(2004 S. K. m. 127) (7201 S. K. m. 16, 32) (Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m. 25, 53)
Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş. A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi vekili, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının müvekkiline tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiğini, satış ilanı tebligatı yapılan E. İ.iyi tanımadığını, bu şahıs ile akrabalık ve yakınlığının bulunmadığını, adı geçenin tebligatın yapıldığı site yakınlarında oturan bir kimse olduğunu ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, esas icra dosyasında icra emri ve kıymet takdiri raporunun da şikayetçinin aynı adresinde soyadı İ.i olan şahıslara yapıldığını ve bu tebligatlarla ilgili şikayetçinin herhangi bir usulsüzlük iddiasında bulunmadığını, adresin mernis adresi olup feshi gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçe gösterilerek şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanununun 16.maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesine göre; "kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." 4829 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle Tebligat Kanunu'nun 16. maddesinde yer alan "birlikte oturan ailesi efradı" ibaresi "aynı konutta oturan kişiler" şeklinde değiştirildiğinden, muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak aynı konutta oturan kişiler, aile fertleri, yakın ve uzak akrabalar veya hizmetçilerden biri olabileceği gibi bu kimseler dışında kalan ancak muhatapla birlikte oturan diğer kimseler de olabileceklerdir. Muhatapla birlikte oturma şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için muhatapla aynı çatı altında oturmak yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olmak gerekir.
Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her s