Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/29308 Esas 2015/30941 Karar
Karar Dilini Çevir:
22. Hukuk Dairesi         2015/29308 E.  ,  2015/30941 K.
"İçtihat Metni"

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2015
NUMARASI : 2014/1592-2015/307

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, fak ücret alacağı, yıpranma prim farkı, yıllık izin ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin davalı idareye bağlı Ankara kargo işlem merkezinde altişveren işçisi olarak çalıştığını belirterek ücret farkı, yıpranma prim farkı, akdi ücretler (yemet ücreti, yol ücreti ve benzeri), yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı ve davalılar arasındaki ilk sorun davanın somutlaştırılması yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği konusundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 194. maddesinde, somutlaştırma yükü düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrası uyarınca, taraflar dayandıkları vakıaları, ispata elverişli bir şekilde somutlaştırmakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde, maddenin ihdas amacının, uygulamada genel geçer ifadelerle somut vakıalara dayanmadan davaların açılıp yürütülmesinin önüne geçmek olduğu belirtilmiştir. Gerekçenin devamında, "Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Genel geçer ifadelerle, somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi sözkonusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşul vakıalara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır." şeklindeki ifadelere yer verilerek somutlaştırma yükünün anlam ve önemi vurgulanmıştır.
6100 sayılı Kanun'un 119/1-e. maddesi uyarınca da, davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin dava dilekçesinde yer alması zorunludur. 6100 sayılı Kanun'un 25. maddesi gereğince de hâkim, tarafların ileri sürmediği vakıaları ve söylemediği bir şeyi dikkate alamaz, hatırlatmada dahi bulunamaz ve hâkimin kendiliğinden delil toplaması da mümkün değildir. Kanunda vakıaların açık ve somut olarak gösterilmesi yeterli görülmemiş, 6100 sayılı Kanun’un 119/1-f. madde hükmünde ayrıca, açık ve somut olarak gösterilmesi gereken her bir vakıanın hangi delille ispat edileceğinin de belirtilmesi aranmıştır. Keza, bu durum, yukarıda açıklanan 194. maddenin ikinci fıkrasının da tereddüt uyandırmayacak derecede açık hükmünün bir gereğidir.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, davacı, dilekçesinde talebinin dayanağı olan vakıaları tek tek, açık ve somut olarak göstermek ve her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini de somut olarak belirtmek durumundadır. Bu eksiklikleri gidermenin yolu, 119. maddenin 2. fıkrasındaki süreyi vermek değildir. Zira, 6100 sayılı Kanun'un madde 119’da dilekçedeki eksiklik halinde ne yapılması gerektiği maddenin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Bu fıkraya ve maddenin gerekçesine bakıldığında, Kanun koyucunun, dilekçedeki bazı eksikliklerin bir haftalık kesin süre verilerek tamamlanması, tamamlanmadığı takdirde de davanın açılmamış sayılması gerektiğini kabul ettiği görülmektedir. Bunlar, 119. maddenin 1. fikrasının (b), (c), (ç), (ğ), (h) bentlerindeki hallerdir. Bunun dışındaki hallerde ne yapılacağı 119. maddede belirtilmeyip ya ilgili özel kanun hükmüne (örneğin, dava değerinin gösterilmemesi halinde Harçlar Kanunu hükümleri) veya diğer hükümlere başvurulması gerekmektedir. Dilekçede vakıaların hiç ya da somut olarak gösterilmemesi ve delillerle bağlantı kurulmaması halindeki özel düzenleme ise 194. maddedir. Dolayısıyla bu hükümden hareketle sorun çözülmelidir.
Daha önce doktrinde ve kısmen yargı kararlarında zikredilen somutlaştırma yükü, 6100 sayılı Kanun ile birlikte açık bir kanunî düzenlemeye kavuşmuştur. Ancak, bu noktada iddia yükü ile somutlaştırma yükünü birbirinden ayırdetmek de gerekir. Dilekçede hiçbir vakıaya veya hukukî nitelikte vakıa sayılacak iddialara yer verilmemişse, o zaman "iddia yükünün" yerine getirilmemesinden; belirli vakıa iddiaları mevcut olmakla birlikte, bunların somut ve açık şekilde gösterilmemesi (ve delillerle bağlantı kurulmaması) halinde ise, somutlaştırma yükünün yerine getirilmemesinden söz edilir (O. Atalay, Menfi Vakıaların İspatı, İzmir 2001, s. 22 vd.; H.Pekcanıtez/O.Atalay/M. Özekes, Medenî Usûl Hukuku, 14. Bası, Ankara 2013, s. 664 vd.). Bu her iki yük de usûlî yükler olmakla birlikte, sonuçları ayrı değerlendirilmelidir. İddia yükünün yerine getirilmemesi halinde, gerçek anlamda bir vakıa iddiası mevcut değildir ve 6100 sayılı Kanun'un madde 25 gereğince hâkimin mevcut olmayan bir vakıaya dayanması, hatta bunu hatırlatması mümkün olmayacaktır. İddia edilmeyen bir şeyin ispatına yönelik faaliyetten de söz edilemez. Kısaca, iddia yoksa, ispat da yoktur (Atalay, s. 27-29; B. Umar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara 2014, s. 139, 144). Bu sebeple, iddia yükünün yerine getirilmemesi halinde, dilekçeler teatisi aşamasında bu eksiklik tamamlanmamışsa (ki iş yargılamasında basit yargılama usûlü uygulandığından dilekçeler teatisi olarak ancak birer defa dilekçe vermek mümkündür), bu aşamadan sonra başkaca bir inceleme yapmadan, işin esasına girmeden, davanın "iddia yükü yerine getirilmediğinden usûlden reddi" gerekir (Umar, s. 139). Çünkü, esasa girip ne ön inceleme ne tahkikat konusu yapılacak bir vakıa mevcuttur.
Davacının dilekçesinde talebine dayanak yaptığı bazı iddialar (vakıalar) olmakla birlikte, bunlar somut ve açık değilse, o zaman somutlaştırma yükünün yerine getirilmemesinden söz edilmelidir. Somutlaştırma yükü yerine getirilmeden ne karşı tarafın sağlıklı savunma yapması ne de sağlıklı bir hüküm verilmesi mümkündür. Çünkü, karşı tarafın hukukî dinlenilme hakkının gereği olarak açıklama v

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat