"İçtihat Metni"
...
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 13/05/2015 gün ve...sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalılardan ..., ... ve .... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş, davacı ve davalılardan ...., ... ve ... vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce davacı yararına bozulmuş ve davalılardan .... ... ve ... vekili kararın düzeltilmesini istemiştir.
Davacı, davalıların işleteni ve sorumlusu bulundukları petrol istasyonunda meydana gelen patlama sırasında yaralandığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararlarının giderilmesini istemiştir.
Davalılar ise, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ıslah yolu ile arttırdığı maddi tazminat istemi konusunda, ıslaha karşı zamananaşımı definde bulunulması, ıslah tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin de dolmuş olması nedeni ile ıslah edilen bölüm yönünden davanın reddine, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminatın bir kısım davalılar yönünden ödetilmesine karar verilmiştir.
Dairemizin 13/05/2015 gün, ... karar sayılı bozma ilamı ile "Davacının ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü istem, yeni bir dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesindeki istek sonucunun artırılması biçimindedir. Bu nedenle sadece dava dilekçesine karşı ileri sürülebilecek olan zamanaşımı def'i ıslaha karşı ileri sürülemez. Islah, 01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan kanunun 177/1. maddesinde ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği açıkça düzenlenmiştir. Bu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunulamaz. Açıklanan yasal düzenleme karşısında; yerel mahkemece, ıslah ile artırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir." denilerek davacı yararına bozma yapılmış, davacının diğer temyiz itirazlarının reddi ile davalılar ..., ... ve ...'in ıslah edilen miktar yönünden lehlerine vekalet ücreti verilmesi ile yargılama harç ve giderlerine yönelik temyiz itirazlarının ise; bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
-/-
-2-
...
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnalarından olup, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi olarak tanımlanmaktadır. Islah ile taraflar dava sebebini, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilirler. Usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunması şartı ile davanın tamamen veya kısmen ıslahı mümkündür.
Dava sebebinin veya dava konusunun değiştirilmesi tamamen ıslah halleridir. (... 3990). Davanın kısmen ıslahında ise, dava dilekçesinden sonraki bir usul işleminin ıslahı söz konusudur. Gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere müddeabihi (dava değerini) arttırma halinde kısmi ıslah söz konusu olup kısmi ıslahta, tamamen ıslahın aksine ıslah tarihine kadar yapılan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılmaz. Kısmi ıslah yapıldığı tarihten ileriye dönük olarak hüküm ifade eder.
Zamanaşımı ise borcu ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın istenebilirliğini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu nedenle zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. BK. 133. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler sayılmış olup bunlardan biri de dava açılmasıdır. Davanın tamamen ıslahında dava baştan beri (dava dilekçesinden itibaren) ıslah edildiği için ıslah edilen kısım içinde davanın açıldığı tarihte zamanaşımı kesilmiş olur.
Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım için kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder.
Nitekim 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK. 107. maddesinde düzenleme altına alınan belirsiz alacak davası ve tesbit davasında davacının iddianın genişletilmesi yasağı olmadan ve karşı tarafın rızasına ve ıslaha da gerek kalmaksızın talep sonucunun arttırılabileceği kabul edilmiş, maddenin gerekçesinde de bu dava ile ilk dava tarihinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir.
Aynı Yasanın 109. maddesindeki kısmi davada ise zamanaşımının kesileceği yolunda bir açıklama yoktur.
6100 sayılı Kanunun hazırlanması sırasında görev alan Pr.....,....tarafından yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku Kitabının 321. sayfasında “Belirsiz alacak davası açılabilmesinin mümkün olduğu hallerde kısmi dava açmak davacı açısından üç nedenle daha elverişli olmayacaktır. Birincisi