"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dışı işçiye ödenen tazminattan sözleşme gereği davalıların yüklenici sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik toplam 56.485,87 TL'nin ayrı ayrı icra dosyasına ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi, mümkün görülmezse yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamından; davanın nispi ticari dava olduğu gerekçesiyle görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kooperatiflar Kanunu'nun 1. maddesi gereğince kooperatif, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar olup, tacir sıfatına haiz değildir. Bu itibarla uyuşmazlığı çözme görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesi gerekirken görev dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.05.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK'nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK'nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmelidir. Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiştir. Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de tarafların tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesi tüzel kişi taciri; ticaret