Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/2657 Esas 2014/18364 Karar
Karar Dilini Çevir:
15. Ceza Dairesi         2013/2657 E.  ,  2014/18364 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.


Sanıklardan ... ve ...'in serbest muhasebecilik yaptıkları sırada sanık ...'i ikna edip, paravan şekilde ... Elektronik Eşya Toptan Ticaret Limited Şirketi ismi altında bir şirketin kurulmasını sağladıkları ve bu şirketin, ticari hiçbir faaliyette bulunmadığı halde, diğer sanıkları şirkette çalışıyormuş gibi sigortalı işçi olarak göstererek, işe giriş bildirgesi hazırlamak suretiyle SGK'ya bildirdikleri, sanıkların hastane yardımından yararlandıkları ve kuruma primlerin ödenmediği, durumun ortaya çıkmasından sonra yapılan icra takibi sırasında, sanıklar tarafından kurum zararının giderildiği, bu şekilde hileli hareketlerle kurumun zarara uğratıldığı, böylece sanıklar ..., ... ve ...'in resmi belgede sahtecilik, zincirleme nitelikli dolandırıcılık, diğer sanıkların ise nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında verilen temyiz talebinin reddi kararı ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında verilen beraat kararlarına ve sanıklar ..., , ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık ...'nın yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığa usulüne uygun olarak 17/12/2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen sanığın 28/12/2010 tarihinde ve süresinden sonra temyiz talebinde bulunduğu, sanık ...'in, sigortalı yapıldığını dahi bilmediği, sanığın herhangi bir sağlık harcaması da yapmadığı, sanık ... ve ...'nın, sanık ...'a ait işyerinde boya işlerini bir hafta süreyle yaptıkları, sanık ...'ın, işlerin bundan sonra da devam edeceğini söyleyerek sanıklar ...tan kimliklerini isteyerek, kendilerinin sigorta yapılacağını söylediği, sanıkların da, o işe devam edeceklerini düşünerek sigortalı olmayı kabul ettikleri, fakat herhangi bir sağlık yardımından yararlanmadıkları, suç işleme kastlarının bulunmadığı, sanık ...'ın da başka bir yerde fiilen çalıştığı sırada, ustasının, kendi kimliğini istediği, sanığın da, ordaki çalışmayla ilgili sigorta yapılacağı düşüncesiyle kimliğini vererek sigortalı olduğu, suç kastının bulunmadığı, sanık ...'in askere gittiği sırada, babası ...'in, kendisini sigortalı yapacağını söylediğini, askerden geldikten sonra sigortalı olduğunu öğrendiği, sanığın, suç kastının bulunduğuna dair delil elde edilemediği, sanıklar ..., ... ve ...'in suç işleme kastıyla hareket ederek paravan şirket kurup, diğer sanıklar için işe giriş bildirgeleri hazırlayarak ilgili kuruma teslim ettikleri, primleri ödemedikleri gibi bu sanıkları sağlık yardımından yararlandırarak kurumu zarara uğratıp üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri, diğer tüm sanıkların da, fiilen sanık ...'a ait işyerinde fiilen çalışmadıkları halde, çalışmış gibi yaptıkları, primlerin ilgili kuruma ödenmediği gibi yapılan sigorta sonrası sağlık harcamalarından da yararlandıkları, böylece suç
işleme kastlarıyla hareket ederek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan beraat ve mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Sanık ... , paravan şirket kuran sanık ...'in suç tarihinde gayri resmi eşi olduğu ve birlikte yaşadıkları, sanık ..., yapılan sigortadan haberi olmadığını belirtmiş ise de, söz konusu sigorta işlemi nedeniyle sağlık yardımından yararlandığı, aynı evde birlikte yaşan bir kişinin, diğer kişinin kendisini sigorta yaptığını bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, eylem ve fikir birliği içinde hareket ettikleri, bu nedenle sanık ... üzerine atılı suçun sabit olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/10/2009 tarih ve 2009/6-132 Esas ve 2009/251 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, sanığın bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerektiği, 765 sayılı Kanun'un 523. maddesi, “iade ve tazmin esasına” dayalı bir düzenleme iken, 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesi tazminden çok “pişmanlık” esasına dayanmakta olup, pişmanlık sonucu olan iade ve tazminin önem taşıması nedeniyle iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi gibi hallerde sanığın etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği, somut olayda, sanıkların, yapılan icra takibi sonrasında kurum zararını giderdiklerinin anlaşılması karşısında, etkin pişmanlık koşullarının oluşmadığı ve 5237 sayılı TCK'nın 38/2. maddesine göre, azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıl

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat