AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR
Başvuru No. 37294/05
Yakup DERELİ / Türkiye
Başkan
Paul Lemmens,
Yargıçlar
Işıl Karakaş,
Helen Keller,
Ksenija Turković,
Egidijus Kūris,
Robert Spano,
Jon Fridrik Kjølbro
ve Bölüm Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Abel Campos’un katılımıyla 6 Ekim 2015 tarihinde Daire halinde toplanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Bölüm), 30 Eylül 2005 tarihli başvuruyu ve davalı Hükümet tarafından sunulan görüşler ile başvuranın cevap olarak sunduğu görüşleri göz önünde bulundurarak, yapılan müzakereler neticesinde aşağıdaki kararı vermiştir:
OLAYLAR
1. Başvuran Yakup Dereli 1949 doğumlu Türk vatandaşı olup, Diyarbakır’da ikamet etmektedir. Mahkeme önünde, Diyarbakır Barosuna bağlı Avukat T.Elçi tarafından temsil edilmiştir.
2. Türk Hükümeti (“Hükümet”) ise kendi görevlisi tarafından temsil edilmiştir.
A. Davanın Koşulları
3. Başvurunun kendine özgü koşulları, taraflarca ifade edildiği şekilde, aşağıdaki gibi özetlenebilir.
1. Başvuranın gözaltına alınması ve ilgili sağlık raporları
4. Başvuran 1949 doğumlu olup, Diyarbakır’da ikamet etmektedir.
5. Başvuran 17 Ağustos 2000 tarihinde, silah kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen bir çeteye sızan polis memurları tarafından Diyarbakır’da düzenlenen bir polis operasyonu sırasında, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne bağlı polisler tarafından yakalanarak gözaltına alınmıştır.
6. Aynı gün düzenlenen ve on üç polis memuru tarafından imzalanan yakalama ve olay tutanağında, başvuranın, iki kişiyle birlikte, operasyon kapsamında amaçlanan alım satım işleminde yer aldığı sırada, üzerinde ruhsatsız silahla birlikte yakalandığı ve emniyete götürüldüğü bildirilmiştir.
7. Çeşitli belge ve tutanaklardan, yürütülen operasyon sırasında çok sayıda ateşli silah ve mühimmata el konulduğu anlaşılmaktadır.
8. Seri numaraları alınan banknotlar olayda görev alan polis memurları tarafından kullanılmış olup, yakalama işlemi, başvuranın olaya dâhil olduğu yasadışı ticari işlemin sonunda gerçekleştirilmiştir. Başvuran olay yerine, olayda görev alan bir polis memurunun silah almak amacıyla görüştüğü satıcı N.Y. kendisine seslendiğinde gelmiştir.
9. Aynı tarihte başvuranın evinde yapılan arama sırasında iki silahın yanı sıra mühimmatlara da el konulmuştur.
10. Yine aynı tarihte, saat 17.05’te Diyarbakır Devlet Hastanesi’nde düzenlenen sağlık raporunda, başvuranın vücudunda darp ve yara izi bulunmadığı bildirilmiştir.
11. Başvuran gözaltında bulunduğu sırada polisler tarafından hakarete uğradığını ve dövüldüğünü iddia etmiştir.
12. Dosyada yer alan farklı tutanaklardan, başvuranın, ifadesinin alındığı sırada, etkisiz hale getirilinceye ve kelepçe takılıncaya kadar, kendini duvara vurduğu ve yere attığı sonrasında polislerin ilgiliyi hastaneye gönderdiği anlaşılmaktadır.
13. Aynı tarihte saat 19.05’te düzenlenen ikinci bir sağlık raporunda, başvurana acil serviste sakinleştirmek amacıyla enjeksiyon uygulandığı belirtilmiştir. Raporun devamında, sol frontal bölgede 3 cm.lik ekimotik alan, boynun sol kısmında 10x15 cm.lik hiperemi, sol el üzerinde 4 cm.lik sıyrık, sağ kolun sağ kenarında 5x8-9 cm.lik ekimotik alan, sırtın sol kenarından sağ lomber bölgeye kadar uzanan 20x30 cm.lik ekimotik alan, gluteal bölgede palpasyonda hassasiyet olduğu bildirilmiştir.
14. Ertesi gün 18 Ağustos 2000 tarihinde, yakalama ve dinleme işlemlerini yapanlar dışındaki başka polis memurları tarafından başvuranın ifadesi alınmıştır. Konuyla ilgili tutanakta, başvuranın ifadesinin alınmasına saat 18.00’de başlanıldığı ve 18.30’da sona erdiği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, başvuranın bilhassa bir önceki gün sergilediği davranışların nedeni ile ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara yanıt vermeyi kabul etmediği de bildirilmiştir.
15. 19 Ağustos 2000 tarihinde saat 11.55’te düzenlenen üçüncü bir sağlık raporunda başvuranın sol göz çukurunda ekimoz bulunduğu bildirilmiştir.
16. Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet savcısı aynı tarihte başvuranın ifadesini almıştır. Başvuran, evinde el konulan iki silahın kendisine ait olduğunu kabul etmiş; içinde bulunulan yıl için ruhsatları yenileme fırsatı bulamadığını belirtmiştir. N.Y. ile yapılan alım satım işlemi sırasında el konulan silahlarla herhangi bir ilgisi bulunduğunu kabul etmemiş ve N.Y.’yi 5-6 yıldır tanıdığını ifade etmiştir. Tansiyon problemi olduğunu ve gözaltında bulunduğu sırada tansiyonunun düştüğünü, ancak kendisini duvara ya da yere attığını hatırlamadığını bildirmiştir. Gözaltında bulunduğu sırada kendisine kötü muamelede bulunulmadığını eklemiştir.
17. Savcı aynı tarihte, söz konusu suçların, örgüt halinde silah kaçakçılığı yapılmasıyla değil, ateşli silahların yasadışı yollarla satışı ile ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı (ratione materiae) vermiştir.
18. 20 Ağustos 2000 tarihinde saat 12.10’da aynı hastanede yeni bir sağlık raporu düzenlenmiştir. Raporda, başvuranın vücudunda, bir önceki güne ait raporda belirtilen ekimoz dışında yeni herhangi bir darp ve yara izi bulunmadığı bildirilmiştir.
19. Davanın açıldığı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 20 Ağustos 2000 tarihinde başvuranın ifadesini alınmış; başvuran ifadesinde savcı huzurunda anlattıklarını yinelemiştir. Mahkeme, başvuranın tutuksuz yargılanmasına ve delillerin toplanmış olması sebebiyle ilgilinin serbest bırakılmasına karar vermiştir.
20. Başvuran, polis, savcı ve Sulh Ceza Mahkemesi tarafından ifadesinin alındığı sırada avukat tarafından temsil edilmemiştir.
21. Tek başına silah kaçakçılığı yapma nedeniyle hakkında yürütülen yargılama sonunda, başvuran dört yıl hapis cezasına ve para cezasına mahkûm edilmiştir.
2. Başvuranın, gözaltından sorumlu polis memurları hakkındaki şikâyeti
22. Başvuran 27 Şubat 2001 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına kötü muamele ve işkence nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştur. Başvuran, gözaltından sorumlu olan polis memurlarını, suçunu ikrar etmesi için kötü muamelede bulunmakla, bilhassa falakaya yatırmakla ve testislerini sıkıştırmakla suçlamıştır. Bunun yanı sıra, hastaneye götürülmeden önce, kıyafetlerinin kan içerisinde olması nedeniyle kıyafet almak amacıyla N.Y.’nin evine götürüldüğünü ifade etmiştir. Başvuran, yanında polis memurlarının olması nedeniyle yaşadıklarını doktora söyleyememiştir. Doktor, başvuranı yüzeysel olarak muayene etmiş; bir dahaki sefere “raporunda her şeyi belirteceğini” ifade ederek, polislerle rüşvet karşılığında pazarlık etmiştir.
23. Başvuran, Cumhuriyet savcısı önünde verdiği 11 Ekim 2001 tarihli ifadede, iddialarını tekrar etmiş; ancak doktor tarafından ayrıntılı olarak muayene edildiğini kabul etmiş ve doktorun kendisine ilaçlar verdiğini belirtmiştir. Başvuran bununla birlikte, ifadesinin, N.Y.’nin evindeki kısmıyla ilgili bölümünü değiştirmiş ve polis memurlarının hastaneye gelmeden önce N.Y.’den aldıkları kıyafetleri kendisine verdiklerini ifade etmiştir. Başvuran, gözaltında bulunduğu ilk gün kötü muamele gördüğünü; ancak takip eden günlerde kötü muamele görmediğini belirtmiştir.
24. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu 30 Ekim 2001 tarihinde, Diyarbakır savcılığının talebi üzerine tıbbi görüş hazırlamıştır. Tıbbi görüşte, gözaltı sağlık raporlarında belirtilen lezyonların başvuranı hayati tehlikeye atacak nitelikte olmadığı, ancak beş gün iş göremezlik gerektirdiği bildirilmiştir.
25. Savcı, Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesine 9 Ocak 2002 tarihinde, başvuranın gözaltından sorumlu üç polis memuru hakkında iddianame sunmuş ve suçu ikrar ettirmek için kötü muamelelerde bulunan kamu görevlilerinin Ceza Kanunu’nun 243. maddesi gereğince cezalandırılmalarını talep etmiştir.
26. 5 Mart 2002 tarihinde Ağır Ceza Mah