Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18279 Esas 2017/982 Karar
Karar Dilini Çevir:
18. Ceza Dairesi         2016/18279 E.  ,  2017/982 K.
"İçtihat Metni"


Hakaret suçundan sanıklar ... ve .... haklarında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/02/2016 tarihli ve 2016/8-75 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 13/04/2016 tarihli ve 2016/338 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/11/2016 gün ve 389805 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; 1) Bahse konu 2013/362 esas sayılı dava sonunda verilen kararın temyizi amacıyla mahkemeye sundukları 14/05/2013 tarihli müşterek dilekçede, müşteki hâkime yönelik "O hâlde görevini her türlü zorluğa rağmen fedakârca yürüten diğer iş mahkemesi hâkimlerinin suçu nedir, şu veya bu gerekçeyle, usul kurallarını uygulamayıp kişilerin hak arama hürriyetini de görmezden gelerek davalardan bir şekilde kurtulmanın yolunu bulabilen tek hâkim Ankara 19. İş Mahkemesinde midir..., Üzülerek belirtmek gerekir ki davacıların birer insan olduğu unutulmakta, yerel mahkemece her bir davacıya iş yükü getiren birer pembe dosya gözüyle bakılmaktadır. Diğer taraftan, gerekçeli kararda davacı vekillerinin isimlerine büyük harflerle yer verilerek yakışıksız bir takım değerlendirmelerde bulunulmakta, tek dilekçeyle birden çok davacı adına dava açmayı itiyât haline getirdiklerinden söz edilerek, deyim yerindeyse davada vekil olmaktan başka görevi bulunmayan kişiler hakkında hüküm kurulmaktadır. Böylelikle, davacı vekilleri hedef gösterilmekte, müvekkilleri nezdinde zan altında bırakılmakta ve hatta mesleki anlamda lekelenmektedir... Daha önce dosya düşen mahkemelere belli bir süre dosya verilmemesine yönelik uygulamaya itiraz eden Ankara 19. İş Mahkemesi hâkimi, bu defa kendisine iki dosya tevzi edildiğinde, daha önceki itirazı sebebiyle belli bir süre dosya verilmemesini de isteyemediğinden, çözümü davaların açılmamış sayılmasına karar vermekte bulmuştur. Görüldüğü üzere, kararın hukuki herhangi bir yanı bulunmamaktadır. Gerekçede yer alan ifadeler de Mahkeme hâkiminin gerçek amacını gizlemeye yöneliktir. Olayın bu kadar şahsîleşmesi bizleri üzmekteyse de, bu denli hukuk dışı bir kararın, diğer iş mahkemeleri arasındaki mesleki dayanışma hiçe sayılarak ve davacı vekilleri hakkında yakışıksız değerlendirmelerde bulunarak verildiği bir uyuşmazlıkta, kararın görünmeyen yönlerinin ortaya konulması ihtiyacı hissedilmiştir." şeklindeki ifadeler ile,
2) Bahsi geçen davalarda mahkemece davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararlara istinaden müvekkilleri adına Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna sundukları tarihsiz ve 20/05/2013 tarihli dilekçelerinde müşteki hâkime yönelik "Bahse konu karar, kasten yasaya aykırı şekilde ve tamamen iş yükünden kurtulmak amacıyla verildiğinden...., Ne var ki Ankara İş Mahkemesi hâkimleri içerisinden davaları çözümlemek istemeyen, diğer bir deyişle ayrıcalık bekleyen tek hâkim....'tur. Bu durum adı geçen hâkimin olayı kişiselleştirmesinden kaynaklanmaktadır. Gerçekten de, olayın ne şekilde kişiselleştirildiği, şikâyet olunan hâkimin şahsım hakkında diğer iş mahkemelerine yazdığı yazılardan ve isimlerimizin gerekçeli kararda büyük harflerle belirtilmek suretiyle kötü niyetle hareket ettiğimizin ileri sürülmesinden de anlaşılabilmektedir... Görüldüğü üzere, uyuşmazlık tamamen şikâyet olunan hâkimin davaları çözümlemek istememesinden kaynaklanmaktadır.... Bu nedenle artık yorulduğu düşüncesinde olan bir hâkimin emekliye ayrılması pek tabi ki mümkündür. Keza, bir hâkimin mesleğinin sonuna kadar iş yoğunluğunun çok olduğu Ankara ilinde görev yapması da zorunlu değildir. Bu nedenle, şikâyet olunan hâkimini iş yoğunluğunun daha az olduğu bir yerde görevlendirilmek üzere talepte bulunması da olanaklıdır. Ne var ki şikâyet olunan hâkim anayasayla güvence altına alınan hak arama hürriyetini de hiçe sayarak, davaların açılmamış sayılmasına dair karar vermiştir. Deyim yerindeyse, iş yüküne olan kızgınlığını mağdur oldukları için yargı yoluna müracaat eden davacı işçilerden çıkarmıştır. Bunu yaparken, gerekçeli kararda birtakım yakışıksız değerlendirmelerde bulunmaktan da çekinmemiştir. Bu durum ister istemez davacı işçilerden bir kısmında, diğer iş mahkemesi hâkimlerinde ve toplumun bir kesiminde, şikâyet olunan hâkimin "işten kaçtığı" düşüncesinin doğmasına neden olmuştur. Esasen gerçek durum da budur." şeklinde kullandıkları ifadelerin müsnet hakaret suçundan son soruşturmanın açılması için yeterli olduğu, aynı zamanda delillerin takdir ve değerlendirilmesinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; şikayetçi hakim Demet Kurtuluş'un, kendisinin verdiği bir karara yönelik, temyiz ve HSYK'a yazılan dilekçelerdeki ifadeler nedeniyle Adalet Bakanlığı tarafından soruşturma izni verildiği, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 22/02/2016 tarih 2016/8-75 sayılı son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına kararın, “somut fiil dayanmayan ,onur şeref, saygılığı rendice edici nitelikte olmadığı, eleştiri ve şikayet hakkı kapsamında kaldığı ” gerekçesine dayandığı, Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesince gerekçeler y

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat