"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki yargılamanın iadesini isteyen davacı SS İzmir Altınay Konut Yapı Kooperatifi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle 6100 sayılı HMK'nın 375/1-c maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi sebebinin vekil ya da temsilci olmayan kimselerin huzuruyla yargılamanın görülmüş ve karara bağlanmış olmasının yargılamanın iadesi sebebi olarak düzenlendiği, yargılamanın usulüne uygun vekil vasıtasıyla görülüp karara bağlandığı ileri sürülen usulsüzlüklerin karar aşamasından sonraki döneme ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden yargılamanın iadesini isteyen davacı SS İzmir Altınay Konut Yapı Kooperatifi'ne geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.06.2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
- K A R Ş I O Y Y A Z I S I -
Dava, eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan fazla imalât nedeniyle tazminat bedelinin tahsili talebinden ibarettir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu 05.05.2015 tarih, 2013/242 Esas, 2015/174 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine 18.04.2017 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi davası açılmış ve mahkemenin 13.02.2018 tarihli kararı ile yargılamanın yenilenmesi davasının reddine karar verilmiş, verilen karar talep eden vekili tarafından temyiz edilmiştir. Verilen kararın karar tarihi Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluş tarihi olan 20.07.2016 tarihinden sonradır. Sayın çoğunluk kararın istinafa tabi olmayıp temyize tabi olduğu görüşü ile kararın onanmasına karar vermiştir. İşin esası ile ilgili bir görüş ayrılığım bulunmamakla birlikte kararın istinafa tabi olduğu görüşü ile sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Şöyle ki; Genel olarak,
Kanun yolları, olağan ve olağanüstü kanun yolları olarak iki kısımda incelenmektedir. Henüz kesinleşmemiş bulunan kararlara karşı başvurulan kanun yollarına “Olağan Kanun Yolları”, şekli anlamda kesinleşmiş kararlar aleyhine başvurulan kanun yollarına ise, “Olağanüstü Kanun Yolları” denir. Bir karar aleyhine henüz kesinleşmeden bir kanun yoluna başvurulabiliyorsa, bu olağan kanun yoludur. Genel olarak, olağan kanun yolları istinaf ve temyiz kanun yoludur. kararın kesinleşmesinden sonra istisnai olarak bir kanun yoluna başvuru imkânı tanınmışsa, bu olağanüstü kanun yoludur. Nihai kararlara karşı süresi içinde bu yollara başvurulmaz veya başvurulur da başvurudan olumlu sonuç alınamazsa ve başka bir olağan kanun yolu da kalmamışsa, karar kesinleşir. kararın kesinleşmesinden sonra başvurulabilecek kanun yolu, olağanüstü kanun yolu olarak ortaya çıkmaktadır. Olağanüstü kanun yolu, yargılamanın yenilenmesi ve kanun yararına temyiz olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu noktada konumuz açısından olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesi ile ilgili genel bilgilere göz atacak olursak, yargılamanın yenilenmesinin, doktrinde, kesinleşmiş bir kararda ağır hukuki hatalar olma ihtimaline binaen kabul edilen bir olağanüstü kanun yolu olduğu kabul edilmektedir. Hem doktrinde hemde 31.03.1937 tarih, 1/13 sayılı ve 23.05.1956 tarih, 8/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararlarında yargılamanın yenilenmesi ayrı bir dava olarak kabul edilmektedir. Gerçekten de uygulamada yargılamanın yenilenmesi talep edildiğinde ayrı bir esasa kaydedilmekte ve HMK hükümlerine göre yargılama yapılmaktadır. HMK 374-381 madde hükümlerinde (HUMK 444-454) düzenlenen özel usul hükümleri de uygulama alanı bulmaktadır (Somut olayımızda da mahkeme HMK'nın 374-381 madde hükümlerini uygulamıştır.). Yargılamanın yenilenmesinin kabul edilmesi halinde verilecek karar eski hükmü kaldırdığından yenilik doğurucu bir karar verildiğinden yargılamanın yenilenmesinin bir dava olarak kabulünü de zorunlu kılmaktadır. Yargılamanın yenilenmesi, ancak maddi ve şekli anlamda kesinleşmiş kararlara karşı gidilebilen bir olağanüstü kanun yolu olduğu hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıktır. Tüm bu nedenlerle yargılamanın yenilenmesi yolunun ayrı bir dava olduğunun kabulü zorunluluk arzeder. Ayrı bir davada verilecek kararın da ilk davadan bağımsız kanun yoluna tabi olduğu sonucu da kendiliğinden çıkmaktadır. Nitekim, Medeni Usul Hukuku, 15. Baskı, Cilt 3'de Pekcanıtez Usul kitabında 2346 sayfada “Yargılamanın iadesi talebi bir dava olarak açılıp görüldüğünden, dava hakkında mahkemenin verdiği karara karşı süresi içerisinde diğer koşulların da bulunması halinde olağan kanun yollarına başvurulabilir.” denilmektedir. Aynı şekilde İstinaf Sistemi