"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı ve su yolu tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 24.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı ile 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilin 124 ada 26 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazın genel yola cephesi olmadığından 9 ayrı taşınmazdan müvekkiline ait 124 ada 26 parsel sayılı taşınmaz lehine yol ve su geçit hakkı tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; 124 ada 26 parsel sayılı taşınmaz lehine, 124 ada 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 540, 541, 542 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine toplam 403,38 m2'lik alanda geçit hakkı tesisine, 124 ada 26 parsel sayılı taşınmaz lehine istenen sudan faydalanma ve su yolu tesisine yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili reddedilen kısma yönelik lehlerine vekalet ücreti takdiri gerektiği ve tesis edilen geçit hakkının umumi yola bağlatısının sağlanmadığından bahisle; davacı vekili ise mecra hakkına ilişkin taleplerinin kabul edilmesi gerektiğinden bahisle ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
TMK'nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçl