"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ist...... ilişkindir.
Davacı, dava konusu 338 parsel sayılı taşınmazın veraseten intikal işlemleri için kardeşi olan davalı ...'a vekaletname verdiğini ancak davalı ...’ın taşınmazdaki ¼ miras payını vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle el ve işbirliği içinde olan davalı eşi ...'a satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı taktirde taşınmazın bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, tüm mirasçıların terekenin taksimi konusunda anlaştıklarını, bu anlaşmaya göre davacının miras payını 145.000-TL bedelle devretmeyi kabul ettiğini ve bu bedelin 17.10.2011 tarihinde davacının ...... hesabına gönderildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı ve bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 07.09.2011 tarihli ... ilindeki tüm taşınmazlarını satış yetkisi içeren bir vekaletname ile davalı kardeşi Hasan’ı vekil tayin ettiği, vekil Hasan’ın 25.01.2012 tarihinde 338 parsel sayılı taşınmazdaki davacı payının tamamını davalı eşi ......’ye 25.01.2012 tarihnde satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, maddi vakıayı bildirmek taraflara, hukuki nitelendirme yaparak olayı çözümleme hakime ait olup her ne kadar mahkemece 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 39. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmişse de, gerek dava dilekçesi gerekse aşamalarda verilen dilekçelerdeki iddiaların içeriği ve ileri sürülüş biçiminden; vekaletnamenin hile ile alındığı ve kullanıldığı iddiasına dayanıldığı açıktır. Bilindiği üzere vekaletin hile ile alındığı iddiası, vekalet görevinin kötüye kulanıldığı iddiasını da içermektedir.
Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
Bilindiği üzere;Borçlar Kanununun temsil ve vekalet akdini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) ...... ve özen borcu, vekilin vekil e