"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kartal İlçesi Yakacık Mahallesinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında, 2694 ada 55, 56, 59 ve 165 parsel sayılı taşınmazlar 1948 yılında; ... İlçesi ... Mahallesinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında ise 1387 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü İbrahim oğlu Yusuf mirasçıları adına 1957 yılında tapuya tescil edilmiş ve tespitlerinin kesinleşmesi üzerine de tapuya tescil edildikten sonra, 1387 parsel sayılı taşınmaz tapuda kayden ... adına tescil edilmiştir. Pendik Tapu Sicil Müdürlüğünce, 1387 sayılı parselin kadastrosunun mükerrer olduğu ibaresinin tapu kaydına yazıldığının tebliği üzerine davacı ..., mükerrer kadastro şerhinin kaldırılarak, kendi taşınmazı ile mükerrer oldukları belirtilen 2694 ada 55, 56, 59 ve 165 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muarazanın giderilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1 madde kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı dava dilekçesinde, maliki olduğu 1387 parsel sayılı taşınmazın kadastrosunun mükerrer yapıldığının ve kaydın iptaline karar verileceğinin tapu müdürlüğünce kendisine bildirildiğini, dava konusu taşınmazı önceki maliklerinden satın alırken tapuda herhangi bir şerhin bulunmadığını ve dava konusu yerin kendisinin zilyetliğinde olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi ile TMK'nın 1026. maddesine göre, kadastrosu yapılan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı ve hataen ikinci kadastro çalışması yapılmış ise ikinci kadastronun tümüyle hükümsüz olacağı, ilk kadastronun geçerli kalmaya devam edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/1. maddesinde, evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, bu gibi yerlerin ikinci defa kadastroya tâbi tutulması halinde ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılacağı, süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastronun, tapu sicil müdürlüğünce re'sen iptal edileceği belirtilmiştir. Yine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesinde de, bir aynî hakkın sona ermesiyle tescil her türlü hukukî değerini kaybettiği takdirde, yüklü taşınmaz malikinin terkini isteyebileceği, tapu memurunun bu istemi yerine getirmesi halinde her ilgilinin, bu işlemin kendisine tebliği tarihinden başlayarak otuz gün içinde terkine karşı dava açabileceği hususu düzenlenmiştir. Somut olayda, ... İlçesi ... Köyü kadastro çalışma alanında bulunan 2694 ada 55 parsel sayılı 5.690,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Hazine adına, 2694 ada 56 parsel sayılı 5.327,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Hazine adına, 2694 ada 59 parsel sayılı 10.212,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz eşit paylı olarak ... ile ... adına, 2694 ada 165 parsel sayılı 2.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz eşit paylı olarak ... ve ... adına 1948 tarihinde tespit edilmiş ve 30.05.1949 tarihinde de tapuya tescil edilmişlerdir. Davacının maliki olduğu ... İlçesi ... Köyü kadastro çalışma alanında bulunan 1387 parsel sayılı taşınmaz ise, 1957 yılında 2.071,50 metrekare yüzölçümlü olarak tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiş ve 13.03.1958 tarihinde de tapuya tescil edilmiştir. Tapu Sicil Müdürlüğünce, 2694 ada 55, 56, 59 ve 165 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin