"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı ile kardeş olduklarını, muris babaları ...'un vefatından önce vasiyetname düzenleyerek değerli olarak beş adet taşınmazını davalıya vasiyet ettiğini, ekonomik kıymet içermeyen dört adet taşınmazı da kendilerine bıraktığını taşınmazların tamamının tapusuz olduğunu, murisin amacının vasiyetname yoluyla kendilerinden mal kaçırmak olduğunu, yasal miras haklarının tecavüze uğradığını, ayrıca murisin vasiyetname tarihinde hukuki işlem ehliyetine sahip olmadığını ileri sürerek, murise ait, ... Noterliği'nce düzenlenen 29/08/2003 tarih ve 3797 yevmiye nolu vasiyetnamenin iptaline iptaline, mahkeme aksi kanaatte ise davacıların mahfuz hisselerini aşan vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, davacıların iddialarının doğru olmadığını, babasına sağlığında kendisinin baktığını, babasının düzenlemiş olduğu vasiyetname ile taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu vasiyetnamenin kanunun aradığı şekil şartlarını taşıdığı ve murisin vasiyetname düzenlediği anda hukuksal işlem yapma ehliyetine sahip olduğu, bu nedenle vasiyetnamenin iptalini gerektirecek bir nedenin bulunmadığı, alınan bilirkişi raporuna göre davacıların saklı paylarına tecavüzün de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ...'nın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın, murisin vasiyetnameyi düzenlediği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
Fiil ehliyeti yokluğu; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hâkimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Fiil ehliyetinin nispi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kuruluşu olan ... Kurumundan rapor alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Esasen TMK. nun 409/2. maddesinde de, akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen murisin vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için ... Kurumundan rapor alınması gerekmektedir.
O halde mahkemece, ehliyetsizlik iddiası yönünden, işlem tarihinde murisin fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için ... Kurumundan rapor alınması gerekirken, ... raporu alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Diğer yandan, kabule göre değinilmesi gereken bir diğer husus da davacının tenkis talebine yönelik yapılan incelemeye ilişkindir.
Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebilec