"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, inançlı işlem, hile ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı 15.05.2008 tarihli dilekçe ile, kayden maliki olduğu 95 ada 27 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümü eski eşinin borçlarından dolayı teminat amacıyla ve iade edilmek koşuluyla bedelsiz olarak satış göstermek suretiyle davalılara devrettiğini, ancak davalıların taşınmazı iade etmediklerini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılama aşamasında ise 15.07.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle hile ve gabin hukuksal nedenlerine de dayanmıştır.
Davalılar, iddiaların asılsız ve satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ile davalılar arasında taşınmazın danışıklı devrine ilişkin harici bir sözleşme veya yazılı bir delil bulunmadığı, hile ve gabin iddialarının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 10.09.2013 tarihli ilamı ile hüküm onanmış, davacı vekilinin karar düzeltme isteği üzerine ise Dairece bu kez 03.07.2014 tarihli ilam ile başvurunun kabulüne ve onama kararı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında mahkemece, davalı ... ...'in somut olaya uymayan ifadesinin mahkeme dışı ikrar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca davacı ipotek bedelini ödediğini iddia etmiş ve bu durum banka kayıtlarıyla doğrulanmış ise de yaptığı ödemelerin satış tarihinden önce olması sebebiyle banka kayıtlarının yazılı delil başlangıcı olarak sayılamayacağı, davacının yemin teklifinde bulunmadığı gibi ıslah yoluyla dayandığı hile
ve gabin hukuksal sebepleri bakımından da dava tarihi olan 15.05.2008 tarihi itibariyle zorda kalmanın kalktığı ve hileyi öğrendiği kabul edildiğinde ıslah tarihi itibariyle Türk Borçlar Kanununun 39. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği ve ispat külfetinin davacı tarafça yerine getirilemediği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararının davacı vekilince temyizi üzerine uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu önüne gitmiş ve Kurulun 31.01.2019 tarihli ilamı ile; mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararında yer vermediği ve dolayısıyla Daire tarafından da değerlendirilmeyen yeni bir hukuki gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu, yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğundan bahisle dosya Daireye gönderilmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 95 ada 27 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümü 26.09.2007 tarihli akitle Koçbank lehine olan 266.748,00 USD ipoteği ile yükümlü olarak ve eşit paylarla davalılar Murat... ve ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, daha sonra davalı ...’ın aynı taşınmazın ½ payını 02.10.2007 tarihli akitle diğer paydaşı olan davalı ...’ye