"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/10/2015 tarih ve 2014/1995-2015/1000 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17.01.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av... ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 21.05.2010 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında davalının yönetim kurulu üyesi seçildiğini ve yönetim kurulu kararı ile de genel müdür olarak atandığını, ayrıca şirketi temsil ve ilzam etme hususunda münferit imza yetkisi verildiğini, taraflar arasındaki 04.05.2010 tarihli iş sözleşmesi ile davalıya yıllık brüt 200.000- TL ücret verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalının belirlenen miktardan daha fazla ücret alarak şirketi toplam 417.079,77 TL zarara uğrattığını, ayrıca davalıya hangi hususlarda ve hangi miktarlarda yetkili olduğu hususunun bir iç düzenleme ile 04.06.2011 tarihinde bildirildiğini, iç düzenlemeye göre davalının değeri 50.000.- Euro üzerinde olan her türlü giderler için müvekkili şirket yetkililerinden imza alması gerektiğini, ancak davalının iç düzenleme ilkelerini ihlal ederek şirket yetkililerinden onay almaksızın dava dışı Hakan Yararbaş ile iş birliği sözleşmesi imzaladığını, sözleşme çerçevesinde dava dışı Hakan Yararbaş'a 206.942,10 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, müvekkili şirketin uğradığı toplam 624.021,87 TL zararın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya bakmaya iş mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, davaya 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinden davacı şirketin doğrudan sorumluluk davası açma hakkı bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesine göre müvekkilinin 200.000,- TL brüt ücretin yanı sıra bir kısım feri ödemelere de hak kazandığını, feri ödemelerin davacı tarafça ödenmesi gerektiği dikkate alındığında bunun davacının talep ettiği tutara tekabül ettiğinin açıkça görüleceğini, davacının müvekkilinin imza yetkisini aşarak akdetmiş olduğu 17.02.2012 tarihli danışmanlık sözleşmesi uyarınca haksız yere 206.942,10 TL ödeme yapıldığına dair somut herhangi bir delil sunmadığını, davacı tarafından delil olarak sunulan faturalarda keşide eden şirketler ile danışmanlık sözleşmesinin tarafı olan kişilerin aynı olmadığını, faturaların keşide tarihlerinin danışmanlık sözleşmesinin imza tarihinden önce olduğunu, faturalara ilâveten sunulmuş olan gider pusulalarının tarihlerinin müvekkilinin işten ayrıldığı tarihinden sonrasına tekabül ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının