"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 50. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması ve iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ile katılma yoluyla davacı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı şirketten dört adet hizmet faturasından kaynaklanan toplam 56.249,64 Euro alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine... İcra Müdürlüğü'nün 2010/9857 E. sayılı dosyası ile iflas yoluyla takip başlatıldığını, davalı tarafından ödeme emrine süresinde itiraz edilse de, itirazın yerinde olmadığını ileri sürerek, davalı şirketin itirazlarının kaldırılarak depo kararı çıkarılmasını, depo kararına rağmen borcun ödenmemesi halinde davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların 2006 yılından bu yana hizmet sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi içinde çalıştıklarını, uzun zamandır süregelen karşılıklı alacak - borç ilişkisinden sadece birkaç fatura seçilerek takip yapılmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, faturanın içeriğinin 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesinin doğacağını, yoksa faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin yapılmış olduğunun, malın teslim edildiğinin kabulü anlamı taşımayacağını, işin yapılmış, malın teslim edilmiş olduğunun kanıtlanması gerektiğini, bu nedenle faturadaki hizmetlerin verildiğinin davacı tarafından kanıtlanmasının gerektiğini, taraflar arasında akdedilen 15.12.2006 tarihli sözleşme uyarınca, davacının davalıya uçak yedek parçası sağlamayı taahhüt ettiğini, davalının da bu hizmet karşılığında davacıya, davalının uçaklarının aylık uçuş saatine bağlı olarak hesaplanacak bir ücret ödeyeceğini, davalı tarafın edimini yerine getirmeye başlamasına rağmen, davacının yaklaşık olarak ilk aylık süreçte yasal izinleri alamadığı gerekçesi ile davalıya hizmet vermediğini, davalının ödediği aylık bedellerin, davacının hizmet vereceği ilerleyen aylara mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını, yine davacının 2007 yılında, davalı tarafından gönderilen bir yedek parçanın hasarlandığı iddiasıyla müvekkilinden 33.000 Euro haksız bedel tahsil ettiğini, müvekkilinin yaptığı itirazlar neticesinde bu bedelin 21.121 Euro'sunun cari hesaptan mahsup edeceğini bildirmesine rağmen bu bedeli de cari hesaptan düşmediğini, müvekkilinin 2008 sonlarında uçuşlarını azalttığını, aylık uçuş saatine bağlı belirlenecek ücretin de gerçeğe aykırı ve daha fazla tahakkuk ettirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça iflas yoluyla adi takip yapılması nedeniyle tespit edilen alacağın davalı tarafça süresinde mahkeme veznesine depo edilmediği gibi, alacaklıya da ödenmediği anlaşıldığından, davalı şirketin İİK'nın 154 ve devamı maddeleri gereğince iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu'nda 492471 sicil numarada kayıtlı .....'nin iflasına, iflasın 20.02.2014 günü saat 11:32 den itibaren açılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı ile katılma yoluyla davacı vekillerince temyiz etmiştir.
1) Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
a)Dava, itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
YİBBGK'nın 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın m. 23/2). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK'nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK'nın 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi ger