"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek, tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanık hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı artırıcı ve azaltıcı nedenlerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA oy birliğiyle,
II-Sanık hakkında tefecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın, POS cihazlarını kullanım amaçları ve sözleşme koşulları dışında, kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanmaktan ibaret fiillerinin, hem TCK’nin 241. maddesinde düzenlenen “tefecilik” suçunu hem de ...... sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen “gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme” suçunu oluşturması; TCK'nin 241. maddesinin genel ve ...... sayılı Kanun'un 36. maddesinin özel norm niteliğinde olması karşısında; “özel normun önceliği” kuralı gereğince, sanık hakkında zincirleme olarak ...... sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun'un 36. maddesinde düzenlenen "gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme" suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli 2014/118 Esas ve 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK'nin topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK'nin 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK'nin 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden önceki tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; sanık hakkında 2010 ve 2011 tarihlerinde işlediği tefecilik suçundan dolayı verilen ve Dairemizin 18/04/2018 tarihli 2016/6481 Esas ve 2018/3683 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen hükmün bulunduğu da göz önünde tutulup, sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerekeceği de dikkate alınarak, kesinleşen ve yargılaması devam eden dava dosyalarının incelenip, yargılaması devam eden dava dosyasının mümkünse bu dava ile birleştirilmesi, diğer davalar yönünden de, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulmasından sonra tüm dosyalar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı ...... sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, üyeler ... ve ...'ın değişik gerekçeleri ve oy birliğiyle 11.04.2019 tarihinde karar verildi.
(D.G.) (D.G.)
DEĞİŞİK GEREKÇE
(tefecilik suçundan verilen hükme ilişkin)
A) Tartışmanın konusu:
Sanığın, iş yerinde herhangi bir satış yapmadığı halde, paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek kendisine başvuran değişik kişilerin kredi kartlarını, mal satışı yapmış gibi POS cihazından geçirerek, her işlemle ilgili miktar üzerinden belli bir komisyon kesintisi yaptıktan sonra kalan miktarı kart sahiplerine nakit olarak ödemekten ibaret fiillerinin hem TCK'nin 241. maddesinde tanımlanan “tefecilik” suçunu hem de ...... sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu'nun 36. maddesinde tanımlanan “gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme” suçunu oluşturur mu?
B) Konunun değerlendirilmesi:
“Tefecilik suçu” TCK'nin 241. maddesinde “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verme” olarak tanımlanmıştır.
Ödünç para verme ise, bir kişiye belli bir süre sonra iade edilmek üzere para verilmesidir. Tefecilik suçunda fail, belirli bir miktar parayı başkasına verir ve belirlenen süre sonunda fazlasıyla kendisine ödenmesini ister. Böylece kazanç elde eder.
“Gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenleme suçu” ise ...... sayılı Kanun'un 36. maddesinde “Gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi, nakit ödeme belgesi ya da alacak belgesi düzenlemek veya bu belgelerde ne surette olursa olsun tahrifat yapmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama” şeklinde tanımlanmıştır.
Bu suç için, verilen paranın, belli bir süre sonra fazlasıyla ödenmesi söz konusu değildir. Tam tersine fail, para vereceği kişinin kredi kartını kullanarak parayı kendi hesabına geçirdikten sonra, komisyon olarak belirlediği miktarı düşüp kalan parayı nakit olarak kredi kartını kullandığı kişiye ödemektedir.
Belirtildiği üzere, bu suçların unsurları birbirinden farklıdır.
TCK'nin 2. maddesinin 3. fıkrasına göre, kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılmaz; suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Sanığın fiilleri, tipiklik unsuruna uymadığı için tefecilik değil, gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenleme suçunu oluşturur. Bu nedenle, belirtilen suçlar arasında özel-genel norm ilişkisi söz konusu değildir .
C) Sonuç:
Sanığın fiillerinin tefecilik değil “gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenleme” suçunu oluşturacağı gözetilmeden tefecilik suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Hükmün belirttiğim bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesindeyim. 11.04.2019
Dairemizin 2018/4065 Esas, 2019/3789 Karar sayılı 11.04.2019 tarihli kararına ilişkin (Tefecilik suçu yönünden) muhalefet şerhi:
1-Dairemiz sayın çoğunluğu ile aramızdaki görüş farklılığı: Tefecilik faaliyeti sırasında ödünç olarak verilen paranın geri dönüşümünü güvence altına almak için kredi kartlarının pos cihazlarından geçirilerek gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenlenmesi halinde ...... sayılı TCK'nin 241. Maddesi ve ...... sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu'nun 36. Maddesi hükümleri uyarınca ayrı ayrı hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği, ya da ...... sayılı TCK'nin 44. maddesi ve özel norm ilkesi önceliği gereğince fail hakkında yalnızca ...... sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu'nun 36.maddesi hükümlerinin uygulanmasının yeterli olup olmadığı oluşturmaktadır.
2-"Tefecilik" ve “gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme” eylemleri yönünden değerlendirmemiz:
Tefecilik suçu; ...... sayılı TCK'nın 241 maddesinde "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para vermek" şeklinde düzenlenmiştir. Suçun maddi unsuru "başkasına ödünç para vermek", manevi unsuru ise "kazanç elde etmek amacı" dır. ...... sayılı Türk Ceza Kanunundaki bu düzenlemeye göre suçun oluşumu için kazanç sağlama özel kastının varlığı gerekir.
Tefecilik suçunun konusu paradır. Faiz karşılığında verilen ödünç paranın elden ve nakten talep edene verilmesi yada talep edenin banka kredi kartı hesabına yatırılması suçun oluşumu için yeterli olacaktır.
Ödünç paranın borç alana verilmesi ile suç tamamlanmış olacağından verilen ödünç paranın çek, senet, ipotek alınmak sureti ile yada POS cihazı kullanılarak kredi kartından para çekmek sureti ile faizi ile birlikte tahsil edilmesi yada garanti altına alınması tefecilik suçunun oluşumuna etki etmeyecektir.
Toplu