"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 53.484,89 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi, davacı vekilince duruşmasız, davalılardan ... Merkezi İnş. Ve San. A.Ş. vekilince de duruşmalı olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09/10/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ... Merkezi İnş. Ve San. A.Ş. vekili Avukat ... geldi. Davacı ile diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı ile davalılardan ... Merkezi İnş. Ve San. A.Ş. vekillerinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacı ile davalılardan ...ne yükletilmesine, 09/10/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY
Dava; davacı ...' un davalıların kusurlu eylemi sonucu meydana gelen iş kazasında yaralandığını öne sürerek uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, 23.2.2016 tarihli kararla; davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, davacının sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat talebinin kabulü ile 24.484,89 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 11.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı manevi tazminat talebinin KABULÜ ile 29.000.00 TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 11.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat talebinin REDDİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararı Yargıtay Yüksek Özel Daire Sayın Çoğunluğu tarafından 9.10.2018 tarihinde oy çokluğuyla onanmıştır.
Sayın Çoğunluğun onama kararına davalı müflis ... Makine ltd. yönünden aşağıda izah ettiğimiz gerekçelerle katılmıyoruz.
Yargılama sırasında dosyaya getirtilen bilgi ve belgelerden davalılardan ... Mak. Makine End. Tes. İmal. Mont. İnş. ve Tic. A.Ş.'nin bu dava açılmadan önce 8.9. 2011 tarihinde iflasına karar verilmiştir. Bu haliyle şirketin tasarruf ehliyetinin kısıtlandığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince dava dilekçesi, davalı şirketin tasarruf ehliyetinin kısıtlandığı gözetilerek ... Batı 7. İcra Müdürlüğünün 2014/24 sayılı dosyasında iflas idaresine tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin tamamlandığı ve yargılamanın yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Yüksek Özel Daire sayın Çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, davadan önce iflasına karar verilen şirket hakkındaki davanın kayıt kabul davası niteliğinde olup, İş Mahkemesinde görülüp görülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bu konu öğretide ve yargısal kararlarda da tartışılmıştır.
"İİK' nın 166. maddesi ile 218 ve 219. maddelerinin de, iflas kararının iflas dairesine bildirileceği, bu bildirim üzerine iflas dairesinin müflisin mallarının korunması için gerekli tedbirleri alacağı ve defter tutmaya başlayacağı, iflas dairesinin defter durumuna göre ya tasfiyenin tatiline karar vereceği veya basit tasfiye usulü uygulayarak tasfiye yapacağı yahut da deftere kaydı yapılan mallar ve hakların değeri adi tasfiye masraflarını karşılamaya yetecek ise adi tasfiye usulü ile tasfiyenin yapılacağını ilan edeceği belirtilmiştir.
Yine İİK' da müflisten alacaklı olanların iflas masasından iflas alacaklarını ve masa borçlarını talep edebileceği belirtilmiştir.
Tasfiye sırasında düzenlenen sıra cetveline yukarıda belirtilen alacaklardan sadece iflas alacakları ile Yasa'da düzenlenen diğer bir kısım alacakların kaydedilebileceği, masa borçlarının sıra cetveline geçirilmeyeceği, masa borçları için sıra cetvelinden ayrı bir pay cetveli düzenleneceği de öngörülmüştür.
Masa borcuna örnek olarak, iflas idaresinin tasfiye işlemlerini yürütebilmek için bir yer kiralaması sonucunda oluşan kira borcu gösterilebilir. Bu borç masa borcu olup, sıra cetveline geçirilmez. Bir masa borcunun, iflas idaresince iflas alacağı olarak, sıra cetveline geçirilmesi durumunda, masa aleyhine genel mahkemelerde dava açılabileceği teoride kabul edilmiştir.
Adi tasfiye usulünde, İİK' nun 219 ve devamı maddeleri uyarınca, tasfiyenin adi tasfiye usulünce yapılacağı ilan edilir, ilanda müflisten alacaklı olanlara ve istihkak iddiası bulunanlara ilandan itibaren bir ay içinde alacakları ve istihkak iddialarını kaydettirmeleri ve delillerini vermeleri gerektiği belirtilir.
İflas idaresi, masaya bildirilen her türlü alacağın mevcut olup olmadığını, ne oranda mevcut olduğunu, alacağı yazdıran kişinin alacağın gerçek alacaklısı olup olmadığını ve alacağın imtiyazlı olup olmadığını, imtiyazlı ise sırasının ne olduğunu araştırıp tespit eder.
İflas idaresinin yaptığı inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sırasına göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklarda ret sebepleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir.
İİK' nun 235. maddesinde sıra cetveli düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava açmaya mecbur olduğu belirtilmiştir.
İkinci fıkrasında, itiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse yukarıda belirtilen davanın masa aleyhine açılacağı, başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz etmesi halinde ise davanın o alacaklı aleyhine açılacağı öngörülmüştür.
Maddenin son fıkrasında, eğer itiraz alacağın esasına ya da miktarına yönelik olmayıp yalnızca sıraya ilişkin ise itiraz edenin şikâyet yoluyla İcra Mahkemesinde dava açacağı belirtilmiştir.
İİK' nun 248. maddesinin başlığı "İflas masrafları ve masa borçları" şeklindedir. Bu düzenlemeye göre, iflas masrafları iflas alacaklarından önce ödenecektir. Düzenlemede her ne kadar masa borçlarından bahsedilmemişse de uygulama ve teoride masa borçlarının iflas alacaklarından önce ödeneceği kabul edilmektedir.
İflas masraflarına örnek olarak, iflas kararının ilanı ve gereken yerlere bildirilmesi için yapılan masraflar, defter tutma, malların korunması ve satışı için yapılan masraflar gösterilebilir. İflas masrafları ve masa borçlarının, iflas alacaklarından önce ödeneceğini yukarıda belirtmiştik. İflas masrafları ile masa borçlarının hangisinin önce ödeneceği konusunda Yasa'da bir açıklık yoktur. Ancak bir kez daha belirtelim, iflas masrafları ve masa borçları her halükarda iflas alacaklarından önce ödenecektir.
Ayrıca, iflas masrafları ile masa borçlarından masanın sorumlu olduğu, bu alacaklardan müflisin sorumlu olmadığı uygulamada ve teoride kabul edilmiştir.
Bir alacağın masa borcumu yoksa iflas alacağımı konusunda uyuşmazlık çıkar ise bu uyuşmazlık hangi mahkemede giderilecektir. Varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmayan, iflas idaresince iflas alacağı olarak kabul edilen alacağın masa borcu olduğu iddia edilirse şikâyet yoluyla İcra Mahkemesinde değil, iflas masası aleyhine genel mahkemelerde dava açılması gerektiği, bu davada görevli mahkemenin itiraz edilen alacak miktarı esas alınarak tayin edilmesi gerektiği öğretide kabul edilmiştir.
Bu tespitler kapsamında uyuşmazlık, varlığı ve miktarı konusunda tartışma bulunmayan işçilik alacağının masa borcu olarak kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerektiği, genel mahkemenin önüne gelen bu uyuşmazlıkta, varlığı ve miktarı tartışmasız olan bu alacağın, iflas alacağımı yoksa masa borcu mu olduğu konusunda bir tespit hükmü vermesi gerekmektedir. Dolayısıyla bu davada İş Mahkemelerinin görevli olmadığı, genel mahkemelerin görevli olduğunun kabulü gerekmektedir.'' (Şahin Çil - İş Hukuku - Yargıtay İlke Kararları - 2013 - 2014 yılları - 6. Baskı - ... 2015 - Sayfa 1482 vd.) (Yargıtay 9. H.D. 09/05/2012 tarih, 2011/11247 E., 2012/16262 K.)
"İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi Medeni Usul ve İcra Hukuku kuralları üzerinde de etki yaratır. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana gelen değişikliktir. Görev kurallarındaki değişikliği dava açıldıktan sonra işverenin iflas etmesi hali ve iflas kararı verildikten sonra işçinin işverene dava açması hali bakımından ayrı ayrı incelemek gerekir.
İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de (İİK m. 194), yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarında uygulanamayacağı kabul edilmiştir. İcra ve İflas Kanunun 194. maddesinde ayrık tutulan "Müstacel haller" den maksat acele görülmesi gereken ve durduğu takdir de verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalardan hâkim takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibarıyla İİK' nun 194. maddesinin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir. Bunun yanında kanunun lafzına göre, davacıların müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hâsıl olmakta ise de, masaya dâhil mal ve haklar bakımından müflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacelde olsa bu davalarda taraf olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas dairesi teşekkül etmişse müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısını beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı ve iflas idaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas dairesi müflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasında önce davanın görüldüğü İş Mahkemesinde devam olunur. Böylece işçinin alacağının tahsili amacıyla İş Mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez ise de işveren müflisin yerine geçecek olanı etkiler.
İflas kararı verildikten sonra işçi, işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için İİK' nun 219/2. maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklarda ret sebepleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi İİK' nun 232. maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanunun 166/2. maddesindeki usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki İİK' nun 235. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten sonra ayrıca İİK' nun 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı