"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet
1- Sanık hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında, sanığın yüklenen suçu kabul etmemesi, şirketi, yanında çalıştığı patronu ... ... açtığını, bu kişinin matbaasında işçi olarak çalıştığını, işyerini kendisinin üzerine devrettiğini, kendisinin de bu şahsa vekaletname verdiğini, birkaç ay sonra işyerinin kapandığını, kendisinin de 2008 yılının ikinci ayında cezaevine girdiğini, altı ay sonra tahliye olduğunu, notere azletmek için gittiğinde adına 7-8 kişiye daha vekaletname verildiğini öğrendiğini, hepsini azlettiğini ifade etmesi, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, sanığın savunmasında belirttiği gibi 2008 yılınında bir süre cezaevinde olduğunun anlaşılması ve ayrıca sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için sahte faturaların 213 sayılı VUK'nın 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması, aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı ve sanığın düzenlediği iddia olunan faturaların asılları veya onaylı örneklerinin dosya içerisinde bulunmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından suça konu 2008 yılına ait faturaların aslı ya da onaylı suretleri temin edilip dosya arasına konulması, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediği incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi; faturaları kullanan şirketler hakkında vergi incelemesi yapılıp yapılmadığı ve kamu davası açılıp açılmadığı araştırılarak, açıldığının tespiti halinde dava dosyasının getirtilerek ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, yine savunmada adı geçen ... ... açık kimlik bilgileri tespit edilip tanık olarak ifadesine başvurulması ve gerekirse faturalarda yer alan yazı ve imzaların sanığa ve .... ... ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve sanık hakkında 2007 ve 2008 takvim yıllarında muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suçundan verilen beraat hükümleri yönünden ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 11.03.2014 tarih, 2012/11-1382 Esas, 2014/124, 11.07.2014 tarih, 2012/11-1512 Esas, 2014/366 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme suçunun oluşabilmesi için belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanma zorunluluğunun bulunmasının gerektiği, belgenin gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde, varmış gibi düzenlenmiş olması halinde ise sahte belge düzenleme, başka şahıs/şirket tarafından sahte düzenlenen belgelerin muhasebeleştirilerek vergisel işlemlerde kullanılması halinde de sahte belge kullanma yine başka şahıs/şirket tarafından muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı şekilde düzenlenen belgelerin muhasebeleştirilerek vergisel işlemlerde kullanılması ile de muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma suçunun oluşacağı, belgelerin bir kısmı tamamen sahte, bir kısmı da yanıltıcı belge ise TCK'nın 44. maddesi gereği fikri içtima hükümlerinin uygulanması suretiyle cezası daha ağır olan VUK'nın 359/b-1. maddesinden hüküm kurulmasının gerektiği somut olayda, mütalaa ve eklerinde sanığın sahte fatura düzenleme eyleminin yanında, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge de düzenlediğinin belirtilerek bu yönde iddianame düzenlenmiş olması karşısında, sanığın bir takvim yılında düzenlemiş olduğu sahte fatura ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme eylemlerinin zincirleme şekilde işlenmiş sahte fatura düzenleme suçunu oluştaracağı ve her takvim yılı için 213 sayılı TCK'nın 359/b-1 ve TCK'nın 43. maddesi uyarınca tek suçtan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, hükmün gerekçesinde suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan bahsedilerek beraat kararı verilmesi,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.07.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Daire çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 359-b maddesinde düzenlenen sahte belge düzenleme ve kullanma eylemlerinde suçun oluşup oluşmadığının tespiti açısından suça konu belgelerin VUK 227/3 gereğince, VUK 230 ve devamı maddelerde ve VUK mükerrer 257. maddesiyle verilen yetkiye istinaden Maliye Bakanlığınca çıkarılan tebliğlerde belirtilen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının denetlenmesi yönünden belgenin (faturanın) mutlaka dosyaya celbinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Ayrıntıları Dairemizin 07.05.2018 tarih 2018/3390 Esas 2018/4256 Karar sayılı kararına ekli gerekçeli karşı oy yazımızda da açıklandığı üzere;
1) Vergi Usul Kanunu'nun 359/b' de düzenlenen sahte belge düzenleme ve kullanma suçlarının düzenleniş şekli, içeriği ve amacının TCK'da düzenlenen sahtecilik suçlarından farklı olduğu, TCK' da belgenin düzenleniş biçimi ve (özellikle resmi belgede) bulunması gereken zorunlu unsurların suçun unsuru kabul edildiği halde VUK'da düzenlenen belgelerin niteliği, (özel belge oluşu) suçun işleniş şekli ve VUK 359/b'nin düzenleniş amacı nazara alındığında VUK'da belge ve şekil denetiminin suçun unsuru olmadığı, unsuru haline getirilmesinin de 359/b son cümledeki tanım ve VUK'nun düzenleniş biçimi ile bağdaşmayacağı, 359/b'deki suçta, belgede şekil denetiminin ön şart haline getirilmesinin bu maddede düzenlenen suçun işlenemez suç haline dönüşmesine neden olacağı, bu nedenle VUK 359/b'deki sahtecilik denetiminin belge şeklinin değil, içeriğinin yani vergiyi doğuran olay ve muamelelerin gerçekliğinin denetimi şeklinde yapılması gerektiği,
2) VUK'nun 359/b maddesi "kaçakçılık suçları ve cezaları" başlığı altında düzenlenmiş olup ceza içeren kanunların başlık ve içeriklerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, VUK' daki belgelerin özel belge olarak kabul edilmesi nedeni ile VUK'da düzenlenen belgelerde şekil denetiminden ziyade içerik denetiminin esas olduğu, nitekim VUK 359/b son cümledeki sahtecilik tanımına göre aldatma kabiliyetinin içerikte aranacağı içerik sahteciliğinin ise VUK 3. maddesi ve Ceza
