"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti'nce verilen 17.02.2018 gün ve 2018/İHK-11136 sayılı karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası imzaladığını, sigorta poliçesine göre 18.09.2015 ile 18.09.2016 tarihleri arasında mesleki sorumluluğundan kaynaklanan zararlara karşı 3. kişilere verilecek zararlarda sigorta şirketinin davacıyı sorumluluk sigortası ile koruyacağını, ancak davacının 12.09.2010 tarihinde yaptığı tıbbi uygulamaya ilişkin idare aleyhine 2016 yılında Aydın 2. İdare Mahkemesi’nde tazminat davası açıldığını, davanın 27.05.2016 tarihinde davacıya ihbar edildiğini ileri sürerek, şirketin sorumluluk sigortasıyla ödemeyi taahhüt ettiği 53.090,00 TL’nin riziko tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; tazminat davasının Kasım 2016’da davacıya ihbar edildiğini, ceza dosyasında uzlaşma teklifinin tebliğ tarihinin tazminat talebini öğrenildiği tarih kabul edileceğini, İdare Mahkemesi kararında davacı doktora ait kusur oranı tespiti yapılmadığını, davacının kusur oranı miktarınca zarardan sorumlu olduklarını, doktorun mesleki kusuru bulunup bulunmadığının Adli Tıp Genel Kurulu tarafından incelenmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; İdare tarafından davacı/sigortalıya yapılan ihbarın Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yer alan tazminat talebini içermediği, dolayısıyla rizokonun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İtiraz hakem heyeti kararında; davalının ihbar sırasında oluşan rizikonun sorumlu olduğu, Aydın 2. İdare Mahkemesi’nce idare aleyhine verilen karardaki açıklamalar yeterli olduğundan dosyadan el çekilmesi yönündeki savunmanın yerinde olmadığı, kusur tespiti itirazının dış ilişki açısından önemli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 53.090,00 TL’nin 27.10.2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilm