"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ... 'ın, müşteki ...'a yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/181 esas, 2018/96 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 20/03/2019 gün ve 94660652-105-27-262-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2019 gün ve 2019/35201 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı bulunan 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1.cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmesinden sonra, yürürlükte bulunan anılan Kanun'un 253/1-a maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğu, müşteki ... ve sanığa kovuşturma evresinde usûlüne uygun uzlaşma teklifi yapılıp 26/09/2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre edimsiz şekilde uzlaşmanın sağlanmış olması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Mahkeme tarafından uzlaştırma" başlıklı 254. maddesinde yer alan; "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır." şeklindeki düzenlemeler nazarında, mahkemesince müşteki ... yönünden uzlaşma sağlanması sebebiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ... 'ın, müşteki ...'a yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/181 esas, 2018/96 sayılı kararının, mahkemesince müşteki ... yönünden uzlaşma sağlanması sebebiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık ve mağdur arasında uzlaşmanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve buna bağlı olarak sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünde isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Genel Kurulu'nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir" hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK'nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK'nın 253 ve 254. maddeleri de