"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verilen 07/10/2016 tarih ve 2015/337 E. - 2016/558 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen 11/05/2017 tarih ve 2017/235-2017/201 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 02.04.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı asil ... ve vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; taraflar arasında noter huzurunda limited şirket hisse devir ve satış sözleşmesi yapıldığını, aynı gün harici olarak yapılan ödeme planında da hisse devir bedelinin hangi tarihlerde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalının bir süre sonra ödeme yapmamaya başladığını ve vadesi belirli olmasına rağmen hiçbir ödeme de bulunmadığını, başlatılan icra takibine de borcu bulunmadığını beyan ederek itirazda bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; noterde yapılna hisse devir sözleşmesinde bedelin düşük gösterildiğini, harici sözleşmenin de tarafların imzasının noterce onaylanması halinde hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin muhasebe anlamında kayba uğradığını, davacının şirketi müdür olduğu dönemde zarara uğrattığını, fazla vergi ödemek zorunda kaldığını savunarak uğradığı zarar ile davacının alacağının mahsup edilmesini ve davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan 01.09.2009 tarihli hisse devir sözleşmesinde devir bedeli 25.000 TL olarak gösterilmişse de aynı tarihte taraflar arasında devir bedelinin 360.000,00 TL olduğuna ve oluşturulan ödeme planına göre ödeneceğine dair adi yazılı belge düzenlendiği, sözleşmesinin varlığı ve noterde düzenlenen belgede tarafların bedelde muvazaa yaptıkları ve bu bedelin noterde ödenmediği hususunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, 01/04/2012 tarihi ile 01/09/2014 tarihleri arasında ödenmeyen kalemlerin takip konusu yapıldığı, davalı yanın icra takibine konu bu ödemelerin yapıldığını ileri sürmüş olması sebebi ile ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalı yanın yaptığı ödemeler de hesaba katılmak sureti ile alınan bilirkişi raporunda da yapılan hesaplamalar ve davalı yanın kısmi ikrarları ile takip konusu edilen aylık ödemelerin yapılmadığının anlaşıldığı, sözleşme tarihinden önce şirketin borcunun söz konusu olmadığı, sözleşmeden sonra ... borçlardan veya cezalardan hisse devri yapan ortağın sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı yanın icra takibine itirazının iptaline, icra takibinin devamına, takibe konu asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, yerel mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ve davalı vekilinin istinaf başvur