"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MALATYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2012/416-2014/34
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, gerekçeli kararda; ''davalı yararına reddedilen meni müdahale davası yönünden avukatlık ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 10.942,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesi'' hüküm altına alındığı halde, 19.02.2014 tarihli ek karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmında 6100 sayılı HMK'nın 305. ve devamı maddeleri gereğince değişiklik yapılarak bu defa; '' Davacı yararına meni müdahale yönünden avukatlık ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 10.942,56.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine'' şeklinde düzeltme yapıldığı görülmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 305. maddesinde belirtildiği üzere, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyor ise, taraflarca hükmün icrasına kadar açıklanması veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesi istenebilir. Ancak tavzih yolu ile hükmün değiştirilmesi veya hükme ilâve yapılması olanaksızdır.
O halde; vekalet ücreti yönünden verilen ek kararın, hükmün değiştirilmesi niteliğinde olduğu görülmekle, 19.02.2014 tarihli ek kararın Ortadan Kaldırılmasına.
./..
İşin esasının incelemesine gelince;
Davacı, eşi olan davalı ile 01.07.2010 tarihinde boşandıkları halde kayden maliki olduğu kat mülkiyeti kurulu 1844 parseldeki 26 nolu meskeni davalının haksız yere kullanmaya devam ettiğini, noter kanalı ile ihtarname gönderdiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesi istekli eldeki davayı açmış, yargılama sırasında da taşınmazın 09.02.2013 tarihinde teslim edildiğini bildirmiştir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazı davacı ile birlikte satın aldıkları halde davacı adına yazıldığını katkı payı alacağından dolayı açmış olduğu davanın neticesinin beklenmesi gerektiğini, işgalci olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, yine savunma yolu ile davanın kabul edilmesi halinde ödemiş olduğu site aidatlarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, kat mülkiyeti kurulu 1844 ada 26 parseldeki davaya konu 26 nolu meskenin 18.07.2007 tarihinde satışa istinaden davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde 10.12.2007 tarihli aile konutu şerhi bulunduğu, 30.03.2005 tarihinde evlenen tarafların, 10.11.2008 tarihinde açılan boşanma davası neticesinde 01.07.2010 tarihinde boşandıkları, taşınmazın teslim edilmesi konusunda davacının noter kanalı ile keşide ettiği 30.07.2010 tarihli ihtarnamenin davalıya 11.08.2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yargılama sırasında çekişme konusu taşınmazın davacıya teslim edilmesi sebebi ile elatmanın önlenmesi isteğinin konusuz kaldığı gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteği bakımından karar verilmesine yerolmadığına, kayden davacının maliki olduğu çekişme konusu bağımsız bölüme, davalının boşanma tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar haklı ve geçerli bir nedeni olmadan müdahale ettiği gerekçesi ile ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş, ayrıca elatma ve ecrimisil istekleri bakımından yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücreti ayrı ayrı hüküm altına alınmıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişmeli bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu ve boşanma kararının kesinleşmesiyle kayıt üzerindeki “aile konutu” şerhinin hukuki varlığını yitirdiği, şerhin yolsuz hale geldiği, böylece davalının taşınmazda oturmasını haklı kılacak hukuki sebebin ortada