"İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA)
Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü ...'ın, kullandığı özel izin sonrasında 01/04/2016 tarihinde cezaevine dönmediğinin tespiti üzerine firar ettiği gerekçesiyle Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesi uyarınca Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna iadesine dair anılan Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 04/04/2016 tarihli ve 2016/721 sayılı kararını müteakip, hükümlü hakkındaki infaza konu ilâmın adli para cezasına ilişkin olduğu, hapse çevrili adli para cezalarının infazının doğrudan açık ceza infaz kurumunda infaz edildiği gerekçesiyle kapalıya iade kararının onaylanması talebinin reddine ilişkin... 1. İnfaz Hâkimliğinin 15/04/2016 tarihli ve 2016/2419 esas, 2016/2479 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/05/2016 tarihli ve 2016/913 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre hükümlünün, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan... 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2010 tarihli ve 2008/297 esas, 2010/716 karar sayılı ilâmı ile verilen adli para cezasından çevrili hapis cezasını infaz etmekte olduğu, açık ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada firar etmesi nedeniyle kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilerek infaz hakimliğinin onayına sunulması üzerine,... 1. İnfaz Hâkimliğince, 5275 sayılı Kanunun 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 106/3. maddesi gereğince, adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmesi gerektiği gerekçesiyle talebin reddine dair karar verilmiş ise de;
5275 sayılı Kanun’un 14/4. maddesinde “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ve hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı (İptal ibare: Anayasa Mah. 09.04.2014 tarih ve 2014/26 E. ve 2014/78 K.) (...) olanlar ile yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar, infaz hâkiminin onayına sunulur.” şeklinde
düzenlemeye yer verildiği, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin Kapalıya iade başlıklı 12. maddesinde “a) Haklarında 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, b) Firar edenler, c) Kınamadan başka disiplin cezası alanlar, ç) 5 inci madde gereğince doğrudan açık kurumlara gönderilenler hariç olmak üzere; yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilenler, d) İş temin edildiği halde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar, e) Kapalı kuruma dönmek isteyenler, f) Haklarında üst sınırı yedi yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma veya kovuşturması devam etmekte olanlar ile üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkûmiyet kararı bulunanlar, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur.” şeklinde hükme yer verildiği, anılan yönetmeliğin 12. madde düzenlemesinde “yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilen hükümlüler” dışında infazın doğrudan açık ceza infaz kurumunda yapılması yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığı, 5275 sayılı Kanun’un 14/4. maddesinde de kapalıya iade kurumunda doğrudan açık ceza infaz kurumuna gönderilen hükümlüler yönünden ayrıma gidilmediği, her ne kadar firar eden hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumuna ifade edileceği yönünde anılan Kanun hükmünde düzenleme öngörülmediği düşünülebilirse de firar eyleminin 5275 sayılı Kanun’un 44. maddesinde hücre disiplin cezasını gerektirir eylem olarak düzenlendiği, açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı kurumdan açık ceza infaz kurumlarına nakledilen yada doğrudan açık ceza infaz kurumlarına gönderilen hükümlü statüsünde bulunmasının kapalı ceza infaz kurumuna iadesi yönünden farklılık arz etmeyeceği, aksi yorumun kanun koyucunun