"İçtihat Metni"
Tebliğname No : KD - 2015/380578
Tehdit suçundan sanık S.. Y.. hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 05.07.2011 gün ve 2011/413 esas, 2011/433 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 18.06.2015 gün ve 2013/24621 esas, 2015/31673 sayılı kararıyla;
"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık S.. Y.. müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA," karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2015 gün ve 2015/ 380578 sayılı yazısı ile;
"İtiraza konu uyuşmazlık Ankara 9.Asliye Ceza Mahkemesinin 05/07/2013 tarih ve 2011/413 Esas 2011/433 Karar sayılı kararıyla sanık S.. Y.. hakkında silahla tehdit suçundan verilen mahkumiyet kararında, sanık hakkında TCK 29 maddesinde yazılı tahrik hükümlerinin uygulama olanağının bulunup bulunmadığı ayrıca sanık hakkında verilen uzun süreli hürriyeti bağlayıcı cezayla ilgili olarak TCK 62 maddesince uygulama yapıldığı halde, TCK 51/1 maddesince ertelenmesine yer olmadığına ilişkin karar ile, CMK'nın 231/5 maddesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin kararlarda gerekçelerin yasal ve yeterli olup olmadığına ve çelişkili gerekçelerin bulunup bulunmadığına yöneliktir.
1-Sanık hakkında TCK 29 maddesinde yazılı tahrik hükümlerinin uygulama olanığının bulunmadığına yönelik yapılan inceleme,
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitap, İkinci Kısımda, "Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler" başlıklı İkinci Bölümde yer alan "haksız tahrik" 29. maddede; "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
5237 sayılı TCK'da tahrikle ilgili olarak, 765 sayılı TCK’da yer alan ağır tahrik hafif tahrik ayırımına son verilmiş ve tahriki oluşturan fiilin, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilmesi ve sanığın iradesi üzerindeki etkisi göz önüne alınarak maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda indirim yapılması şeklinde bir düzenlemeye gidilmiştir.
Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, failin haksız bir tahrikin oluşturduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesini ifade eder. Bu halde fail, haksız tahrikin doğurduğu öfke veya elemin etkisi altında, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeksizin, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısında meydana getirdiği karışıklığın sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan bir nedendir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik halinde failin iradesi üzerinde bir zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmış bulunmaktadır.
Öğretide yer alan görüşlere göre de; kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddetin etkisi altında bir suç işlemesi halinde kusur yeteneğindeki azalmayı ifade eden haksız tahrik, bu yönüyle, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan menfi bir nedendir. Başka bir deyişle, bu halde failin iradesi üzerinde bir zayıflama meydana gelmekte ve böylece, haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddetin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği, önemli ölçüde zayıflamış bulunmaktadır.
Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için kanunda bir zaman sınırlaması mevcut olmayıp, aradan uzunca bir zaman geçse bile önceki olayın etkisiyle suç işlenmişse tahrik hükümleri uygulanmalıdır.
Bunun dışında, Ceza Genel Kurulu ile Özel Dairelerce tereddütsüz olarak sürdürülen uygulamaya göre failin, ilk haksız hareketin mağdur veya maktulden kaynaklandığına ilişkin savunmasının aksinin ispatlanamaması halinde "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi uyarınca sanık lehine haksız tahrik hükümleri uygulanmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde,
Maddi olayda, müşteki sanık A.. K.. sevk ve idaresindeki 06 H.. plakalı oto ile Konya yolundan Çankaya'daki ikametine doğru seyir halinde iken Konya yolundan 1550 cadde üzerine doğru dönüş yaptığı bu sırada diğer müşteki sanık S.. Y.. da sevk ve idaresindeki 06 D... plakalı araç ile seyir halinde iken önünde 06 H.. plakalı araçta bulunan A.. K..e sellektör yaktığı, sürekli sellektör yaptığı daha sonra ve israrlı şekilde takip ettiği A.. K.. de müşteki sanık S.. Y..'a gel gel diye işaret yaparak Atrium iş merkezi önünde aracını durdurduğu, S.. Y.. da aracını A.. K.. A.. yakınında durdurup her iki müşteki sanığın, araçtan indikleri sırada müşteki sanık S.. Y.. elinde silah olduğu halde araçtan inerek silahı A.. K..e doğrultup ''bu işler saçını bu kadar uzatmayla olmaz adamın ifadesini böyle alırlar'' diye söyleyip ve hakaret ettiği
Bu sırada, olay yerinden polis ekibi arabası geçince müşteki sanık A.. K.. görevli polis memurlarına müşteki sanık S.. Y..'ı göstererek sanığın, kendisine hakaret edip, silah çektiğini söylemesi üzerine görevli polis memurları S.. Y..'ın yanına giderek müşteki sanık A..'ya silah çekip çekmediğini ve silahının var olup olmadığına sordukları, müşteki sanık S.. Y..'ın üzerine kayıtlı ve taşıma ruhsatlı silahı olduğunu söylediği ve sonrasında sanığın, görevli polis memurları aracın sağ ön koltuğunda 9 mm çapında Bereta marka G46248Z seri nolu tabancayı görevli polis memuru M.. T..'nu verdiği ve görevlinin bunun şarjörü nerede diye sorduğundan sanık S..'un sağ ön koltuktan alarak görevli memura verdikleri ve bu olaya ilişkin olay yeri ve geçici muhafaza altına alma tutanağının düzenlendiği şeklinde gerçekleşen eylemde,
Müşteki sanık S.. Y..'ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, 06 D.. plakalı aracımla Konya yolu istikametinde seyir ettiğim sırada, diğer müşteki sanık A.. K..'in aracı beni geçerek ilerlediği ve sonrasında aracıyla benim şeritime geçerek beni zor duruma soktuğu ve bende az daha kaza yapacak iken sol şerite geçerek muhtemel kazayı önledim ve sonrasında, sellektör yaptım ve müşteki sanık Arda bana el kol işaretleri yaptı ve gel gel şeklinde el işareti yaparak Atrium alışveriş merkezinin önünde otosunu durdurduğu ve bende aracımı onun yanında
durdurdum, araçtan indim, bu sırada diğer müşteki sanık A.. K..'in bağajdan sağ eline bıçak aldı ve üzerine doğru yürüdü ve bana sinkaflı sözlerle hakarette bulunduğu ve bende bu durum üzerine aracıma bindim, araçta taşıma ruhsatlı silahım vardı herhangi bir olumsuzluğu meydan vermemek adına, aracıma binip uzaklaşmak istediğim sırada görevli polis memurları yanıma gelerek silahının var olup olmadığını sordukları ve bende aracın sağ ön koltuğunda bulunan silahımı ve şarjörü görevli polis memuruna teslim ettiğini bu sırada müşteki sanık Arda bana sinkaflı sözlerle hakaretlerine devam ediyordu, şeklinde beyanda bulunduğu,
Cumhuriyet Savcısı huzurunda ifade vermediği ve daha sonra yargılama sırasında kovuşturma aşamasında müşteki sanık Arda'dan şikayetçi olmadığını beyan ederek suçlamaları kabul etmediği,
Müşteki sanık A.. K.. ise vermiş olduğu ifadesinde, olayda 06 H.. plakalı aracımla Konya yolundan evime doğru gittiğim sırada. Kırmızı ışık sonrasında yeşil yandı ve aracımla giderken, müşteki sanık S.. Y.. arkamdan hızla gelerek sellektör yaptı ve korna çaldı ancak ben yoluma devam ettim, sonra benim aracımın soluna geçti beni ısrarla takip etti ve sonrasında her ikimizde araçları durdurduk ve elinde bulunan silahı bana doğru göstererek" bu işler saç sakal uzatmakta olmaz, ben böyle silahla adamın ifadesini alırım" dediği söyleyip bana silah doğrulttu. O anda küfür etti fakat şu anda hatırlamıyorum. O an tesadüfen polis arabası geçtiği için koşarak polisten yardım istedim ve şahsı polislere söyledim, polisler şahsı yakaladılar silahını da aldılar. Ben de olayın kızgınlığı ile ve polisi görünce bir anda rahatlamam nedeniyle şahısa hakaretlerde bulundum. Çünkü ben daha önce şahısa yönelik herhangi bir eylemde bulunmadığım halde şahıs bana hakarette bulunup silah çekti şeklinde ifade verdiği,
Olay yerine gelen görevli polis memurları D.. K.., M.. T.., olayı görmediklerini ancak müşteki sanık A..'nın devriye görevi yaptığımız sırada koşarak yanımıza geldiği ve müşteki sanık S..'un kendisine silah doğrultuğunu söylediği ve bunun üzerine müşteki sanık S..'un yanına gittiklerini ve silah araması yapacağız silahın var mı diye sorduklarını ve müşteki sanık S..'un şöför ön sağ koltukta bulunan silahını görevlilere teslim ettiğini ancak şarjörü olmadığını fark ettik, şarjörü nerede olduğu sorduğumuzda, onu koltuğun üzerinden alarak bana verdiğini ve sonrasında buna ilişkin tutanak tutulduğunu söyledikleri,
Bunu dışında müşteki sanık A..'nın bagaj kapısı ve aracı