dönük uygulanamaması, orantılılık ve non bis in idem ilkelerinin yanında kamu işlerinde yer alma hakkını ihlal ettiği görüşünde idi.

30.  27 Mart 2003 tarihli oybirliği ile verilen karar ile Yüksek Mahkeme bu örgütün LOPP’nin Anayasallığına itirazlarının Anayasa Mahkemesinin 12 Mart 2003 tarihli kararı ile zaten incelenmiş ve reddedilmiş olduğuna dikkat çekerek Batasuna’nın sorusunu Anayasa Mahkemesine havale etmeyi reddetmiştir. Herri Batasuna, EH ve Batasuna’nın yasadışı olduğunu ilan etmiş ve terörist ‘taktik ayrılık’ stratejisinin parçası oldukları gerekçesiyle LOPP’nin 9(2) ve (3). kısımları gereğince kapatıldıklarını bildirmiştir. Söz konusu üç parti arasında ve onlarla terörist örgüt ETA arasında hatırı sayılır benzerliklerin sabit olduğuna – “üç örgütün esasen aynı ideolojiye sahip olması...ve dahası bu terörist örgüt tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmeleri”- hükmetmişti. Gerçekte “tek bir varlık” mevcuttu, yani terörist örgüt ETA, farklı zamanlarda bu örgüt tarafından önceden tasarlanan ‘faaliyet verasetine” göre yaratılan tüzel kişiliklerin görünürdeki çoğulluğu arkasına saklanmıştı. Aynı zamanda, söz konusu partilerin malvarlıkları da aynı Yasanın 12(1)(c) kısmına göre tasfiye edilmişti.

31.  Yüksek Mahkeme, kararında, şiddetin kullanımını içeren veya başkalarının temel haklarını kısıtlayan faaliyetlerin hoş görülemeyeceğini belirtilerek her ne kadar siyasi partiler siyasi çoğulculuğun esaslı temellerini teşkil etseler de faaliyetlerini yasalara ve demokratik süreçlere göre yürütmeleri, amaçlarını ve hedeflerini yasa ve demokratik süreçlere göre takip etmeleri gerektiğine dikkat çekmiştir. Yüksek Mahkeme kendi görüşüne göre diğer hukuk sistemlerinin tersine “militan demokrasi” modeli teşkil etmeyen İspanya anayasal sisteminden bahsetmiştir, çünkü farklılıkların ifadesine yüklenen tek koşul başkalarının haklarına saygıdır. LOPP’nin “demokratik ilkeleri veya vatandaşların temel haklarını ihlal eden faaliyetler vasıtasıyla takip” edilmemiş olmak kaydıyla herhangi bir projenin veya amacın anayasal olacağını kabul ettiğine dikkat çekmiştir. Bu bağlamda kanunla siyasi partilerin ancak ciddi ve tekrarlayan tutumdan oluşan “faaliyetlere” istinaden yasadışı ilan edilmeleri gerektiğine dikkat çekmiştir. Mevcut davada Yüksek Mahkeme’ye göre söz konusu partilerin özgürlüklerinin kısıtlanmasını haklı gösteren şiddet çağrısı, terör ve siyaset arasında görevlerin kasten paylaşılmasından doğmuştur, ETA’nın tasarladığı “işlevlerin biri olarak teröre ihtiyacı meşrulaştırma” görevi Herri Batasuna’ya verilmiştir.

32.  İspanya’da terörle mücadelenin tarihsel ve toplumsal bağlamını akılda bulundurarak Yüksek Mahkeme, terör örgütü ETA ve uydusu örgüt, Koordinadora Abertzale Sozialista’nın (“KAS”) kuruluşundan beri Herri Batasuna’yı yönettiğine hükmetmiştir. Bu sonuca varmak için, üç örgüt arasında hiyerarşik bağlantıların varlığını gösteren ve özellikle ETA’nın vekili olarak KAS’ın Herri Batasuna’nın ve haleflerinin (EH ve Batasuna) en kıdemli üyelerini tayin etme sürecini kontrol ettiğini ve buna katıldığını açığa çıkaran delillere dayanmıştır. Yüksek Mahkeme, Herri Batasuna’nın ETA’nın silahlı faaliyeti ve kitle faaliyetini “organik olarak ve yapısal olarak” ayırma arzusuna yanıt olarak kurulduğuna, bunun söz konusu partilerin terör örgütü ETA’ya “açık hiyerarşik itaati” ile sonuçlandığına karar vermiştir. Bu bağlamda, KAS’ın aşağıdaki şekildeki bir iç belgesine atıfta bulunmuştur:

“KAS ...kitlesel mücadele ve kurumsal mücadele –bu ikincisi ilkine hizmet eder- ile birlikte silahlı mücadeleyi devrimin ilerlemesi ve zaferi için kilit olarak görür; kitlesel mücadele benzer şekilde popüler Birliğin tarihsel bir ittifakını gerekli kılar ki bunun fiziksel dışavurumu Herri Batasun’dır”.

33.  Yasadışı olduklarına karar verilen üç siyası parti arasında var olduğu düşünülen “faaliyet veraseti” ile ilgili olarak Yüksek Mahkeme üç örgütte sorumluluk görevlerini işgal eden insanların –sözcüleri A.O. başta olmak üzere- ve farklı parlamenter gruplara ait insanların aynı oldukları gerçeğine dayanmıştır. Ayrıca söz konusu partilerin tamamı tarafından kullanılan öncüllerin varlığını da dikkate almıştır. Başvuru sahibi partiler ve terör örgütü ETA arasındaki bağlantılar ile ilgili olarak birçok üyelerinin özellikle temsilcileri A.O.’nun terörle ilgili suçlardan mahkûm olduğuna dikkat çekmiştir.

34.  Yüksek Mahkeme aşağıdaki, LOPP’nin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki delilin başvuru sahibi partilerin ETA’nın terörist stratejisinin aletleri olduklarını gösterdiğine hükmetmiştir:

- 3 Temmuz 2002’de Batasuna, terör mağdurlarının durumu ve ihtiyaçlarından sorumlu Bask parlamentosu komitesine temsilci atamayı reddetmiştir, çünkü bunun “siyasi, manipüle edilmiş ve önyargılı” olduğu düşüncesindedir.

- 3 Temmuz 2002’de Batasuna’nın sokak şiddetinin (kale borroka) sebep olduğu zarardan hukuken sorumlu olduğuna karar veren Audiencia Nacional’daki 5. Numaralı merkezi soruşturma hakiminin kararına tepki veren bu örgütün sözcüsü A.O. Bask halkını “bu yeni saldırıya enerjik bir şekilde” yanıt vermeye kışkırtmış ve kararı “ciddi ve antidemokratik bir durumu” provoke ettiği için eleştirmiştir.

- 7 Temmuz 2002’de 1936 Monte Albertia savaşını anma töreninde A.O. aşağıdaki beyanda bulunmuştur:

“Yasalar dâhilinde veya dışında çalışmaya ve mücadele etmeye devam etmeliyiz. Gerçek şu ki gücümüzü kaybetmeyeceğiz çünkü tarihte üstlendiğimiz sürecin geriye döndürülemez olması gereken bir noktadayız.”

- 13 Temmuz 2002’de vali ve Lezlo belediyesinin Batasuna’lı encümen üyesi Venezuela’da yaşayan bir ETA teröristine destek gösterisine katılmışlardır.

- 16 Temmuz 2002’de San Sebastian deniz komutanlığı dışında toplantıda J.L. olarak adlandırılan Batasuna belediye sözcüsü bu gösterinin amacının Devlet makamlarına “Euskal Herria’da cezasız kalmayacaklarını” bildirmek olduğunu açıklamıştır.

- 19 Temmuz 2002’de Batasuna’nın Victoria belediyesindeki sözcüsü J.E.B. Batasuna’nın “ETA’nın öldürmeyi bırakmasını istemediğini ama Euskal Herria’nın herhangi bir şiddete başvurmasını istemediğini ve şiddetle iştigal edenlerin olmamasını istediğini” ifade etmiştir.

- 30 Temmuz 2002’de belediye konseyinin genel toplantısında Batasuna, Amorebieta belediyesinde Bask Sosyalist Partisinin (PSE-EE) encümen üyelerine karşı tehdit kampanyasını kınamayı reddetmiştir.

- 2 Ağustos 2002’deki K.B.’nin İspanya’ya potansiyel devri ile ilgili bir basın toplantısında Fransa’da mahkûm olmuş bir ETA üyesi, vali ve Ondarroa belediyesinin insan hakları komitesinin başkanı, Batasuna üyeleri L.A. ve A.A. K.B’yi ve “aynı durumda olanların hepsini” desteklediklerini açıklamışladır.

- Batasuna ve liderleri iki kişinin öldüğü 4 Ağustos 2002 tarihli Santa Pola saldırısını kınamayı reddetmişlerdir. Bu bağlamda Pamplona’da bir basın toplantısında A.O. bu olayı Bask Ülkesinde “siyasi anlaşmazlığı” çözememenin “acılı bir sonucu” olarak tanımlamış ve İspanyol Cumhurbaşkanı [o tarihte J.M. Anzar] “o tarihte olan ve ileride olabilecekler] için “en büyük sorumluluğa sahip” olmakla suçlamıştır.

- Batasuna tarafından idare edilen belediyeler ve bu partinin web sitesi, Audiencia Nacional’da 5 numaralı merkezi soruşturma hâkimi tarafından yasadışı ilan edilmiş ve Avrupa terör örgütleri listesinde yer alan (Konsey Ortak Tutumu 2001/931/PESC) bir örgüt olan “Gestros pro-Amnista”nın anagramını kullanmıştır.

- Batasuna tarafından San Sebastian’da 11 Ağustos 2002’de düzenlenen ve Batasuna’nın liderleri A.O., J.P. ve J.A. tarafından idare edilen bir gösteride ETA mahkumlarını destekleyen ve “borroka da bide bakarra” (mücadele tek yoldur), “zuek faxistak zarete terroristak” (siz faşistler asıl teröristlersiniz) veya “gor ETA militarra” (çok yaşa ETA ordusu) gibi tehditkar sloganlar kullanılmıştır.

 

- 12 ve 14 Ağustos 2002’de Batasuna’nın yönettiği belediye binalarının cephelerine terörü veya terörle iştigal edenleri destekleyen ve “Bask mahkûmlarının Bask ülkesine” naklini ima eden ve birkaç teröristin fotoğraflarını gösteren pankartlar asılmıştır.

-21 Ağustos 2002’de Bilbao’da yapılan bir Batasuna basın toplantısında A.O. “İspanyol Devleti’nin soykırım stratejisini” eleştirmiş ve Bask halkının “kendilerini örgütleyip”  “mücadele edeceğini”, böylece bazı “küçük İspanyol faşistlerinin” bir daha asla Basklılara kurumlarının ne olması gerektiğini söyleyemeyeceğini açıklamıştır. Ayrıca, Bask Bölgesinin Özerk Toplumunun hükümetini de (nasyonalist hükümet koalisyonu) eğer Batasuna’nın merkezinin kapatılmasına rol alırsa sonucun “istenmeyen bir senaryo” olacağı yolunda uyarmıştır. Bu ifadeler, ertesi gün medyada “Bask yönetimine tehdit” olarak yorumlanmıştır.

- Egunkaria gazetesi ile 23 Ağustos 2002 tarihli röportajda Batasuna’nın Bask parlamentosundaki temsilcisi J.U., “ETA silahlı mücadeleyi eğlence olsun diye desteklemedi, Devlete karşı gelmek için olası her vasıtayı kullanma ihtiyacının bilincinde olan bir örgüttü,” demiştir.

- 23 Ağustos 2002’de Batasuna’nın kapatılmasına karşı düzenlediği gösterinin ardından Bilbao’da yapılan Batasuna toplantısında J.P. Bask Nasyonalist Partisinin liderlerini İspanyol kanunlarına uydukları için eleştirmiştir, onları “ulusal saygınlıktan” yoksun olmakla suçlamıştır. Ayrıca, katılımcıları “sokaklara çıkmaya ve sert bir şekilde yanıt vermeye” teşvik etmiştir.

- Söz konusu partilerin yönettiği belediyeler, Legazpia ve Zaldivia belediyeleri tarafından iki ETA teröristinin fahri vatandaş (hijo predilecto) ilan edilmesi gerçeğinin ispatladığı gibi terör faaliyetlerini savunmuşlardır.

- 29 Haziran 2002’den beri Batasuna’nın Vitoria ve Lasarte-Oria’daki konsey temsilcileri nasyonalist olmayan partilerin temsilcilerine karşı tecavüzkâr fiiller işlemişler ve böylece cepheleşme iklimine katkıda bulunmuşlardır.

- Batasuna tarafından yönetilen belediyeler, Devlete, Devlet gücünün temsilcilerine, başta İspanyol Hükümetinin Başbakanı ve Partido Popular ve İspanyol Sosyalist Partisinin liderleri olmak üzere diğer siyasi partilerin veya bu partilerin üyelerine karşı mücadele çağrısı yapan çizimler ve pankartlar teşhir etmiştir.

- LOPP’nin yürürlüğe girmesinden sonra söz konusu üç parti, müştereken örgütlenmiş “faaliyet veraseti” bağlamında siyasi seviyede ETA terör örgütünün eylemlerini tamamlama stratejisini aynı şekilde takip etmeye devam etmiştir.

35.  Yukarıdaki delillere dayanarak Yüksek Mahkeme, başvuru sahibi siyasi partinin faaliyetinin ETA terör örgütü tarafından önceden tanımlanmış bir strateji ile aynı doğrultuda tutum ile gösterdikleri gibi LOPP’nin 9(2)(c) kısmı anlamında “Anayasal düzeni yıkmak veya halkın huzurunu ciddi bir şekilde bozmak amacıyla terör örgütlerinin faaliyetlerine yardım ve siyasi destek vermek” teşkil ettiğine hükmetmiştir. Başvuru sahibi partilerin suçlandığı tutumun bu Yasanın 9. kısmının 3. paragrafının (a), (b), (d), (f) ve (h) alt paragraflarında bahsedilen durumlara karşılık geldiğini belirtmiştir. Öncelikle açıklanan davranışlardan bazılarının örneğin Batasuna’nın ETA yanlısı sloganlarının duyulduğu San Sebastian gösterisinin teröre açık siyasi destek olarak nitelendirilebilirken Batasuna’nın ve liderlerinin 4 Ağustos 2002 Santa Pola saldırısını kınamayı reddetmeleri gibi diğer davranışlarının “terör eylemlerini meşrulaştırma ve önemlerini ve bunlardan kaynaklanan temel hakların ihlalini küçük gösterme” çabası olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda Yüksek Mahkeme şöyle demiştir:

“Anayasal bağlamda, entelektüel bakış açısından terör eylemlerine karşı net ve samimi bir tavır almayan veya sonuçlarından resmen müteessir olarak ama amaçlarına ulaşmak için şiddeti kullanarak bu gibi eylemlere sebep olanların barbarca davranışını herhangi bir şekilde sansürlemeden suç eylemlerini inkâr etmedikleri gerçeğini hesaplı müphemlikle sistematik olarak saklama çabası içindeki siyasi partilerin varlığı hoş görülemez.

...

Bu işlemlerin amaçları bakımından, bir siyasi partinin terör eylemleri ile ilgili tekrarlayan stratejik ve sistematik sessizliği siyasi ve anayasal bakış açısından ancak “ihmal yoluyla kabul” veya “zımni kabullerinin” açık işareti, bu suç eylemlerinin faillerinin argümanlarıyla ittifakları ve bizim anayasal sistemimizde ancak barışçıl vasıtalarla ulaşılabilen belirlenmiş hedeflere ulaşmanın vasıtası olarak şiddeti üstü örtülü kabullenişleri olarak yorumlanabilir.”

36.  Mahkeme ikinci olarak başvuru sahibi partilerin suçlandığı, Vitoria ve Lasarte belediyelerinde nasyonalist olmayan partilerin temsilcilerini taciz gibi diğer davranışların terör karşıtlarını sindirmeye ve onları düşünce özgürlüğünden yoksun bırakmak niyetiyle cepheleşme ikliminin doğasına katkıda bulunduğu görüşündedir.

37.  Üçüncü olarak, ETA mahkûmlarını alenen siyasi mahkûm olarak tanımlamak veya “Gestoras Pro-Amnistia” anagramını kullanmak gibi diğer davranışların söz konusu partilerin terör veya şiddeti yansıtan semboller kullandıklarını kanıtladığı görüşündedir.

38.  Başvuru sahibi partilerin kapatılmasının gereği ve orantılılığı konusunda Yüksek Mahkeme, Anayasanın 10/2. Maddesine göre temel anayasal hakların yorumunda rehber olarak Sözleşmenin metnini ve Mahkemenin içtihadını dikkate aldığına işaret etmiştir. Yukarıda bahsedilen delillerle sabit olduğu gibi başvuru sahibi partilerin sık şiddet çağrısı göz önünde bulundurulduğunda başvuru sahibi partileri kapatma tedbirinin, “demokrasinin zorunlu bir unsuru” olan başkalarının temel haklarını koruma amaçları bakımından yerinde olduğu görüşündedir. Yüksek Mahkeme, özellikle Mahkemenin Refah Partisi davasındaki (Refah Partisi ve Diğerleri - Türkiye [GC] no.41340/98, 41342/98, 41343/98 ve 41344/98, AİHM 2003-II) hükmünün demokratik bir toplumda işlevlerini yürüttüklerini iddia eden partilere kendilerini şiddet kullanımı ile ilgili müphem veya belirsiz mesajlardan uzak tutmak konusunda gerçek hukuki bir görev yüklediğini ifade ederek (a.g.e, no.131) bu hükme atıfta bulunmuştur. Bundan başka önündeki davada söz konusu şiddet çağrılarının Mahkemeye ibraz edilen davada söz konusu olanlardan çok daha açık göründüğüne dikkat çekmiştir.

4.  Anayasa Mahkemesine amparo temyiz

39.  Batasuna ve Herri Batasuna Yüksek Mahkeme’nin kararına karşı Anayasa Mahkemesine iki amparo temyizde (anayasaya uygunluk) bulunurlar.

40.  Temyiz dilekçelerinde öncelikle söz konusu Kanunla sonuçlanan yasa tasarısı hakkında olumlu rapor veren makam olan Adli Konseyin başkanı olduğu halde kapatılmalarına yol açan işlemlerde raportör hakim olarak görev yapmış olan Yüksek Mahkeme’nin Başkanın tarafsız olmamasından şikayet etmişlerdir. Yargısal ve istişari işlevlerin bir kişide birleşmesinin objektif tarafsızlığın kaybına yol açtığını iddia etmişlerdir. Batasuna bu bağlamda Anayasanın 24/2. Maddesine dayanmıştır (bağımsız ve

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat