Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/450 Esas 2016/367 Karar
Karar Dilini Çevir:
16. Ceza Dairesi         2016/450 E.  ,  2016/367 K.
"İçtihat Metni"

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
I. GENEL OLARAK
Ceza Muhakemesi Kanunu 308. maddesi gereğince; Yargıtay Ceza Dairelerinin kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde aleyhe, süre koşulu olmaksızın lehe itiraz edebilir. İtirazı, kararı veren daire inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir, görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderir.
İtirazı incelemekle görevli daire, sanığın üzerine atılı "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçundan temyiz inceleme tarihi itibari ile 6545 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 14. maddesi hükmü, 20.07.2014 gün ve 29066 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 17.07.2014 tarih ve 2014/2 sayılı kararına göre Yargıtay 9. Ceza Dairesidir.
Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. madde hükmü doğrultusunda Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulunun 19.01.2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 2015/8 sayılı kararı ile itiraza konu suçların kanun yolu incelemesi yapmakla Yargıtay 16. Ceza Dairesi görevlendirilmiştir.
Yasal düzenleme ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun kararı doğrultusunda itirazın incelemesinde Dairemizin görevli olduğu kabul edilmiştir.

II. İTİRAZ EDİLEN KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.01.2016 tarih 2015/....sayılı yazısı ile Yargıtay Ceza Dairesine 14.06.2013 tarih ve 2012/... esas, 2013... karar sayılı onama kararına aşağıdaki nedenlerden dolayı itiraz edilmiştir.
Konunun Takdimi:
"Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçundan sanık ... ...'in mahkumiyetine ilişkin Asliye Ceza Mahkemesinin 03.03.2011 gün ve 2007/... – 2011/... Esas-Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.05.2012 gün ve 2011/.... sayılı tebliğnamesiyle hükmün onanması talep edilmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14.06.2013 gün ve 2012/...-2013/... Esas - Karar sayılı kararında; Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanığa atılı suçla korunan hukuki yarar da nazara alındığında suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan Hazinenin davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Hazine vekilinin temyiz talebinin anılan Kanunun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2- Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 14.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu karara karşı, aşağıda arz ve izah olunan nedenlerle itiraz edilmesi gerektiği düşünülmüştür.
İTİRAZ NEDENLERİ :
Yargıtay 9. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız arasında suçun sübutuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Söz konusu suçun suç tarihinin tespiti ve bu kapsamda zamanaşımı süresinin oluşup oluşmadığı,
2- Sanık hakkında bu suç bakımından gerek mülga 1412 sayılı CMUK'nın 255. maddesi gerek halen yürürlükte olan CMK'nın 218. maddesi gereğince ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/... Esas sayılı dosyasının bekletici sorun (mesele) yapılıp yapılamayacağı, bu kararın savcılık makamı tarafından alınıp alınamayacağı ve buna bağlı olarak zamanaşımı süresinin durup durmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusuna ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde;
Kara paranın tanımı ve kara para aklama fiillerinin suç olarak düzenlenmesi hukukumuza ilk olarak 19 Kasım 1996 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine dair Kanun ile ./..


girmiş, anılan Kanunun 2. maddesinde kara para ve kara para aklama suçunun tanımı yapılarak, 7. maddesinde yaptırım öngörülmüştür.
18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanunun 26. maddesi ile 4208 sayılı Kanunun 2 ve 7. maddeleri de dahil olmak üzere bir çok maddesi yürürlükten kaldırılmış, kanunun adından da anlaşılacağı üzere kara para terimi yerine suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini ifade eden "suç geliri" terimi kullanılmış, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması anlamına gelen "aklama suçunun" 5237 sayılı TCY'nın 282. maddesinde düzenlenmiş olan suçu ifade ettiği belirtilmiş, 5549 sayılı Kanunun 26. maddesinin üçüncü fıkrasında “Diğer mevzuatta yer alan ‘kara para’ ibaresinden ‘suçtan kaynaklanan mal varlığı değeri’, ‘kara para aklama suçu’ ibaresinden ‘aklama suçu’ anlaşılır’”düzenlemesine yer verilmiştir.
5549 sayılı Kanunun yollamada bulunduğu 5237 sayılı TCY'nın “Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” başlıklı 282. maddesinde, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin, yurt dışına transfer edilmesi veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi bakımından işlendiği iddia olunan suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4208 sayılı Kanunun konuyla ilgili bölümlerinin incelenmesi gereklidir.
4208 sayılı Kanunun tanımlar başlıklı 2. maddesinin (a) bendinde kara para;
“1. 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanundaki,
2. 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanundaki,
3. 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli hakkında Kanundaki,
4. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkında Kanundaki,
5. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344'üncü maddesinin 2 ve 3 numaralı bentlerindeki,
6. 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki Devletin Şahsiyetine Karşı İşlenen Cürümler ve aynı Kanunun 179, 192, 264, 316, 317, 318, 319, 322, 325, 332, 333, 335, 339, 341, 342, 345, 350, 403, 404, 406, 435, 436, 495, 496, 497, 498, 499, 500, 504 ve 506'ncı maddelerindeki, fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değeri”, (b) bendinde ise kara para aklama suçu;
“Türk Ceza Kanununun 296'ncı maddesinde belirtilen haller haricinde, bu maddenin (a) bendinde sayılan fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen kara paranın elde edenlerce meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi, bu yolla elde edildiği bilinen kara paranın başkalarınca iktisap edilmesi, bulundurulması; elde edenlerce veya başkaları tarafından kullanılması, kaynak veya niteliğinin veya zilyet ./..


ya da malikinin değiştirilmesi, gizlenmesi veya sınır ötesi harekete tabi tutulması veya bu hareketin gizlenmesi, yukarıda belirtilen suçların hukuki sonuçlarından failin kaçmasına yardım etmek amacıyla kaynağının veya yerinin değiştirilmesi veya transfer yoluyla aklanması veya kara paranın tespitini engellemeye yönelik fiilleri” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Kara para aklama suçu kendisine kaynaklık eden “öncü suçtan” bağımsız ve ayrı bir suç tipidir. Kara para aklama suçunun varlığı için, “öncü suç” olarak adlandırılan ve 4208 sayılı Kanunun 2. maddesinde sayılan suçlardan birinin işlenmesi, aklamaya konu değerlerin de “öncü suç” olarak adlandırılan bu suçlardan elde edilmiş olması ve belirtilen öncü suçların işlenmesi suretiyle elde edilen parada dahil olmak üzere her türlü maddi menfaat ve değerin, elde edenlerce meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi, bu yolla elde edildiği bilinen kara paranın başkalarınca iktisap edilmesi, bulundurulması, elde edenlerce veya başkaları tarafından kullanılması, kaynak veya niteliğinin veya zilyet ya da malikinin değiştirilmesi, gizlenmesi veya sınır ötesi harekete tabi tutulması veya bu hareketin gizlenmesi, öncü suçların hukuki sonuçlarından failin kaçmasına yardım etmek amacıyla kaynağının veya yerinin değiştirilmesi ya da transfer yoluyla aklanması veya kara paranın tespitini engellemeye yönelik fiillerin yapılması gerekmektedir.
Kara para aklama suçu açısından varlığı gerekli olan öncü suçun işlenme tarihi, kara para aklama suçunu hukukumuza sokan 4208 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 19.11.1996 tarihinden önceki bir tarihe tekabül etmekte ise, artık kara para sayılan bir değerden ve kara para aklama suçunun konusunu oluşturan "kara para", ancak anılan Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra işlenen öncü suçlardan dolayı bu niteliği taşıyacaktır. Başka bir anlatımla, kanunda belirtilen öncü suçların işlenmesi sonucu suçun konusu olarak ortaya çıkan "kara para" ya bu niteliğini veren 4208 sayılı Kanun olmuştur.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Masak raporları, 15.03.2010 tarihli ek bilirkişi ve 26.06.2008 tarihli bilirkişi raporları, Ağır Ceza Mahkemesinin 29.11.2005 tarih ve 2005/...-.... Esas-Karar sayılı kararı, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 19.10.2006 tarih ve 2006/...-..... Esas-Karar sayılı ilamı, dekontlar, belgeler ve tüm dosya kapsamına göre;
Sanığın banka sermayesine hakim gruba kaynak aktarmak maksadıyla çeşitli işlemler kullanarak ..... ...... AŞ merkez şubesinde bulunan hesabına paraların aktarılması ile kara para elde edildiği, bununla grup şirketlerine krediler açılması ve bu şirketlerden de diğer bir takım şirketlere alacağı temliki işlemleri ve müteakip işlemlerin ise paranın izini engellemeye yönelik olduğu, bu yolla dolandırıcılıkla elde edilen kara paranın izini kaybettirerek söz konusu paraların rahatça sanık tarafından kullanılmasının amaçlandığı, aklanan miktarın 1998-1999 yılları arasında 171 farklı günde 374 farklı işlemle toplam 24.488 TL, 5.082.245 USD ve 4.947.520 DEM'in nakit olarak çekilip banka kayıtlarından çıkartılarak izlenmesi imkansız hale getirilen miktar olduğu, suç tarihinin en son ./..


alınan 15.03.2010 tarihli ek bilirkişi raporuna göre aklama işlemine ilişkin olarak en son işlemin yapıldığı 17.12.1999 tarihi olduğu anlaşılmıştır.
Suç tarihinin tespitinden sonra söz konusu suça ilişkin olarak zaman aşımı müddetine yönelik olarak yasal mevzuatın incelenmesi önem taşımaktadır.
Buna göre;
A- 4208 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca asli zaman aşımı süresi 10 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresi ise 15 yıldır. Anılan maddede yer alan "on" ibaresi 12.12.2003 kabul tarihli, 26.12.2003 tarih ve 25328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5020 sayılı Kanunun 16. maddesine ile "onbeş" şeklinde değiştirilmiş olup, olağanüstü zaman aşımı süresi 22,5 yıla çıkmaktadır. Anılan tarihten önce işlenen suçlar bakımından asli zaman aşımı süresi yine 10 yıl olarak uygulanacaktır.
B- 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK 282/1. maddesindeki cezanın türü ve üst sınırı nazara alındığında ise 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince ise asli zaman aşımı süresi 8 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresi ise 12 yıldır.
C- 26.06.2009 tarih 5918/5. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 282/1. maddesi gereğince ise asli zaman aşımı süresi bu kez 5237 sayılı TCK'nın 66/1-d maddesi gereğince yeniden 15 yıl olarak belirlenmiş, buna göre olağanüstü zaman aşımı süresi ise 22,5 yıl

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat