MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 407 parsel sayılı 2275 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 167 ada 22 parsel numarasıyla ve 1.808,89 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu ile kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın tersimat hatasından kaynaklandığı, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerde geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçüm, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan kaynaklanan hataların 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca düzeltilebileceği, bunun için, davacının Kadastro Müdürlüğüne başvurması gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; uyuşmazlık, anılan madde uyarınca yapılan düzeltme işleminden kaynaklanmayıp, dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve askı ilan süresinde dava açılmamakla kesinleşen uygulama kadastrosu tespitine karşı açılmıştır. Uygulama kadastrosuna karşı askı ilanından sonra dava açılamayacağına dair bir düzenleme mevzuatımızda yer almadığına göre, davacının iddiası yönünden uygulama kadastrosunun yerinde olup olmadığının mahkemece belirlenmesi gerekir.
Uygulama (yenileme) kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahke