(6100 S. K. m. 166) (5521 S. K. m. 1) (1086 S. K. m. 45, 46, 48) (YİBK. 09.05.1960 T. 1960/21 E. 1960/9 K.)
Dava: Davacı murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, davalılardan İ. İ. hakkındaki davanın ayrılarak İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan İ. İ. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M. K. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Karar: Dava; 7.7.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaşamını yitiren sigortalının hak sahibi olan eş ve çocuğunun maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı İ. İ. ile davacıların murisi arasındaki hukuki ilişkinin istisna akdine dayanması nedeniyle dava dilekçesinin İ. İ. yönünden reddine, bu davalı yönünden dava dilekçesinin ayrılmasına ve İ. İ. yönünden dosyanın bir örneğinin çıkartılarak İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı İ. İ. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar murisinin, diğer davalılar Y. K., A. K. ve M. A. ile birlikte, davalı İ. İ.nin inşaatında boya işi yaptığı, boya işini davalılardan Y. K.'nin, İ. İ.den aldığı, olay tarihinde davacılar murisinin asma iskeledeki platformda davalı M. A. ile boya yaparken, asma iskeleyi taşıyan çelik halatın klemensten sıyrılarak boşa çıktığı, boşa çıkan taraftaki asma iskelenin ucunun aşağıya düşmesi neticesinde, düşen tarafta bulunan davacılar murisinin iskeleden düşüp öldüğü, olayın iş kazası olduğunun Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı müfettişleri tarafından düzenlenen rapor ile sabit olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki dava, iş kazası nedeniyle davalı işveren ile birlikte genel hükümlere göre sorumlu bulunduğu iddia edilen davalı İ. İ.'ye karşı birlikte açılmış olup, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İhtiyari dava arkadaşlığı durumunda, davalılardan biri hakkındaki dava genel mahkemenin, diğeri hakkındaki dava özel bir mahkemenin görevine giriyorsa, özel nitelikteki mahkemede davanın görülmesi gereklidir.
Somut olayda; davacılar, iş kazası geçiren C. K.nin mirasçıları, davalılardan Y. K. işveren, davalı İ. İ. ise Y. K.'ye işi anahtar teslim veren kişi konumundadır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca işveren ile işçi arasındaki iş akdinden kaynaklanan veya İş Kanununa dayalı iddiaların özel yetkili iş mahkemesinde görülerek, sonuçlandırılması gerekir. O halde, davalı İ. İ. yönünden de İş Mahkemesi olarak davaya bakılmaya devam edilmelidir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 45. maddesinde; Aynı mahkemede görülmekte olan davalar aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. hükmü yer almaktadır. Yine aynı Yasanın 46. maddesinde; Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. 48. maddesinde de; Birleştirme ve ayırma istekleri, dilekçe ile veya duruşmada sözlü olarak da yapılabilir. Aynı Mahkemede görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki kararlar hakkında ancak hükümle birlikte temyiz yoluna gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına bozma sebebi teşkil etmez. denilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 166. vd. maddelerindeki düzenleme de aynı doğrult