"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanığın, mağdur ...'a yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f-son, 168, 52 ve 53 maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 500 TL adli para cezası ile; mağdur ...'e yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f-son, 168, 52 ve 53 maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası ile; mağdur ...'ye yönelik eylemi nedeniyle TCK'nın 158/1-f-son, 168, 52 ve 53 maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 500 TL adli para cezası ile, mağdur ...'a yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f-son, 168, 52 ve 53 maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 300 TL adli para cezası ile, mağdur ...'e yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f-son, 168, 52 ve 53 maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 600 TL adli para cezası ile mahkumiyetine,
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
“04/01/2011, 15/01/2011, 31/03/2011, 08/04/2011, 17/04/2011” olan suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında 17/04/2011 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir hata olarak görülmüştür.
Sanığın, dolandırıcılık amacıyla internet sitesine elinde mevcut olmadığı halde satılık cep telefonu ve laptop ilanları verdiği, bu ilanlarda irtibat numaraları olarak da kendisi tarafından kullanılan, ancak kendisi veya başkaları adına kayıtlı bulunan telefon numaralarını verdiği, bu ilanlardaki irtibat numaraları üzerinden sanık ile iletişime geçen mağdurlar ..., ..., ... ve ...'a, sanığın kendisini Edremit Anadolu Meslek Lisesi öğretmeni ... olarak, mağdur ...'a da ... olarak tanıttığı, ayrıca mağdurlar ... ve Mehmet Emin
Savaşkol'a da temyiz kapsamı dışında bulunan suça sürüklenen çocuk ... aracılığı ile daha önce ele geçirdiği öğretmen ...'ya ait kimlik belgesi fotokopisini e-posta yolu ile göndererek mağdurların gerçek bir satış olduğuna dair inançlarını kuvvetlendirdiği, dolandırıcılık eylemi kapsamında sanık ile yaptıkları telefon görüşmesinde satım hususunda anlaşan mağdur ...'nın satın alacağı cep telefonu karşılığında 04/01/2011 tarihinde 500 TL'yi, mağdur ...'ın satın alacağı laptop karşılığında 15/01/2011 tarihinde 500 TL'yi, mağdur ...'ın satın alacağı cep telefonu karşılığında 31/03/2011 tarihinde 300 TL'yi, mağdur ...'ın satın alacağı cep telefonu karşılığında 08/04/2011 tarihinde 600 TL'yi ve mağdur ...'un satın alacağı cep telefonu karşılığında 17/04/2011 tarihinde 500 TL'yi, sanığın belirttiği şekilde, cep bankacılık yöntemi ile sanığın bildirdiği cep telefonu numaraları üzerine yatırmalarına rağmen, sanığın göndereceğini vaadettiği laptop ve cep telefonlarını gönderilmediği ve mağdurların bir daha sanığa ulaşamadığı, sanığın bu surette her bir mağdura karşı ayrı ayrı hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın ikrar içeren savunmaları, mağdur ve tanık beyanları, bankamatik güvenlik kamera görüntüleri, sanığa ait laptop ve cep telefonu üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan uzmanlık raporu, sanık tarafından mağdurlardan elde edilen haksız menfaatin kovuşturma aşamasında geri ödendiğine dair banka dekontları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, her bir mağdura karşı ayrı ayrı bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın mağdurlar ... ve ...'a yönelik dolandırıcılık eylemlerinde, ayrıca mağdur ...'ya ait kimlik belgesi fotokopisini de kullandığının sabit olması karşısında, sanığın bu mağdurlara yönelik eylemlerinin; 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f maddesi yanında, ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlardan Nüfus Müdürlüğü'nün maddi varlığı olan kimlik belgesini kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu da oluşturacağının gözetilmemesi, verilen cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak verilmiş olması nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden ve ayrıca aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 15/06/2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY:
Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlığın konusu özetle; com. uzantılı bir internet sitesinde verilen satış ilanını gören mağdurun, ilanı veren sanık ile telefonda veya yüz yüze görüştükten sonra yapılan pazarlık sonucunda bir miktar parayı kaparo olarak sanığa bizzat vermesinden yahut banka hesabına göndermesinden ibaret olayda, eylemin TCK 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sisteminin araç olarak kullanılması suçunu mu; yoksa aynı maddenin “g” fıkrasında düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanma suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.
Sayın çoğunluk, TCK'nın 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik dairemizin istikrarlı uygulamasından ayrılarak eylemin, TCK'nın 158/1-f maddesinde tanımlanan bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir.
Bu şekildeki bir kabule, aşağıda izah edilecek nedenlerle katılmamız mümkün değildir.
1- Kitle iletişimi için kurulan internet siteleri TCK'nın 6. maddesine göre basın ve yayın aracıdır.
5237 sayılı TCK'nın 6/5-g maddesinde "Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar" ın anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere elektronik kitle iletişim araçları da basın ve yayın olarak tanımlanmıştır.
Öğretide ise; kitle iletişim araçları, "kitlesel bir boyutta ileti dağıtabilen araçlar" olarak kabul edilmiş, bu çerçevede internet, gazete, televizyon, radyo iletişim araçlarına örnek gösterilmiştir. (Doç.Dr. Ceyda Ilgaz Büyükbakkal İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Kitle İletişim Araçları ve Toplumsal Yaşam isimli makale).
Dünyada olduğu üzere ülkemizde de, basılı kağıt ortamının yanında internet gazeteciliği de yaygın olarak kullanılmaktadır. “İnternet medyası” kavramı ile tanışalı uzun zaman olmuştur. Yazılı basın organlarının bir çoğunun aynı zamanda internet üzerinden de gazetecilik faaliyeti sürdürdüğü bilinmektedir.
Peki internet medyası basın ve yayın aracı sayılır mı? Bu sorunun cevabını TCK'nın 6. maddesi vermektedir. TCK'nın 6/5-g maddesinde yer alan “Basın ve yayın yolu deyiminden her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçlarıyla yapılan yayınlar anlaşılır.” şeklindeki düzenleme karşısında halk arasında internet medyası olarak tanımlanan internet sitelerinin basın ve yayın aracı olduğu konusunda şüphe bulunmamaktadır. Hatta yasadaki düzenlemeye göre, sadece i