"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2011/549-2013/104
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 14.6.2007 tarihli üye işyeri sözleşmesi düzenlendiğini,davalının yabancı banka kredi kartları ile işlem tutarı 7.080,00 euronun davalı hesabına alacak kaydedildiğini,kart hamillerinin itirazı üzerine bankalarına ödenen bedelin davalıdan tahsilinin gerektiğini ileri sürerek,asıl alacak 15.095,35 TL'nin temerrüt tarihinden dava tarihine kadar yıllık %75 faiz üzerinden işlemiş 32.895,00 TL faizi ile toplam 47.990,00 TL'nin tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taleple bağlı kalınarak 15.095,00 TL asıl alacak 32.895,00 TL işlemiş faiz olmak üzere 47.990,00 TL üzerinden davanın kabulune, ana para 15.095,00 TL'ye dava tarihinden itibaren % 75 oranında temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş;hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı yanca talep edilen alacak miktarında sözleşmeye göre yıllık temerrüt faiz oranı % 75 oranında hesap edilerek belirlenmiş ve mahkemece bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Temerrüt (gecikme) faizi, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüte düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrütün devamı süresince varlığını sürdüren, alacaklının zararın varlığını ve miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödediği ve miktarı yasalarla belirlenmiş asgari, maktu bir tazminattır (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.6.1997 gün ve 1997/11-278 - 529 sayılı ilamı).
Para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür.Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir.
Ne var ki, uyuşmazlığın Dairemiz incelemesine geldiği aşamada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde, " Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır " denildikten sonra, görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığını taşıyan 7. maddesinde aynen “ Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 88. maddesindeki “ Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı,sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz ” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen;“ Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hüküm