Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1005 Esas 2018/1741 Karar
Karar Dilini Çevir:

(4857 S. K. m. 2, 77) (6331 S. K. m. 4, 5, 10, 19) (6098 S. K. m. 56, 60, 61, 62, 71, 163, 417) (818 S. K. m. 47, 142, 332) (6100 S. K. m. 114) (YİBK. 22.06.1966 T. 1966/7 E. 1966/7 K.) (YHGK. 24.12.2014 T. 2014/21-872 E. 2014/1086 K.) (YHGK. 09.10.2013 T. 2013/21-102 E. 2013/1456 K.) (YHGK. 20.03.2013 T. 2012/21-1121 E. 2013/386 K.) (YHGK. 23.6.2004 T. 2004/13-291 E. 2004/370 K.) (21. HD. 18.04.2017 T. 2017/1857 E. 2017/3192 K.)

 

A) Davacı İstemi;

 

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 13/05/2014 tarihinde ...'da meydana gelen maden kazasında müvekkillerinin murisinin vefat ettiğini, maden kazasının olduğu ... yeraltı maden ocağının davalılardan ...'ne ait olduğunu, meydana gelen kazadan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müteveffanın ölümü ile davacılar anne ve babanın desteklerini kaybettiklerini, derin bir acı ve üzüntü içerisine düştüklerini belirterek talep edilen maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

B) Davalıların Cevapları;

 

Davalı .... vekili gerek dosya içerisine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, gerekse mahkememizce alınan beyanlarında özetle; İş Kanunu'na göre işin tamamının, bir bütün halinde anahtar teslimi niteliğinde yükleniciye verildiğini; bu yolla işten tamamen el çekildiğini; sigortalı işçi çalıştırılmadığı için de işveren sıfatına haiz olunmadığından bu işi devralan yüklenici firmanın alt işveren ve işi devreden ....'nin ise asıl işveren olarak nitelendirilemeyeceğini; sözleşmenin 16. maddesinde alt yüklenici çalıştırılmayacağı ve işin tamamının yüklenici firma tarafından yapılacağı belirtilmesinin, ... Kömürleri AŞ.'nin asıl işveren ve işyeri sahibi olduğunu gösterdiğini; bu nedenlerle müvekkili kurum ile davacının çalıştığı müteahhit arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olmadığını; bu nedenle davanın husumet sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini; müvekkili kurumun linyit üretimi ile ilgili madenleri işletmek veya işlettirmek ve aramak amacı ile bu ve benzeri işleri rodövans veya hizmet alımı (ihale) usulü ile yaptırdığını; müvekkili kurumun bu tarz işlerdeki görevinin her iki işlettirme yönteminde söz konusu işin yürütümü, firma çalışanlarının sevk ve idaresi ve kurum işçilerinin firma işçileri ile birlikte çalışmasının söz konusu olmayıp, kurum kontrol teşkilatının tespiti, ödenecek hakedişe esas olmak üzere kömürün kalitesi ve miktarının belirlenmesi ile sınırlı olduğunu; işin yüklenicisi Park Teknik tarafından yangınları önlemeye yönelik tedbirlerin alınmaya çalışıldığını ancak yangın gibi diğer madencilik riskleri (metan, yeraltı suyu gibi) nedenlerle yıllık üretim miktarına ulaşamayacakları ihtimalinin şirketlerin mağduriyetine sebebiyet vereceğini ve ileride telafisi mümkün olmayan problemlerle karşılaşabileceklerini bu durumdan hem şirketlerin hem de kurumun olumsuz etkilenebileceğinden mevcut sözleşmeyi devretmek istediklerini; aynı ocağın uygun kısımlarında mekanize, diğer kısımlarında klasik ayak modeli yaparak ve sahada oluşabilecek riskleri göz önüne alarak ilgili işi 30.10.2009 tarihinde ... Kömürleri AŞ.'nin devraldığını; ... Kömür İşletmeleri'nin sözleşmeyi devraldığı tarihten bu yana üretim sırasında ocakta iş güvenliğini tehdit eden herhangi bir unsurdan dolayı ....'ye başvuruda bulunmadıklarını; ocağın iş sağlığı ve güvenliği açısından denetiminin Çalışma ve ... Bakanlığı müfettişleri tarafından yapıldığını; işin gereği olarak yalnızca teknik şartnamede belirtilen ekipmanın işe uygun olup olmadığı ve hizmet işleri şartnamesine göre üretilen kömürün teknik şartnamede belirtilen niteliklere uygunluğunun İdare Kontrol Teşkilatı tarafından kontrol edildiğini; hizmet alım sözleşmesine göre işin tanımı dışında herhangi bir kontrol yapılmamakla birlikte, 6331 S.Y. kapsamında denetleme yetkilerinin de bulunmadığını; daha önce meydana gelen ölümlü kazalarda müvekkili kurumun ne idari ne de cezai bir soruşturmaya dahil edilmediğini; kullanılan malzeme ve ekipmanın yeterliliği ve kullanılan malzemelerin uygunluğunun denetiminin Çalışma ve ... Bakanlığı'na ait olduğunu; bu nedenle kanunlar tarafından kendisine verilmeyen bir yetkinin kullanılmasını beklemek ve bu nedenle de sorumlu tutulmanın hukuka ve hayatın olağan akışına uygun olmadığını; hizmet işleri şartnamesinin 40. maddesine göre meydana gelecek kazalardan dolayı her türlü tazminat sorumluluğunun yükleniciye ait olduğunun belirtildiğini; ayrıca İş Kanunu'nun 2. maddesine göre kamu kuruluşlarının asıl işveren olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ve bu şekilde kamu mağduriyetinin önlenmeye çalışıldığını; müvekkili kurumun ihale makamı olduğunu ve Borçlar Kanunu'nun 71. maddesine göre işletme sahibi olan ve işletmeyi fiilen işleten şirketin ayrı bir ... işyeri numarası olduğundan müvekkili kurumun sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini; müvekkili kurumun kazanın olmasında kusurunun olmaması nedeniyle davacının elem duymasına da sebebiyet vermediğini; talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye neden olmaması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

 

Davalı .... ve .... vekili gerek dosya içerisine ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde, gerekse mahkememizce alınan beyanlarında özetle; dava konusu maden kazasının meydana geldiği maden ocağının işletmesinin müvekkillerinden ... Kömür İşletmeleri AŞ.'ne ait olduğunu, diğer müvekkili ... Holding AŞ.'nin taraf ehliyeti bulunmadığından davanın husumet yönünden reddini, meydana gelen maden kazasının oluş sebebinin henüz tespit edilemediğinden şu aşamada bir suçlamadan bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirket ile TKİ arasındaki sözleşmenin muvazaaya dayanmadığını, müvekkili şirketin iş sağlığı ve güvenliği konusunda işçilerine gerekli eğitimleri verdiğini, çalışan her personele iş güvenliği için gerekli olan tüm malzemelerin temin edildiğini, düzenleyici önleyici faaliyet kontrollerinin yapıldığını, gerekli risk değerlendirme çalışmalarının yapıldığını, gerekli sayıda iş güvenliği ve sağlığı uzmanının görevlendirildiğini, tanık anlatımları ile güvenlik tedbirlerinin alındığının ispatlandığını, ayrıca kamu kurumları tarafından gerekli denetimin yapıldığını ve yapılan denetimlerde bir noksan tespit edilmediğini, savcılık tarafından yürütülen soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, manevi tazminat talebinin felaketi özlenir hale getirecek nitelikte fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

 

C) İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;

 

Mahkemece, davalı .... açısından husumet nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar .... ve ... açısından davacılar annenin maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne, babanın maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kabulüne, kardeşlerin manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

GEREKÇE

 

Her ne kadar anılan bilirkişi (kusur) raporunda davalılar ... ve .... yanında dava dışı ... ve Çalışma ve ... Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'na da toplamda % 15 oranında kusur izafe edilmiş olsa ve MİGEM ile Çalışma ve ... Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı dosya kapsamında taraf olmadıkları için söz konusu kişilerin %15'lik sorumluluklarının kapsam dışı tutulması gerektiği düşünülebilecek olsa da, Yargıtay 21. HD.'nin 24.06.2014 Tarih ve 2014/7716 E., 2014/14885 K. sayılı kararında haklı olarak belirtildiği üzere; "...Dava dilekçesinde olay anlatılarak trafik kazasının oluşumunda davacı murisinin katılımının bulunmadığı üçüncü kişi ile içerisinde bulunduğu araç sürücünün eylemleri ile kazanın meydana geldiği açıklanmış ve üstelik davalıya belli oranda bir kusur atfetmek suretiyle iddiasını da sınırlamamış ve sonuçta (fazlaya ait talep haklarını saklı tutmak suretiyle) zararının tümünü davalıdan istemiştir. Artık burada, davacıların davalıdan gerçekleşecek kusur oranında bir talepte bulunduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Davacıların kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren müteselsil borçlular aleyhine açtığı bir davada zararının tümünü talep etmesi, örtülü olarak değil, aksine mülga BK.'nun 142. maddesinde öngörülen teselsül kuralına açık bir şekilde dayandığının belirgin bir kanıtıdır; bu gibi durumlarda, müteselsilen sözcüğünün dava dilekçesinde kullanılmamış olması sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca davada teselsül kuralına dayanıldığı gözetilerek, dava dışı üçüncü kişinin kusuruna düşen zarardan da istihdam ettiği işçisinin zararın ortaya çıkmasındaki müşterek kusuru nedeniyle davalı işverenin sorumlu olduğunun kabulü gerekir". Söz konusu dosya kapsamında davacıların talebinin sadece davalıların kusuru ile sınırlı olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Tam tersine dava dilekçesinden davacıların davalılar dışındaki kişilerin sorumluluklarına karşıda davalıların müteselsil sorumluluğuna başvurdukları anlaşılmaktadır. Bu sebeple söz konusu kurumlar hakkında dava açılmamış olsa da, dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporundan söz konusu kurum ve kuruluşların hepsinin söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurlu oldukları bu sebeple 6098 S TBK.'nın 61. maddesi gereğince haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Bu kapsamda 6098 S. TBK.'nun 163/I. maddesi gereğince zarar gören alacaklılar borcun tamamını diledikleri borçludan, bu kapsamda bilirkişi raporunda kusuru olduğu belirtilen kişilerin herhangi birinden talep edebilir.

 

Davacı taraf her ne kadar ....'nin tehlikeli işletme işleten, ...'nin ruhsat sahibi olması nedeniyle TBK.'nun 71. maddesine göre tehlikeli işletme maliki olması nedeniyle kusursuz sorumlu olduklarını belirtmiş ise de; TBK.'nun 60. maddesinde, bir kişinin sorumluluğunun birden çok nedene dayanması durumunda hakimin zarar görene en iyi giderim imkanı tanıyan sorumluluk sebebine göre karar vereceği düzenlenmesinin yer aldığı, somut olay açısından aldırılan bilirkişi heyeti raporunda davalı .... ile ...' nin ve diğer dava dışı kişilerin kusurlu olduklarının belirtildiği, müteveffaya her hangi bir kusur yüklenmediği, davacı tarafın dava dilekçesinde müteselsil sorumluluğa dayanıldığı, bu durumda davacı tarafın zararının tümünden davalı .... ile ...' nin sorumlu tutulabileceği, davacıların zararlarının en iyi, kusur sorumluluğu esasına dayanılarak giderilebileceği anlaşıldığından kusursuz sorumluluk hususlarının tartışılmasında tarafların hukuki faydası olmadığı anlaşılmıştır.

 

Manevi tazminatın miktarının belirlenmesi konusuna gelinecek olursa, manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği hususu, Yargıtay HGK.'nun 24.12.2014 tarih ve 2014/21-872 E., 2014/1086 K. sayılı kararında ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Gerçekten de anılan karara göre; “...Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.06.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete ve hakkaniyete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, ...nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.”

 

Aldırılan hesap ve kusur raporu ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; müteveffanın davalı ... Kömür İşletmeleri tarafından işletilen yer altı maden ocağında çalışırken 13/05/2014 tarihinde iş kazası geçirerek vefat ettiği, iş kazasının oluşumunda, müteveffanın kusurunun bulunmadığı, davalı ....' nin %70,... İşletmeleri A.Ş.' nin %15, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün %10, Çalışma ve ... Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının %5 oranında kusurlu oldukları, davanın kusura dayanılarak müteselsil tahsil istemi ile açılmış olduğu, tek bir olaya bağlı aynı haksız eylemden değişik hukuki nedenlerle sorumlu olanlardan her birinin, 6098 sayılı Borçlar Kanunu md. 61 ve 62 mucibince zarardan müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği, müteveffanın vefatı nedeniyle davacı ...'ün destekten yoksun kaldığı ve davacı annenin 58.846,41-TL karşılanmamış zararının olduğu anlaşılmakla; maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

 

Davacılardan ...'ün karşılanmamış zararının bulunmadığı anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

 

Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, söz konusu kazanın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş kazası olması, davacılar ve toplum nezdinde meydana getirdiği derin acı ve infial, iş bu kaza sırasında 301 madencinin hayatını kaybetmiş olması, kazanın meydana gelmesinde davacılar murisi ve diğer işçilerin herhangi bir kusurunun bulunmaması, davalıların kusurunun ve iş bu kusura bağlı olarak meydana gelen kazanın sonucunun ağırlığı, ağır iş güvenliği ihlalleri tazminat tutarının caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği, gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda anne ve baba için ayrı ayrı 100.000,00-TL, davacı kardeşler için ayrı ayrı 40.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ... Genel Müdürlüğü ile ....'nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

 

Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafın talep ettiği manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, iş bu manevi tazminat miktarlarının kabul edilmesi halinde felaketi özlenir hale getireceği gibi itirazlarda bulunulmuş olsa da, söz konusu tazminat miktarlarının çok yüksek olmadığı, bir insan canının değerinin parasal olarak ölçülmesinin mümkün olmadığı gibi, ... gibi orta ölçekli bir ilçede bile orta düzeyde bir apartman dairesinin değerinin yaklaşık 200.000,00-TL. olduğu dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olmadığı anlaşılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

 

D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;

 

... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce davalı... İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün istinaf başvurusunun HMK. 353/b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

 

GEREKÇE:

 

Taraflar arasında, davacılar murisinin geçirdiği iş kazasında davalıların sorumluluğu noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

 

Dosya içerisindeki 30/10/2009 tarihli Devir Protokolünde, "... Müessese Müdürlüğü ... yer altı sahalarından hukuku İdarenin uhdesinde kalmak kaydıyla, ruhsat sahası içerisinde mevkisi ve sınırları teknik şartnamede belirtilmiş sahalardan programa bağlı olarak 3.860 günde toplam 15.000 ton kömürün üretimi ve şartnamede belirtilen yerlere teslimi işine dair 27/07/2006 tarihli sözleşmenin devrine, aşağıdaki şartlara izin verilmiştir: İşi devir eden... Tic. A.Ş. 30/10/2009'a kadar 852.803 ton kömür üretimi yapmış olup taahhüdün geri kalan 14.147.196,40 ton iş devir edilecektir. İşi devir alan ... Kömür A.Ş. teminat mektubunu 10 işgünü içinde Kuruma tevdi edecektir. Devralan şirket, devreden şirketin yükümlü olduğu bütün işleri yapacaktır..." ifadesi yazılı olup altında... A.Ş., ... Kömür A.Ş. ve ... yetkilerinin imzası yer almaktadır.

 

4857 sayılı Yasanın 2. maddesine göre, asıl işin bölünerek alt işverene verilebilmesi için, verilecek işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olması veya işin alt işverene yaptırılabileceği yönünde yasal düzenleme bulunması gerekir. Asıl işverenle alt işveren arasındaki sözleşmenin, eser sözleşmesine veya kira sözleşmesine ya da benzer bir sözleşmeye dayanması mümkündür.

 

27/11/1984 tarihli Resmi Gazete'nin 18.588. sayısında yayımlanan Kamu İktisadi Teşebbüsleri Ana Statüsünde, "Madde 4: TKİ'nin faaliyet konuları şunlardır: 4- Faaliyetlerle ilgili yukarıdaki her türlü madenleri işletmek veya işlettirmek ve bu amaçla aramak, 5- Her türlü etüt, arama ve araştırma yapmak veya yaptırmak..." hükmü bulunmaktadır.

 

... İş Mahkemesi'nin 2015/249 Esas sayılı dosyasında yapılan keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporunda, "Ülkenin enerji ihtiyacı karşısında, ... önce kendisi yer altı işletmeciliği yapmış, ancak bunu başaramamıştır. Teknolojik nedenler ve yetişmiş işgücü bulunmaması, ... Kömür Sahasındaki üretim zorlukları nedeniyle bu işi özel sektöre bırakmak zorunda kalmıştır. Üretimi üstlenen firmalar, ocağa büyük yatırımlar yapmışlar, fiilen üretimi üstlenmişlerdir. İhale yoluyla işçi temini amacı güdülmemiştir." görüşü yer almaktadır.

 

T.C. ... Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı'nın 26/02/2015 tarih/87022 sayılı inceleme raporunda, "13/05/2014 tarihinde meydana gelen kazada 301 işçinin vefat ettiği, 486 kişinin sağ kurtulduğu, kazadan sonra hak sahiplerine yapılan ödemelerin peşin sermaye değerinin toplam 59.947.138,00-TL olduğu, işveren ... Kömür A.Ş.'nin %100 kusurlu olduğu, olayın iş kazası olduğu, sigortalılara yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı" belirtilmiştir.

 

Mahkemece alınan Ekim 2015 tarihli 9 kişilik nihai bilirkişi raporunda, "Dosyadaki 5 kişilik uzman bilirkişi raporu (kazada işçilere yüklenecek bir kusur olmadığı, alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu; Bakanlık, ... Yöneticileri, Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün, ... Kömür A.Ş.'nin kusurlu olduğuna dair), 2- TBMM Meclis Araştırması Komisyonu'nun Aralık 2014 tarihli raporu, 3- 26/02/2015 tarihli ... Müfettişleri İnceleme Raporu, 4- ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma dosyasındaki raporlar ve dosya kapsamı dikkate alınarak; işveren ... Kömür A.Ş.'nin üretimi zorlaması, risk değerlendirmesi yapmaması, havalandırmadaki hatalı uygulamaları, mesleki eğitimdeki yetersizliği nedeniyle %70 kusurlu olduğu; ... İşletmeleri Kurumu'nun üretimin kısa zamanda önemli miktarda artmasına kayıtsız kalması, S panoları hava dönüşlerinin

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat