MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili aleyhine Ezine İcra Müdürlüğü'nün 2012/717 Esas sayılı dosyasında 4.197,00 TL huzur hakkı ücreti, 2.490,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.687,00 TL'nin tahsili için icra takibine başlandığını, davalının icra takibinde sadece denetleme kurulunun bila tarihli raporuna dayandığını, bu belgenin resmi anlamda hiçbir geçerliliğinin olmadığını, muhasebe kayıtlarında böyle bir borcun gözükmediğini, davalının icra takibi ekine koyduğu bilançonun 01.01.2011 ile 31.12.2011 dönemini kapsadığını, davalının kooperatif yönetim kurulu üyeliğinde bulunduğu dönemle hiçbir ilgisinin olmadığını, davalının kooperatif yönetim kurulu başkanlığını 2006 yılı Şubat ayında bıraktığını, Borçlar Kanunu hükümlerine göre her türlü ücret hakkının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davalının huzur hakkı ücretlerinin zamanaşımına uğradığını, kooperatif başkanlarına ya da yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesi ile ilgili anasözleşmede bir hüküm olmadığı gibi, genel kurullarda alınmış bir karar da olmadığını, davalının huzur hakkı talep ettiği dönemlerde kooperatifin yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, genel kurullara bizzat kendisinin katıldığını ve alınan kararların icrasını gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu, dolasıyla genel kurullarda yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesi yönünde bir karar alınmadığını ileri sürerek, takip dosyasında borcunun bulunmadığının tespitini, icra takibinin kötü niyetli olarak yapılması nedeniyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 5 yıllık zamanaşımı süresinin hizmet akdine dayanan ücret alacaklarına ilişkin olduğunu, huzur hakkının işçilik ücreti alacağı olmadığını, zira hizmet akdi olabilmesi için bağımlılık unsuru arandığını, bu nedenle müvekkili alacağının 5 yıllık değil 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacının iddiasının aksine denetleme kurulu raporunun resmi belge olduğunu, kooperatif genel kurulunda okunduğunu, görüşmeye açılıp oylandığını, ibra edildiğini, divan tarafından genel kurul adına imzalandığını, diğer yandan kooperatif muhasebe kayıtlarında, gelir gider kayıtlarında ve tahmini bütçede müvekkilinin bizzat ismiyle alacaklı olarak gözüktüğünü, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin bulunmadığı 2011 dönemi bilançosunda dahi kooperatifin müvekkiline olan borcunun gözüktüğünü, kooperatif anasözleşmesinin 23. maddesinin 3. bendinde genel kurulun görev ve yetkileri arasında, yönetim kurulu başkanı ve yönetim ve denetim kurulu üyelerine verilecek huzur hakkı ve yolluk miktarı ile bütçeyi görüşerek karara bağlamak görevinin yer aldığını, bu maddeye istinaden tahmini bütçe ve çalışma raporu hazırlanarak bu bütçelere başkan aylığı, huzur hakları ve yolluklar konularak ödeme yapıldığını, 1998, 1999, 2000, 2001, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006 yıllarının tahmini bütçesi ve çalışma raporlarına bu ödemelerin konulduğunu, görüşmeye açılarak genel kurulca oylandığını, oybirliği ile kabul edildiğini, genel kurullarda yönetim kuruluna huzur hakkı ödenmesinin karara bağlandığını, kooperatif genel kurul tutanaklarının ve tahmini
bütçelerinin bir suretinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale İl Müdürlüğü'nde mevcut olduğunu savunarak, davanın reddini ve % 20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı kooperatifin başkanlığını yaptığı, davalı tarafından davacı kooperatif aleyhine huzur hakkı alacağının tahsili için Ezine İcra Müdürlüğü'nün 2012/717 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının huzur hakkı alacağının başkanlık yaptığı dönemin bilanço ve tahmini bütçe kayıtlarında yazılı olduğu ve bütçenin genel kurul tarafından onaylandığı, ancak davacı kooperatifin takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosyada bir delil bulunmadığı, alacağın yargılama ile belirlenmesi nedeniyle likit nitelikte olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 4.197,00 TL asıl alacak borcunun bulunduğunun ve takip tarihi itibariyle işlemiş faiz borcu bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin ve davacının icra inkâr tazminatı isteminin reddine, borçlu olunmayan kısım yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Ezine İcra Müdürlüğü'nün 2012/717 Esas sayılı dosyası kapsamından, davalı tarafından davacı aleyhine huzur hakkı alacağının tahsili talebiyle 4,197,00 TL asıl alacak, 2.490,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.687,00 TL'nin tahsili için ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçluya 16.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, takibe itiraz edil