Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/74 Esas 2015/7448 Karar
Karar Dilini Çevir:
19. Ceza Dairesi         2015/74 E.  ,  2015/7448 K.
"İçtihat Metni"


Takvim Gazetesinin 03/02/2014 tarihli sayısında manşetten, “İşte imam” başlıklı ve 12-13 sayfalarında " Yargıcan" başlıklı yazılar sebebiyle ilgilisi .. ..ın cevap ve düzeltme isteminin kabulü ile tekzip yazısının yayımlanmasına dair .... Sulh Ceza Mahkemesinin 20/02/2014 tarihli ve 2014/115 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin .... Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2014 tarihli ve 2014/147 değişik iş sayılı kararı aleyhine .. Bakanlığının 10/11/2014 gün ve 66877 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/11/2014 gün ve KYB. 2014-376776 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/07/2007 tarihli ve 2007-4-117 esas, 2007/175 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Geneli ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken tüm olaylar hakkında, halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmak, çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunu düşünmeye çağıracak tarzda tartışmalar açmak, onu toplumsal ve siyasal oluşumlar üzerinde doğru ve gerçeğe uygun bilgilerle donatmak, yöneticileri eleştirmek, uyarmak ve bu yöntemlerle denetlemek, ayrıca içinde yaşadığı toplumun ve tüm insanlığın sorunları konusunda bireyi bilinçlendirmek durumunda olan basına, bu ödevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyacağı bir kısım hakların da tanındığı, Bunların; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma hakları olduğu, Temelini Anayasa’nın 28. vd. maddelerinden alan ve 5187 sayılı Basın Yasasının 3. maddesinde düzenlenen bu hakların, basın yoluyla işlenen suçlarda, hukuka uygunluk nedenlerini oluşturduğu, Bilgiyi yayma, eleştirme ve yorumlama haklarının kabulü için, açıklama, eleştiri veya değer yargısı biçimindeki bilginin gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamunun ilgi ve yararının bulunması, açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bir bağ bulunması, açıklamada “küçültücü” sözlerin kullanılmamasının gerektiği, nazara alındığında somut olayda 'işte imam' ve 'yargıcan' başlıklı haberin niteliği itibariyle basın özgürlüğü kapsamında kaldığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, .... Asliye Ceza Mahkemesinin 03/04/2014 tarihli ve 2014/147 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmamasına, 19/11/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Muhalefet Şerhi

Daire çoğunluğu ile aramızdaki görüş farklılığı,
1- Temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümler, olağanüstü ve istisnai bir kanunyolu olan kanun yararına bozma (KYB) yoluyla incelenebilir ise de, uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ile esasa etkili usul hataları dışında hakimin takdir, tercih ve delil değerlendirmesine ilişkin konular kapsamında olan ve duruşma açılmadan, evrak üzerinde verilen, uygulamada müteferrik (değişik) iş denilen, hâkimin takdir hakkını kullanarak verdiği “cevap ve düzeltme hakkı”na ilişkin kararların KYB yoluyla incelenip incelenemeyeceğine,
2- Düzeltme ve cevap hakkına dair kararın KYB yoluyla esastan incelenebileceği kabul edildiğinde, söz konusu haberin basın özgürlüğü kapsamında mı yoksa Anayasa'nın 32 ve Basın Kanunu'nun 14. maddelerinde belirtildiği şekilde düzeltme ve cevap hakkı doğuran “kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayın” niteliğinde mi olduğuna ilişkindir.
1- Kanun Yararına Bozma Yasayolunun Niteliği ve Kapsamı
a- Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak da adlandırılan “kanun yararına bozma”, temyizden farklı olarak olağanüstü bir yasa yolu olup, koşulları ve sonuçları CMK'nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir. CMK'nun 309. maddesinin ilk üç fıkrası şu şekildedir: “Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen... Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir. Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.”
Kanun yararına bozma (KYB) yasa yoluna ilişkin olarak CMK hükümleri yanında, kanun hükmünde olan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarının da gözetilmesi gerekir. Çünkü Yargıtay Kanunu'nun 45. maddesine göre “İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.” Kanun yararına bozmaya ilişkin olarak, 26.10.1932 gün ve 29-12 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, karar veya hükümdeki her türlü hukuka aykırılık değil, uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ile esasa etkili usul hatalarının KYB yoluna konu olabileceği belirtildiği gibi, İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı Kararında da, hâkimlerin takdir hakları alanlarına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususların, bu olağanüstü yasa yoluna konu olamayacağı, bu itibarla yasal gerekçe gösterilmese de erteleme talebinin kabulü veya reddine dair hükme karşı yasaya aykırılıktan sözedilerek .. Bakanlığınca verilen yazılı emir talebinin kabul edilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Buna göre hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ve hükümdeki her türlü hukuka aykırılıklar değil, hâkimlerin takdir hakkı kapsamında kalmayan ve suçlular içinde bir hak teşkil eden esasa etkili yanlışlık ve hukuka aykırılıklar KYB konusu olabilecektir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Özel Dairelerin istikrarlı bir şekilde yerleşmiş kararlarında da İçtihadı Birleştirme Kararlarına atıf yapılarak, hak her türlü hukuka aykırılığa karşı KYB yasa yoluna gelinemeyeceği belirtilmiştir. CGK., 12.6.1989 gün ve 169/ 231 sayılı Kararda konuyu enine boyuna tartışmıştır. Anılan Kararda, öğretiden, “Yazılı emir ile ancak verilmiş olan hükmün veya kararın kanuna muhalif olması halinde müracaat edilebilir. Hakimin takdirine ait fiili meselelerden dolayı bu yola gidilemez. Yazılı emre konu yapılacak karar, sadece hukuki meseleye ilişkin olmalıdır. Maddi bir meselede verilen ve sadece o davayı ilgilendiren karardaki hatanın belirtilmesinde 'kanun yararı' yoktur. Yazılı emirle Yargıtay'a başvurulduğundan, fiili ve
../...
maddi hususlar üzerinde durulmaması, sadece hukuk bakımından inceleme yapılması gerekmektedir.” (Baha Kantar, Ceza Mahkemeleri Usulü, 1957, 4. Bas. s. 402, N. Kunter, Ceza Muhakemesi Hukuku, 8. Bas, 1986, s. 1057, Ö. Tosun, Türk Suç Muhakemesi Hukuku Dersleri, Cilt: 2, 1976, 2. Baskı:196) şeklindeki görüşlere yer verilip, 26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı, 14.11.1977 gün ve 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları hatırlatıldıktan sonra, Yargıtayın yerleşmiş uygulamasının da bu yönde olduğu belirtilmiştir: “Kanaat ve takdir hallerinin, bir kurala ve kalıba sığdırılması mümkün değildir. Başka başka mahkemelerin, aynı düzeyde delillerle, takdire dayanarak "beraat" veya "mahkumiyet" kararları verebilmesi, hatta aynı hakimin bile delil yönünden birbirine tamamen uygun davalarda, ayrı zamanlarda ters sonuçlara varması ve inceleme merciilerinin de bu hükümleri onaması mümkündür. "delillerin doğru takdir edilmesi" gibi bir kural, insan tabiatına aykırıdır. Bu nedenle "fiilin sübutu yönünde delillerin takdiri" noktasından yazılı emir isteminin dinlenmemesi gerekir. Yazılı emrin, sübutun takdiri mevzularında işletilmesi sakıncaları doğurur. O halde, bu yola gidilmesinde bir yarar olmamak gerekir. Tüm kanıtlar toplanıp değerlendirilmesi yapıldıktan sonra verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşen hükümlerde, delillerin delillerin takdir ve tercihinde hataya, yanılgıya düşüldüğünden bahisle yazılı emir yoluna başvurma imkanı yoktur.” (CGK., 12.6.1989, 169/231, ÜNVER, Naci; Ceza Yargılamasında Yasayolları,.. Yayınevi, .., 1996, s. 138-142)
“Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşen beraat hükmüne ilişkin olarak, takdirde hataya düşüldüğünden ve eksik soruşturma ile hüküm kurulduğundan bahisle yazılı emir yoluna başvurma imkanı yoktur.” (CGK., 25.4.1988, 94-171) “...kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Delillerin takdir ve tercihinde hataya düşüldüğünden bahisle bu yola başvurulması, bu olağanüstü yasa yolunun amaç ve kapsamıyla bağdaşmaz. Mahkemenin takdirine bağlı istekler ile uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, yasa yararına bozma konusu yapılamaz. ... Hakime tanınan bu yetki keyfi ve sınırsız değil ise de, bu yetkinin kullanılmasındaki takdir yanılgısının olağanüstü bir yasa yolu olan, yasa yararına bozma konusu yapılması olanaklı değildir.” (CGK., 11.12.2007, 2007/2-267 E., 2007/271 K.)
“Yasa yararına bozma yöntemi, ... olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır; her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir. Bu özelliği nedeniyle, hakimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, ... sadece temyiz incelemesi sırasında dikkate alabilir.” (CGK., 19.02.2008, 2008/5-19 E., 2008/31 K.)
“... hükümdeki her hukuka aykırılık, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararı uyarınca, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda, hâkimlerin takdir hakları alanlarına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar, bu olağanüstü yasa yoluna konu olamayacaktır. Bu kapsamda, Özel Dairece, “Sanığın, verilecek cezanın paraya çevrilmesi isteği hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi” hususunun bozma nedeni yapılması yasal olarak olanaklı değildir.” (CGK., 07.04.2009, 2009/8-51 E., 2009/85 K.)
Yargıtay CGK ve Özel Dairelerince temyiz incelemesi yapılırken, hükmün veya duruşma tutanağının hâkim ya da zabıt kâtibi tarafından imzalanmaması veya hükmün gerekçesiz olması, yanlış, çelişkili gerekçe içermesi halinde, kanuna kesin (mutlak) aykırılık olarak değerlendirilip sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karşın, KYB'de bu hususların bozma nedeni yapılamayacağı önemle vurgulanmıştır:
“Olağan yasayolu olan temyiz incelemesinde, hükmün ve duruşma tutanağının hâkim veya zabıt kâtibi tarafından imzalanmamış olması veya tutanaklarda buna benzer eksikliklerin yer alması belirli koşulların da varlığı halinde, bozma konusu yapılabilir ise de, tüm yasal işlemler yerine getirilerek kesinleştirilmiş olan hükümlerde bu tür eksiklikler, olağanüstü bir yasayolu olan yasa yararına bozma konusu yapılmayacaktır. Yasa yararına bozma kurumu, ülke sathında uygulama birliğini sağlamak ve farklı uygulamalar nedeniyle oluşabilecek hak kayıplarının önlenmesi açısından kabul edilmiştir.” (CGK., 03.04.2012, 2011/10-438 E., 2012/141 K. Aynı yönde, CGK., 14.12.2010, 2010/232 E., 2010/260 K.) “...bu kanunyolu dar kapsamlı olup, her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir. 26.10.1932 gün ve 29-32 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da kanuna aykırılık halleri açıklanıp, bunların uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ile esasa etkili usul hataları olduğu belirtilmiştir.” (CGK., 08.04.2014, 2012/15-1329 E., 2014/178 K.)
Yargıtay Özel Dairelerinin yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir. “kanunun teminat olarak hakimin takdirine bıraktığı, tevkif (tutuklama), tahliye, arama, toplama, zapt ve benzeri kararların diğerlerinden farklı olup, yazılı emir yoluyla bozulamaz ve yazılı emir konusu yapılamaz.” (8. CD., 29.9.1975,..; Kanun Yararına Bozma, .. 2009, s. 598). “kanıtların takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden ya da eksik kovuşturma ile karar verildiğinden söz edilerek kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı bulunmadığından, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,” (2. CD., 27.01.2010, 2009/53798 E., 2010/1580 K.,

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat