"İçtihat Metni"
Davacı, 10/08/1981-31/12/1981 tarihleri arasındaki hizmetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi S..Ö.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, basit yargılama usulünün uygulandığı İş Mahkemelerinde; 01.10.2011 tarihinden önce açılmış ve bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda, dosyanın bir kez daha takipsiz bırakılması halinde 1086 sayılı HUMK'un 409. maddesinin mi yoksa 6100 sayılı HMK'nın 320.maddesinin 4. bendinin mi uygulanacağı noktasındadır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 320.maddesinin 4. bendi "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırılsa, dava açılmamış sayılır" hükmünü içermektedir. HMK'nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden sonra ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için ilk takipsiz bırakılma işleminin de 01.10.2011 tarihinden sonra olması gerekir.
Somut olayda, davacı tarafın 30.01.2007 tarihli duruşmaya katılmamış olması nedeni ile HUMK'un 409.maddesi uyarınca dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafın 11.09.2012 tarihli duruşmaya da katılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra dosyanın bir sefer takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yasal koşulları bulunmadığı halde HMK'nın 320/4.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya ayklırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 16/01/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dairenin bozma kararına konu uyuşmazlık, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK nın 316. maddesi uyarınca basit yargılama usulünün uygulandığı iş mahkemelerinde, 1086 sayılı HUMK nun yürürlükte olduğu dönemde açılıp bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda HMK nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden sonra davanın açılmamış sayılmasına karar vermek için HUMK 409. maddede belirtildiği gibi ilk yenilemeden sonra bir defa daha yenilemede bulunulabileceği ya da HMK 320/4. maddesi uyarınca bulunulamayacağına ilişkindir. Sorun, yasaların zaman bakımından uygulanması ile ilgilidir.
Davaya konu somut olayda mahkemece, davacının HUMK nun yürürlükte olduğu 21.07.2011 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle dosyanın 409. madde uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, süresinde yenilendikten sonra, 6100 sayılı HMK nın yürürlükte olduğu 20.10. 2011 tarihli duruşmaya davacının mazeretsiz olarak katılmaması davalı tarafın da davayı takip etmemesi nedeniyle, mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasıyla birlikte HMK 320/4. madde uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verdiği görülmektedir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Dairemizce, “Mahkemece, HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra dosyanın bir sefer takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yasal koşulları bulunmadığı halde HMK'nın 320/4. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı” olduğu gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümünde, usul yasalarının uygulanmaları bakımından geçerli olan derhal uygulama ilkesi üzerinde durulması ve uygulama maddelerinin irdelenmesinde yarar vardır.
Davanın açılması ile hukuk yargılaması başlar ve işlemlerin tamamlanması zaman alır. Bir işlemin başlaması ile bitmesi arasında yeni kanunlar yürürlüğe girip usul kurallarında değişiklikler yapabilir. Bir davada aynı anda iki usul kanununun birden uygulanması söz konusu olamayacağına