"İçtihat Metni"
KARAR
İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ...’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184/1, 62 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bergama Asliye Ceza Mahkemesinin 30/01/2013 tarihli ve 2012/698 esas, 2013/119 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.02.2017 gün ve 11390 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Bergama Cumhuriyet Başsavcılığının 22/04/2010 tarihli ve 2010/198 soruşturma, 2010/528 esas ve 2010/172 sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 65/b ve 5237 sayılı Kanun’un 184/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda; Mahkemece 2863 sayılı Kanun’un 65/b maddesine aykırı davranmak eylemi nedeni ile açılan kamu davasına ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesi’nin 13/10/2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/53 sayılı kararı ile anılan madde hükmünün iptal edildiği, iptal hükmünün 1 yıl sonra yürürlüğe girmek üzere verilmiş ise de, esasen hukuka aykırı olan bir kanunun 1 yıl daha yürürlükte olmasının hukuka uygun olmadığı, bu nedenle bu norm dayanak alınarak kişilerin cezalandırılamayacağı gerekçesi ile sanığın bu suç yönünden beraatine karar verildiği, temyiz incelemesi için dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 12/01/2016 tarihli ve 2014/21008 esas, 2016/189 sayılı kararı ile sanığın eyleminin suç olmaktan çıkarılmadığı, 08/10/2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde eylemin yaptırım altına alındığı, bu nedenle beraat gerekçesinin yerinde olmadığı ve eylemi sabit olan sanık hakkında 2863 sayılı Kanun kapsamında mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğinden bahisle hükmün bozulduğu, bozma üzerine Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/92 esasına kayden davanın derdest olduğu, buna karşın sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün temyiz edilmeden 15/02/2016 tarihi itibari ile kesinleştiği nazara alındığında, fikri içtima kuralları gereğince tek eylemden ancak bir ceza verilmesi gerektiği, Yargıtay bozma ilamı uyarınca sanığın 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesine aykırılık eyleminin sabit olduğu ve bu madde uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetildiğinde sanık hakkında açılan kamu davasında imar kanununa aykırılık suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
5237 sayılı TCK’nın 184.maddesinde; “(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(6) (Ek: 29/6/2005 – 5377/21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
2863 sayılı Kanunun 65.maddesinde ise; “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu Kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile (…) (1) izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır. (1)
Bu Kanuna aykırı olarak yıkma veya imar izni verenler, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.
Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen fiiller, korunması gerekli kültür ve tabiat varlığını yurt dışına kaçırmak amacıyla işlenmiş ise verilecek cezalar bir kat artırılır.
(Değişik dördüncü fıkra: 20/8/2016-6745/25 md.) Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların koruma alanları ve sit alanlarında, 3194 sayılı İmar Kanununun 21 inci maddesi kapsamına giren ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamiratları, kültür varlıkları yönünden bünyesinde koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmuş yerlerde yetkili idarelerden, koruma, uygulama ve denetim büroları kurulmamış yerlerde koruma bölge kurulu müdürlüklerinden; tabiat varlıkları ve doğal sit alanları yönünden ise çevre ve şehircilik il müdürlüklerinden izin almaksızın ya da izne aykırı olarak yapanlar veya yaptıranlar, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.” hükümleri bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09.06.2015 tarih, 2013/1-713 Esas,2015/203 Karar sayılı içtihadın