MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacılar, ortak miras bırakanları ...’nin evlenme vaadi ile dava dışı ... tarafından kandırılarak maliki olduğu 92 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki 2/6 payını davalı ...’e devrettiğini, dava dışı ...’nın davalı ...’in annesi olduğunu, miras bırakanları ... ile ... arasındaki evliliğin gerçekleşmediğini, davalı ve annesinin devir sonrası ortadan kaybolduğunu, miras bırakanın dolandırıldığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazda davalı adına kayıtlı 2/6 payın iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, davacıların miras bırakanı ...’nin başka bir kadınla evli olduğunun ortaya çıkması üzerine annesi ... ile evliliğin gerçekleşmediğini, iddiaların yersiz olduğunu, dava konusu payı bedelini ödeyerek satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların miras bırakanı ...’nin hileye düşmediği, öte yandan temlikin muvazaalı olduğunun yazılı delil ile ispatlanması gerektiği ve yazılı delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.03.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, hile iddiasına dayalı eldeki davanın 6098 sayılı TBK’nun 39. maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, öte yandan davacıların miras bırakanı ...’ın 30.01.2002 tarihinden itibaren dava dışı ... Yıldırım ile evli olmasına karşın davalının annesi ... ... ile evlenmek niyetiyle dava konusu 21 parsel sayılı taşınmazın 2/6 payının çıplak mülkiyetini 01.11.2002 tarihinde davalıya satış yoluyla devrettiği, davacıların ise miras bırakanları ...’nin evlenme vaadi ile kandırılarak anılan payı devir ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, ne var ki TBK’nun 81. maddesine ( 818 sayılı BK’nun 65. maddesi ) göre hukuka veya ahlaka ( adaba ) aykırı bir netice elde edilmesi için verilen şeyin geri alınamayacağı, o halde miras bırakan ...’nin dava edemeyeceği bu hususu, mirasçılarının da dava etmelerine olanak bulunmadığı gözetilerek, anılan gerekçe ve sonucu itibariyle davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20.TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 20.03.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
- K A R Ş I O Y Y A Z I S I-
Dava, aldatma( hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davacılar mirasbırakanının aldatılmadığı (hileye düşürülmediği), davacılar mirasbırakanının, asıl amacının bağış olduğu, işlemin satış olararak gerçekleştirildiği iddiasına göre, taraf muvazaası olgusunun yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir
Davacıların temyizi üzerine, “ hile iddiasına dayalı davanın, bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı, öte yandan hukuka ve ahlaka aykırı verilen şeyin geri istenemeyeceği, mirasbırakanın dava edemeyeceği bir hususu, mirasçılarının dava etmelerine olanak bulunmadığı gözetilerek bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına” oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, aldatma (hile) iddiasına dayalı davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı, aldatmanın unsurlarının oluşup oluşmadığı ve temlikin hukuka ve ahlaka aykırı bir amaç için yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır..
6101 sayılı, Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.ve 5. maddesi uyarınca, uyuşmazlıkta hile (aldatma) hakkında hak düşürücü sürede uygulanacak yasa hükmü 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 31. maddesidir. Söz konusu Yasanın 31. maddesi " Hata veya hile ile haleldar olan yahut ikrah ile yapılan akit ile mülzem olmayan taraf bu akdi ifa etmemek hakkındaki kararını diğer tarafa beyan yahut verdiği şeyi istirdat etmeksizin bir seneyi geçirir ise, akde icazet vermiş nazarıyla bakılır. Bu mehil, hata veya hilen