Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/1672 Esas 2019/5015 Karar
Karar Dilini Çevir:
11. Hukuk Dairesi 2019/1672 E. , 2019/5015 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA


Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10/12/2015 tarih ve 2015/729-2015/725 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla,
dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davada müvekkilinin imtiyaz sözleşmesi uyarınca mobil elektronik haberleşme hizmeti sunduğunu, aynı alanda faaliyet gösteren davalının GSM ve mobil pazarlama hizmetleri pazarlarındaki hakim durumunu çeşitli yollarla fiili münhasırlık yaratmak suretiyle kötüye kullandığını, bu durumun Rekabet Kurulu'nun 23.12.2009 tarih, 09-60/1490-379 sayılı kararıyla belirlendiğini, müvekkilinin zararının doğduğunu ileri sürerek, 1.000.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, sonrasında ıslah ile 5.000.000.- TL maddi ve 1.000.000.- TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiş; Mahkemece ilk olarak dava açılışında talep edilmeyen manevi tazminatın ıslah ile talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle anılan kalem yönünden davanın tefrikine karar verilmiş, daha sonra gerekli harçların tamamlanmasını müteakip yeniden mezkur dava ile birleştirilmiştir.
Davalı vekili; davacının, davasında müvekkilinin 2007-2009 yıllarındaki bazı eylemlerine dayanarak talepte bulunduğunu, istemlerin zamanaşımına uğradığını, davacının 06.06.2008 tarihinde yaptığı başvuru üzerine Rekabet Kurulu'nun 23.12.2009 tarihli, 09/60/1490-379 sayılı kararını verdiğini, davacının haksız fiilden karar tarihi olan 23.12.2009'da haberdar olduğu kabul edilse dahi dava tarihi 29.12.2010 itibarıyla bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, esas yönünden de davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamında direnilmesi sonucunda, 765 sayılı TCK’nın yürürlükten kalkmasından sonra, daha önce ceza kanunu kapsamında yer alan kabahatlerin, ceza kanunları kapsamı dışına çıkarılıp idari yaptırım gerektiren fiiller niteliğine dönüştürüldüğü ve böylece kabahatlerin bir suç türü olmaktan çıkarıldığı bu nedenle de kabahatler için öngörülen zamanaşımı sürelerinin ceza zamanaşımı süreleri gibi değerlendirilerek 818 sayılı B.K’nın 60/2. maddesi kapsamında somut uyuşmazlıkta uygulanmasının mümkün olmayacağı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizce, verilen 30.03.2015 tarih, 2014/13296 E., 2015/4424 K. sayılı bozma kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu, mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-19 E., 2018/1151 K. sayılı ilamında “mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kurul

Üyelik Paketleri

Tüm programlar tek bir abonelikle sınırsız hizmetinde.

Güncellemeler otomatik yüklenir.

Tüm ProgramlarAylık Üyelik

Toplam 9 Program
Sınırsız Destek
Süre Sonunda Durur
Kredi Kartlarına Taksit
1 Kullanıcı
Kullanıcı Sayısı Arttırılabilir
Ek Kullanıcı Değiştirilebilir
300 / Ay
Detayları Göster Üyeliği Başlat

Tüm Programlar6 Aylık Üyelik

Toplam 9 Program
Sınırsız Destek
Süre Sonunda Durur
Kredi Kartlarına Taksit
1 Kullanıcı
Kullanıcı Sayısı Arttırılabilir
Ek Kullanıcı Değiştirilebilir
₺1.100
800
Kazancınız 300 TL
Detayları Göster Üyeliği Başlat