(4721 S. K. m. 713) (3402 S. K. m. 14, 45) (ANY. MAH. 01.06.1988 T. 1987/31 E. 1988/13 K.)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Elmalı Köyü, Taşdibi Mevkiinde bulunan 199 ada 1 parselin tapuda müvekkili adına kayıtlı olduğu, bu parselin devamı niteliğinde olup kadastroda tescil harici bırakılan ve üzerinde balık üretme havuzu bulunan taşınmaz üzerinde müvekkili yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunu 713 üncü maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 03.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfiyle işaretli 1 47,46 m² ve (E) harfiyle işaretli 4.52 m²'lik bölümün 199 ada 1 sayılı parsele eklenmek suretiyle davacı H. A. oğlu H. P. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713 üncü maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu Elmalı Köyünde 25.01.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır. Daha sonra 2006 yılında orman sınırlandırılması yapılmış ormanlarda 2/B madde uygulamasıyla evvelce orman sınırlandırılması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu yapılmış ve 01.11.2006 tarihinde ilan edilmiştir.
Dava, T.M.K.'nun 713/1 inci maddesi uyarınca tescil isteğine ilişkin olup aynı maddenin 3 üncü fıkrası hükmüne göre; tescil davası, Hazine'ye ve ilgili Kamu Tüzel Kişilerine karşı açılır. Tescil konusu yer Elmalı Köyü sınırları içerisinde bulunmasına rağmen, husumet Elmalı Köyü Tüzel kişiliğine yöneltilmemiştir. Ayrıca, mahkemece, aynı maddenin 4 üncü maddesinde belirtilen ilanlarla 3402 sayılı Kanunun 14 üncü maddesindeki kısıtlama araştırması yapılmadığı gibi, çekişmeli taşınmaz sınırında dere bulunmasına rağmen jeolog bilirkişiden rapor alınarak taşınmazın dere yatağı içerisinde olup olmadığı belirlenmemiştir. Bunlarla birlikte, raporu hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda uygulanan memleket haritası ve hava fotoğrafının tarihi belirtilmediğinden denetlenemediği gibi çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi amacıyla yapılan keşifte ziraat mühendisi sıfatına sahip uzman bilirkişi yerine nedenleri gösterilmeksizin ziraat teknisyeni sıfatına sahip bilirkişi görevlendirmesi doğru olmamıştır.
Kural olarak bir yerde, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden sonra yapılıp kesinleşen orman kadastrosu varsa o yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirlenecektir.
Ne var ki; davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak çekişmeli taşınmazın adına tescili istemiyle dava açtığına göre, dava konusu taşınmazın yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca; 683