(743 S. K. m. 639, 641) (3402 S. K. m. 14, 17) (1136 S. K. m. 164)
Dava: Rüstem Kara, Mahir Hasan Ayan, müdahil Mehmet Yanık ile Hazine ve Tulumtaş Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının reddine dair Ankara-Gölbaşı Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.2.1998 gün ve 290-75 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Karar: Davacılar vekili, dava dilekçesinde mevkii ve hudutları yazılı taşınmazın müvekkilleri tarafından uzun yıllardan beri buğday v.s. ekmek suretiyle nizasız, fasılasız malik sıfatıyla zilyed olduklarını MK. nun 639. maddesinde aranan şartların gerçekleştiğini ileri sürerek taşınmazın 9/10 hissesinin davacılardan Rüstem Kara adına, 1/10 hissesinin de Mahir Hasan Ayan adına tapuya tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazın Hamza Soydan'ın tasarruf ve zilyetliğinde iken onun tarafından davacılardan Rüstem Kara'ya satıldığını bildirdikleri halde, zilyetlik devir senedinde satıcının Ahmet Soydan vekili Muttalip Soydan olarak gösterildiği, diğer davacı Hasan Mahir Ayan'ın zilyetliğinden hiç bahsetmedikleri bu durumun Kanuna karşı hile teşkil ettiği ve satış senedinin geçersiz olduğu, ayrıca taşınmaz içerisindeki taşların temizlenmesinin 3402 sayılı Yasanın 17. maddesi anlamında imar-ihya sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığına göre satış ve zilyetliğin devri herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Hamza Soydan tarafından zilyetliğin davacı Rüstüm'e devredildiğinin kanıtlanmış olması durumunda satış senedinde satıcının üçüncü bir şahıs olarak gösterilmesinin bir önemi olmadığı gibi bunun Kanuna karşı hile olarak değerlendirilmesi de doğru değildir.
Dava konusu taşınmazın bu yörede yapılan tapulama faaliyetleri sırasında taşlık olması nedeniyle tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taşlık niteliğindeki yerler MK. nun 641. maddesinde ifadesini bulan Devletin hüküm ve