"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğiyle işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, feshin haklı ve geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir. Kararın, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21.05.2013 tarih ve 2013/5011 esas, 2013/11903 karar sayılı kararıyla, feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesiyle, mahkeme hükmü, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmak suretiyle ortadan kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın, Dairemizin söz konusu kararının, maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması talebi ise, Dairemizin 04.11.2013 tarih ve 2013/33174 esas, 2013/23307 karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
... Mahkemesi'nin 16.12.2015 tarih ve 2013/6717 sayılı kararıyla, davacının adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve ihlal ile sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması üzere, kararın bir örneğinin Dairemize gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 08.04.2016 tarihli dilekçesi üzerine, dava dosyası ... Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden inceleme yapılması için Dairemize gönderilmiştir.
... Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda, dosya kapsamının yeniden değerlendirilmesi neticesinde, emsal davalarda feshin geçerli ve haklı sebebe dayanmadığına ilişkin verilen kararların, Yargıtay 7. ve 9. Hukuk Dairelerinin temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş olması ile, uygulama birliği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri nazara alınarak, Dairemizin 21.05.2013 tarih ve 2013/5011 esas, 2013/11903 karar sayılı kararı ile 04.11.2013 tarih ve 2013/33174 esas, 2013/23307 karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle; emsal davalarda, feshin geçerli ve haklı sebebe dayanmadığına ilişkin verilen kararların temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş olması ile uygulama birliği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri nazara alınarak, davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 09.06.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Karara konu olan davada; davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde kabin memuru olarak çalışmakta iken 29/05/2012 tarihinde kanun dışı grev eylemine katıldığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, oysa müvekkilinin bu tarihte uçuşunun bulunmadığını, 29/05/2012 günü müvekkilinin izinli olduğu için işe gitmediğini, müvekkilinin 31/05/2012 günüyle sonraki tarihlerde planlanmış olan uçuşlara katıldığını, izinli olduğu için işe gitmeyen müvekkilinin iş sözleşmesinin ..... Sendikasının çağrısı ile geniş katılımlı bir bilgilendirme toplantısı ve basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle işveren tarafından feshedildiğini beyanla yapılan feshin geçersizliğinin tespitine, müvekkilinin işe iadesine, işe iadeye bağlı tazminat ve boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş;
Davalı vekili 15/08/2012 tarihli cevap dilekçesinde; öncelikle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, zira iş sözleşmesinin feshedildiği dönemde işveren ile işçi sendikası arasında düzenlenen 22. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin (TİS) sona erdiğini 23. Dönem TİS'in de henüz yürürlüğe girmediğini, bu sebeple davaya bakma görevinin ... Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu belirtmiş; esasa ilişkin olarak da, davacının üyesi olduğu ..... Sendikasının çağrısı ile TBMM'de görüşülmekte olan hava iş kolunda grev yasağı getirilmesini düzenleyen kanun teklifi görüşmelerini protesto etmek amacıyla kanun dışı grev kararı alındığını, bu eylemin 29.05.2012 tarihinde uygulanması için sendika üyelerine SMS mesajı atıldığını, kanun dışı eyleme destek veren bir grup işçinin .........nda eylem yaptıklarını, slogan atıp uçuşa giden çalışanları protesto ettiklerini görevine gitmemelerini sağlamak adına sözlü ve fiili engellemelerde bulunduklarını, davacının kanunsuz grev ve direniş eylemine destek vermek amacıyla sağlık raporu almak sureti ile görevini ifa etmediğini, davacının kanun dışı eyleme destek vermek için rapor aldığını ve göreve gelmeyeceğini iş yerine bildirmediğini bu sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş;
Mahkeme, davacı işçinin işyerinde teşkilatlanan ..... Sendikasına üye olduğunu, davacının iş sözleşmesinin 29/05/2012 tarihinde kanun dışı greve katıldığı için işveren tarafından feshedildiğini, gerek greve katılma ve gerekse uçuşa katılmama eylemenin işyerindeki iş akışını engellediğinin kanıtlanmadığını; davacının, üyesi olduğu işçi sendikası tarafından 29/05/2012 tarihinde .........nda yapılan basın açıklamasını izlediği kabul edilse dahi, bu tarihte uçuşunun bulunmadığını ve izinli olduğunu, davacının toplu iş sözleşmesi imzalanması aşamasında işçi sendikası tarafından yapılan basın açıklamasını izlemesi demokratik hakkın kullanımı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının 29.05.2012 tarihinde rahatsızlığı sebebiyle raporlu olduğunu, bu raporun sahteliğinin davalı tarafça ispatlanmadığını, disiplin kurulu kararı alınmaksızın iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının eylemlere katılmak amacıyla rapor aldığı kabul edilse dahi bunun demokratik bir hakkın kullanılması olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca kanun dışı grev koşullarının oluşmadığını gerekçe göstererek işveren tarafından yapılan feshin 4857 sayılı Kanun'un 25/2 maddesindeki haklı fesih koşullarını oluşturmadığını gerekçe göstererek davacının işe iadesine karar vermiştir.
Uyuşmazlık, 29/05/2012 tarihinde ..... Sendikası tarafından yapılan grevin kanun dışı olup olmadığı, davacının bu greve katılıp katılmadığı, doktor raporu alarak grev günü işe gelmeme eyleminde gerçek nedenin hastalık mı, yoksa greve katılma çağrısına uyma mı olduğu ve nihayet kanun dışı greve katılmanın iş sözleşmesinin feshini gerektirip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır. Çünkü kanuni greve katılan sendikalı bir işçinin eylemenin iş sözleşmesinin feshini gerektiren bir davranış olmayacağı açıktır. Başka bir ifadeyle, sendikalı bir işçinin sendikanın çağrısına uyarak kanuni greve katılması iş sözleşmesinin haklı nedenle feshini gerektirmez. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 2822 sayılı Kanun'un 45. maddesinin birinci fıkrasında, “Kanun dışı grev yapılması halinde, işveren, böyle bir grevin yapılması kararına katılan, böyle bir grevin yapılmasını teşvik eden, böyle bir greve katılan veya böyle bir greve katılmaya veyahut devama teşvik eden işçilerin hizmet akitlerini, feshin ihbarına lüzum olmadan ve herhangi bir tazminat ödemeye mecbur bulunmaksızın feshedebilir”. denilmektedir. Aynı düzenleme 2822 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldırmış olan 6356 sayılı Kanun'un 70/1. maddesinde de getirilmiştir.
Anayasamızın “Grev ve Lokavt” başlığını taşıyan 54. maddesinde, grev ve lokavt hakkının iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamayacağı, greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiç bir şekilde engellenemeyeceği açıkça ifade edilmektedir. 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 25-51. maddelerinde, grev ve lokavtın ne zaman ve ne şekilde yapılacağı düzenlenmiştir. Grev, kanuni grev ve kanun dışı grev tanımlarını yapan 2822 sayılı Kanun'un 25. maddesine göre; işçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak veyahut bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev; toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçilerin iktisadi ve sosyal durumlarıyla çalışma şartlarını korumak veya düzeltmek amacıyla bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan greve kanuni grev; kanuni grev için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan greve de kanun dışı grev denilir. Siyasi amaçlı grev, genel grev ve dayanışma grevi kanun dışı grevdir. İşyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler hakkında kanun dışı grevin müeyyideleri uygulanır. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, milli egemenliğe, Cumhuriyete, milli güvenliğe aykırı amaçla grev yapılamaz.
2822 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldırmış olan 6356 sayılı Kanun'da da; grev, kanuni grev ve kanun dışı grev tanımları getirilmiştir. Anılan Kanun'un 58. maddesine göre, işçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev; toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması hâlinde, işçilerin ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını korumak veya geliştirmek amacıyla, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan greve kanuni grev; kanuni grev için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan greve de kanun dışı grev denir.
6356 sayılı Kanun'un 58. maddesinin gerekçesinde “Genel grev, siyasi amaçlı grev ve dayanışma grevi ile işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişlerin Kanunda belirtilmemiş olması bunları kanuna uygun hale getirmez. Belirtilen eylem ve direnişleri yapma hakkı veren veya hukuka uygun hale getiren hukuki bir dayanak da yoktur. Aksine Anayasada toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçilerin grev hakkına sahip olacakları belirtilmiş, bu hakkın kullanılmasının usul ve şartlarının kanun ile düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Kanuni bir grev için resmi arabuluculuk aşamasının tamamlanması ve grev kararı süresi içerisinde alınmış ve uygulamaya konulmuş olması gerekeceğinden genel grev, siyası amaçlı grev ve dayanışma grevini yasal iş mücadelesi aracı olarak görmek mümkün değildir. İşyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler aynı zamanda işçilerin bağlılık borcu ile iş görme borcuna aykırılık oluşturur” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir. Yasama organını veya hükümeti yeni bir politika uygulamaya, kamu otoritelerini bir karar almaya veya bir karar almaktan kaçınmaya zorlamak amacıyla yapılan greve siyasi amaçlı grev denir. Siyasi amaçlı grevde öne sürülen talepleri işverenin bizzat yerine getirmesi mümkün olmadığından, muhatap işveren değil, siyasete yön veren otoritedir.
Dairemizin 2014/15976 Esas ve 2014/19027 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, ulusal mevzuatımıza göre işçiler ancak işverene kabul ettirebilecekleri, toplu iş sözleşmesine koydurabilecekleri hususlarda greve gidebilirler. İşverene yönelemeyecek talepler karşılanmadığı için işçilerin greve gitmeleri halinde çok geniş anlamda iktisadi ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını korumak ve düzeltmek amacının varlığından bahsedilirse de, kanunun anladığı amaç şartı gerçekleşmemiş olacak, dolayısıyla grev kanun dışı sayılacaktır. Hukukumuzda bu sebeple siyasi amaçlı grev kanundışı kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı işçinin üyesi olduğu sendika ile davalı şirket arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin devam ettiği bir süreçte, henüz ulusal mevzuat hükümleri uyarınca kanuni grev şartlarının meydana gelmediği bir aşamada, ...'nde hava iş kolunda grev yasağını öngören kanun değişikliği teklifini protesto etmek amacıyla, bir kısım işçilerin 29.05.2012 tarihinde 03.00-24.00 saatleri arasında işe gitmemek suretiyle toplu eylem yaptıkları anlaşılmaktadır. Davacının üyesi olduğu sendikaca 28.05.2012 tarihinde saat 22.48'de gönderilen mesajda “çok acil, tüm muhalefet partilerinin karşı çıkmalarına ba